Bölüm 24 = Sevgililerim...

3.6K 192 32
                                    

Selim pastaneden içeri girdiğinde etrafta beyaz önlükle koşuşturan bir sürü gençle karşılaştı. Elinde çikolata kalıbı ile geçen kızlardan biri durup Selim'e gülümseyerek "Buyurun size nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu.

Selim de "Ben Cem'i aramıştım" derken kız hemen arkasında kalan koridorda ki kapıyı gösterip "Cem abi pastacılık bölümünde şuan eğitim veriyor" diyerek izin isteyip işine devam etti.

Selim böyle bir şey beklemediğinden merakla kızın gösterdiği yere giderken koridoru paspaslayan orta yaşlarda teyzenin biri "Oraya giremezsin yasak. Dilerseniz lobideki camekandan içeriyi izleye bilirsiniz" diyerek Selim'i durdurdu.

"Neden yasak?"

"Şuan çocuklar derste de ondan."

Selim sinirle "Lobi nerede o zaman?" diye sordu. Kadın da paspasını yukarı kaldırıp Selim'in arkasındaki koridoru gösterip "Oradan sağa dön görürsün zaten" diyerek işini yapmaya devam etti.

Selim kendisine gösterilen yere giderken burnuna gelen çikolata kokusuna yüzünü ekşitti. Pastanede ne kadar içeri giderse koku o kadar çoğalıyordu. Kadının bahsettiği koridora girdiği gibi sağ tarafındaki duvarın boydan boya camla kaplı olduğunu görüp şaşırdı. İçeride köşe şeklinde tezgah ve bir sürü ocak bulunuyordu.

İçeriye baktığı gibi ilk Cem'i gördü. Lise çağlarında ki bir kıza hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. Selim sırtını salonun ortasındaki kirişe yaslayıp Cem'i izledi. Genel olarak kızlar yoğunluktaydı ve en saçma şeylerde bile Cem'in yanına giderek onunla bir şeyler konuşuyor veya gösteriyorlardı.

Cem gibi kızlarla kolay ve çabuk anlaşabilen birisi nasıl olurdu da kızları sevmezdi hala anlamıyordu. Yakışıklı ve tatlıydı. Üstüne üstelik girdiği her ortamda ilgi çekmeyi de başarıyordu. Neden meme değil de sik severdi ki onun gibi biri. Üstelik çevresinde bu kadar güzel ve kendisinin etrafında pervane olan kızlar varken o çıka çıka Uğur piçi ile mi çıkmıştı...

Selim neredeyse bir saat boyunca Cem'i izlemişti ve o bir kere bile kafasını kaldırıp yukarı cama bakmamıştı. Tam bir saatin ardından Cem askılıkta asılı olan o tanıdık çantasının ön gözünü açıp telefonunu çıkartıp bir şeye bakana kadar.

Selim onun ne yapacağını merakla izlersen Cem hiç bir şey yamadan telefonu geri çantasına koydu ve fermuarını çekip kapattı. Odanın içinde saat olduğundan Selim Cem'in saate değil de başka bir şeye baktığını bildiğinden sırıttı.

Büyük ihtimal ona haber vermediği için evden çıktığını öğrenip öğrenmediğimi merak ediyordu. Selim tam bunları düşünüp kendi kendisine sırıtırken Cem başını kaldırdı ve camdan dışarı bakıp kendisi ile göz göze geldi. Cem'in yüzündeki şok ifadesi Selim'i eğlendirdi.

Selim elini havaya kaldırarak ona doğru salladı. Cem öğrencilerine bir şeyler söyleyip odadan hızla çıkınca Selim yaslandığı yerden doğruldu. Büyük ihtimal şuan yanına geliyordu.

Cem'in koridorda yankılanan "Beni nereden buldun?" sorusunu daha onu göremeden duymuştu bile.

Selim cebindeki telefonu çıkartırken Cem köşeyi dönerek Selim ile yüz yüze geldi. Selim de tam o sırada telefonunu havaya kaldırıp salladı. "CPS taktırmıştık telefonuna unuttun mu?"

"Onun acil durumlarda bir şey olursa diye kullanılacağını sanıyordum" derken sesi sinirli geliyordu.

"Bu zaten bir acil durum söz konusuydu. Kapıdaki polisleri azarlayıp çıkmış ve bana da haber verme gereği bile duymamışsın. Hem de benim sana bir işin var mı varsa bana haber ver dememe rağmen yapmışsın tüm bunları" diye acil durum gerekçelerini açıklarken Cem sinirle kollarını birleştirdi.

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now