Bölüm 40 = Konuşma

2.7K 188 6
                                    

"Geldiğin için teşekkür ederim" diyerek bakışları Cem'in arkasındaki koridorda gezinir ve Cem'in yalnız olduğunu görünce "Selim nasıl oldu da senin tasmanı serbest bıraktı." Dedi.

"Uğur haddini aşmadan konuş. Eğer böyle saçma salak konuşmaya devam edeceksen ben geri gideyim" diyerek tam arkasını dönecekti ki Uğur oturduğu yerden hızla ayağa kalkarak onu bileğinden tutup durdurdu. Cem ona doğru geri döndü ve bakışları birbiri ile kesiştikleri an Cem hızla gözlerini geri kaçırdı.

Uğur da o an onun bileğini geri bıraktı. "Özür dilerim ben öyle demek istememiştim. Sadece o sürekli senin yanında veya senin peşinde. Seninle uzun zamandır o olmadan görüşemiyoruz diye ben şey etmiştim."

"Bir daha şey etme o zaman Uğur. Başın beladaymış o yüzden geldim yoksa seninle hiç bir şekilde muhattap değilim."

"Lütfen öyle deme. Seni seviyorum bunu biliyorsun ben sadece..."

Cem bir kaç adım geri gidip "Sen sadece ne Uğur ne..." diyerek sesini yükseltiği an Aslı ikilinin yanında kendisini fazlalık gibi hissettiğinden "Siz konuşun bende size içecek bir şeyler hazırlayayım" diyerek salondan çıkıp mutfağa gitti ve ardından da kapıyı kapattı. Uğur'u seviyordu. Uğur'u onun gerçek halini bildiğinden beri bir abi, bir kardeş veya bir dost gibi çok seviyordu.

Eğer onun gay olmadığını bilse belki farklı türlüde severdi ama ona karşı hiç o gözle bakmamıştı. Şimdi ise gerçekten değer verdiği bir dostunun aşk acısı çekerken görmek kanına dokunuyordu.

Uğur karşısında ki oğlanın o çok sevdiği sarı saçlarına ve ela gözlerine içtenlikle baktı. Onu özlemişti, hem de delicesine özlemişti.

Cem "Beni ne için çağırdın gecenin bu saatinde buraya?" diye sordu.

Uğur Aslı'nın yemek masasından bir sandalye çekip oturdu ve Cem'e de karşısında ki koltuğu işaret etti. "Önce otur öyle anlatayım."

Cem gönülsüzce de olsa kendisine işaret edilen yere oturdu. "Oldu mu? Şimdi söyle ne oldu?"

"Benim orada çalışmamayı seçmemek gibi bir seçeneğim yok. Üstelik sana yemin ve söz veriyorum ki orada kimse silah zoruyla çalışmıyor buna ablanda dahil."

"Ablam neden sizin yerinizde öyle pis bir iş yaptığını bana kati bir şekilde söylemiyor."

"Bugün ki sorguda anlatmıştır belki."

Cem Uğur'un ne yapmaya çalıştığını anladığı gibi oturduğu yerden ayağa kalkmasıyla beraber Uğurda onu bileklerinden tekrar tutup durdurdu. "Dur hemen kızma sadece merak ettim. Tamam söz bir daha ablan hakkında konuşmayacağım, lütfen geri otur. Ben sadece bana inanmanı istiyorum Cem. Yemin ederimki ablanın orada çalıştığını bilmiyordum, bilseydim buna asla izin vermezdim."

Cem onu kendisinden uzaklaştırmak için geri itti ve "Bana sakın bir daha dokunma" diyerek sinirle kalktığı yere geri oturdu. Ona inanıyordu ama yine de olan olmuştu artık.

Uğur da karşısına geri oturup "Sana yemin ederim ki benim bildiğim hiç kimse zorla getirilip orada çalışmıyor, hepsi kendi rızaları ile geliyorlar ve babamın şirketinde bir yerlerde bunlara dair dosyalar olduğunu biliyorum" diyerek durumu açıkladı. "Ayrıca ben senden çok özür dilemek istiyorum.."

"Ne için?" diye sordu Cem şüpheyle.

Uğur başını yere eğip mahcup bir şekilde "Aracına bombayı babam koydurtmuş" diye mırıldandı.

Cem derin bir iç çekti. Ne kadar bunu sesli bir şekilde söylememiş olsa da aslında içten içe o da bunu biliyordu. "Peki sen bunu ne zamandan beri biliyorsun?" diye sordu.

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now