27 ARALIK

277 8 15
                                    

Kelimelerin cümlelere cümlelerin iyi bir hikaye ye dönüşmesi dileğiyle hadi başlayalım.

Keyifli okumalar 💋
~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Mevsim gitme."

Yeşim'in saatlerdir etrafımda dönüp durmaları artık başımı döndürmek üzereydi. Endişeli bakışları üzerimde dolanan kıza bıkkın bir ifade ile baktım. “Yeter Yeşim biraz sakin ol. Biliyorum benim için endişeleniyorsun ama buna inan hiç gerek yok. Enes gerçekten sandığın gibi biri değil. Her şey harika olucak.”

Yeşim onu sakinleştirmek için havaya kaldırdığım elimi tutmuştu. “Mevsim bence bu düşünülmeden verilen bir karar. Yurttan kaçmakta ne hem, ya bir şeyler ters giderse? Lütfen kararını gözden geçir.” Elimi saran sıcak eller ile yüzüme bir tebessüm oturdu. Birinin benim için endişelenmesi çok güzeldi. “Hadi ama Yeşim dünyaya bir kez geliyoruz. Bırak bu geceyi Mevsim gibi yaşiyim. Hem her şeyi pilanladım, herkes uyuduğunda gizlice yurdun yangın merdivenlerinden çıkıp iki üç saate çoktan dönmüş olurum birçok kez konuştuk bunları." Karşımdaki kızın tatminsiz yüzünü görmezden geldim.

Bugün hayatımda ilk kez bir delilik yapmaya karar vermiştim. Yurttan kaçıcaktım birkaç saatliğine tabi. İlk kez bir sevgilim olmuştu ve onun doğum gününün ilk dakikalarını bir barda birlikte delilercesine eğlenerek geçirmeye karar vermiştik. Bu benim gibi birinin her zaman tadabileceği bir deneyim değildi.

Uslu herkesin sessiz, sakin, kendi halinde diye tanımladığı bir kız değildim hiçbir zamanda bu tanımaları karşılamayacaktım lakin yurttan daha önce kaçacak kadar ileri gitmemiştim işte bu da Yeşim'i korkutan asıl noktaydı.

Ben Yeşim dışında hiç arkadaşı olmayan. Okulda da fazlasıyla dışlanan bir kızdım ama ilk kez bir kaç hafta önce bir çocukla tanışmıştım. Benimle uzun zamandır tanışmak istediğini söylemiş hatta çıkma teklifi etmişti. Çıkma teklifini elbette kabul etmiştim. Birinin benimle ilgilenmesi beni cok şaşırtmıştı.

Kumral uzun boylu ve diğerlerinin aksine bana harika davaranan bir çocuktu. Bana çıkma teklifi ettiğinde elim ayağım birbirine dolanmıştı. Hatırlayınca yüzümü ekşittim. Tek kelimeyle rezalet. Yarın doğum günüydü. Ona bir hediye bile almıştım beyaz bir bere, aynısından bende de vardı. Üzerine aşcı teyzelerin birinden rica ederek ateş figürü diktirmiştim. Benim beremin üzerinde ise su figürü vardı. Bir nevi birbirimizi tamamlayacaktık.

Önünde durduğum aynadan kendime son bir kez baktım. Koyu kahverengi dalgalı saçlarımı bu gün gerçekten iyi duruyordu. Yüzümde gezinen gözlerim bana oldukça yabancı olan  heyecanlı tebessümün bana aslında yakıştığını haykırıyordu. Belki..belkide Mevsim de mutlu olmak için doğmuştur diğer çocuklar gibi. Hani şu bir anne ve babaya sahip olanlar gibi. Derin bir nefes alıp gözlerimi aynadan ayırdım.

Yılın sonlarındaydık. Tarih 27 Aralık 2029 u gösteriyordu. Bu gün benim en güzel günüm olucaktı bunu hissediyordum. Soğuk olan hava nedeniyle üzerime boğazlı beyaz kazağımı giymiştim altımda ise tanımadığım bir kızın eteği vardı. Yeşim benim için kızdan rica etmişti. Ve aynı odayı paylaştığım kızlarda biri olan Kızıl'ın beyaz botları giymiştim. Elbette Kızıl'ın haberi yoktu. Şimdi buna hırsızlık demeyelim de habersiz yardımlaşma diyelim. Üzerime ise Yeşim'in siyah kabanını alıcaktım.

Bu akşam yakalanmadığım sürece hiçbir şey beni mutsuz edemezdi, harika gözüküyordum. Saat on bire yaklaşmıştı.

"Yeşim bana biraz yardımcı olmaya ne dersin hadi bana kabanı getir." Saatlerdir beni vazgeçirmeye çalışan kız bıkkın bir nefes ile ardına dönmüştü. Yeşim'in bu tavrını görmezden gelip ellerimle son kez saçlarımı düzelttim.

SİYAH İNCİ Where stories live. Discover now