MERHABA

74 4 1
                                    

Bu bölümde seviceğinizi düşündüğüm diğer karakterlerle tanışıncaz umarım onları seversiniz.

Medya: Karman, Hazal, Naci ve Taner'in arkadaşlığını yaratırken esinlendiğim fotoğraf :)

Keyifli okumalar 💋
~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Polis merkezinden ayrılmamızın üzerinden bir saate yakın zamana geçmişti. Ben sessizce yolu izliyordum. Bu esnada ise beynim benim aksime deliler gibi çalışıyordu. Şimdi ne oluçak Mevsim? Yanındaki adamın adından başka ne biliyorsun Mevsim? Gerçekten canını hiç tanımadığın bir adama mı teslim ettin Mevsim? Salak Mevsim.

"Yeter sus artık." Diye çemkirdim bir anda. Ne bu ya iki saattir motorun soğusun be kızım. Tamam aptallık ettin. Koskoca teşkilatı reddedip bu adamın peşinden gitmeyi seçtin. Aptalca bir seçim gibi duruyor, evet. Ama birazda işin iyi tarafından bakmaya çalışalım. Bakalım da yok ki iyi tarafı. Ben kendimle savaşırken yanımdaki adamın sesi düşüncelerimi böldü."Konuşmuyorum küçük."

Ay rezil Mevsim sesli mi düşünmeye başladın? Seni aptal. "Şey sana demedim." Dedim ne tepki vereçeğini anlamak için yüzünün bana doğru olan tarafına odaklandığım adama. Sessiz kaldı. İnsan hiç tepki vermez mi, diye içimden geçirmeden edemedim.

Gözlerim üzerindeyken adamı incelemeye başladım. Yirmilerinin ortalarında yada sonlarında olmalıydı. Sivri yüz hatları vardı. Bunun yanında ise beyaz bir tene sahipti. Koyu dalgalı ve biraz uzun diye bildiğim saçları tenine fazlasıyla yakışıyordu. Güzel bir vücut yapısına sahipti itiraf etmek gerekirse. Üzerine yapışan siyah tişörtünden kollarına kaymıştı gözlerim. Daha önce de fark ettiğim bir şey tekrar ilgimi çekiyordu. Dövmeleri. İki kolunda da vardı bileklerine kadar. Ama itiraf etmeliydim gerçekten estetik bir görüntüye sahipti. Dövmeler ona dark bir hava katıyordu.

Ben adamı incelemeye devam ederken araba bir anda durmuştu. "Neden durduk?" Sorum ile bakışların üzerime çevirdi. "Geldik küçük, beni incelemek yerine önüne bakarsan göreceksin." Dediğinde istemsizçe utanç hissettim. Başımı hemen önüme çevirdim. Küçük bir mahalledeydik.

Gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım. Bu esnada Karman kemerini çoktan açmıştı. Bende hemen kemerimi açtım ve arkaya uzanıp içinde ne olduğuna dair hiç bir fikrim olmayan o siyah çantayı aldım. Karaman'ın arkasından bende hemen arabadan indim.

Büyük adımlarla adamın yanına geçtim. Ben adamı izliyordum o ise etrafı. "Uzun bir süre misafirim oluçak gibi duruyorsun küçük alış buralar." Dedi net bir sesle. Gözlerim ondan çekip etrafta gezdirdim. İki üç katlı küçük evler ve çiçeklerle dolu bahçeleri olan sokağa baktım. Çok tatlı bir ortam diye düşündüm.

Gözlerim tekrar Karaman'ı buldu. O da bana bakıyordu. Karman hiçte bu mahalleye ait gözükmüyordu.
Gerçekten ne işimiz vardı burada?

"Beni birine mi emanet edeceksin polis?" Dedim gözlerimi onun bana diktiği koyu kahverengi gözlerinden kaçırarak. "Hayır, küçük ben nereye sen oraya takip et." Arkasını dönüp sokağın sonuna doğru ilerlemeye başlayan adamı takip ettim.

Birlikte birkaç dakika sessizce yürüdük. Uzun bacaklarıyla attığı adımlara yetişmek için bir nevi koşmak gerekiyordu. Bu yüzden bende birkaç adım arkasında yürümeye karar vermiştim. Gözlerim etraftaydı. Pembe, beyaz, sarı duvarları inceliyordum. Geniş balkonlu evlerin balkonları çiçeklerle kaplıydı. Şöyle evlerden birinde oturmak ne kadar güzel olabilirdi diye düşündüm. Yeşim haklıydı galiba.

Yeşim'le hayalini kurduğumuz evlere benziyorlardı. Yeşim'le birçok zevkimiz farklıydı. Ama bir şekilde hep birbirimizi tamamlardık. Lakin Konu ev olunca hiç anlaşamazdık. O tam da şuan içinde bulunduğum mahalle gibi tatlı bir yerde yaşamayı hayal ederdi. Bense aksine kimseyle konuşmak zorunda olmicağım bir yerde yaşamak istedim.

SİYAH İNCİ On viuen les histories. Descobreix ara