ALIŞTIM SANA KÜÇÜK

58 1 0
                                    

Hazal Kara

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hazal Kara

İlk belirlediğim karakterdi Hazal. O yüzden onu da hemen görün istedim :)

Bölüm açıklaması canlar:

Bu bölümde her karakterin geçmişini birlikte ögrenicez, onları işte şimdi gercekten tanicağımızı düşünüyorum çünkü ben bir insanın sadece geçmişleri ile gerçekten tanınan bileceğine inanan bir insanım. Hadi onları tanıyalım.

Keyifli okumalar 💋

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Zonklayan başım, yarı açık bilincim ve asla hakaret ettiremediğim bendenim ile ölüp ölmediğimi anlamaya çalışıyordum. Her şey çok karanlıktı. Ölüm böyle bir şey mıydı? Ama uzaktan gelen sesler vardı. Nerden ve kimden geldiklerini anlamaya çalışıyordum.

Bedenimin her zerresi bir acının emir altında öylece kıvranırken tek yaptığım nefes alıp vermekti. Evet nefes alıyordum. Aldığım her nefeste berbat bir kokuyu da çekiyordum içime. Zaman geçtikçe çevremde sarf edilen her sözcük daha bir anlamlı geliyordu. Kim söylüyor ne söylüyor az çok idrak etmeye başlamıştım.

Yorgun bedenim bir dejavu içinde gibiydi. Sanki gözlerimi açtığımda karşımda beyaz önlüğü ile bir doktor belirtip bana kardeşin öldü diyecekti. Acı ile sarsıldı ruhum. Öyle bir acıydı ki zar zor aldığım nefes anında kesmişti. Hiç bir kelime, hiç bir ses, hiç bir nefes düzeltmez gibi gelen acı gözlerimi açmamı engelliyordu. Korkuyordum çünkü.

Peki neyden? Yeşim zaten ölmüştü. Mevsim sen zaten kardeşini kaybettin, sen zaten bu dünyada aylar önce bir başına kaldın. Hala mı yüzleşememiştim bu acı gerçekle hala mı bitmemişti içimdeki bu hesaplaşma? Neden yapıyordum bunu kendime. Yetmezmiydi?

Bir yaş aktı kapalı gözlerimden, bir el hissettim yanağımda. O el gözlerimden akan yaşı anına yakaladı. Elin sahibinin yumuşak sesi doldu kulaklarıma. "Ne yapıcaz bu gözleri, bu laf dinlemez yaşları?" Karman'ın eli yanağımda gezindi. Yanımdaydı, yanı başımda, bekliyordu. Nerdeydik, ne durumdayım? Hiç bir fikrim yoktu. Ama zaten o buradayken çokta merak etmiyordum.

Kalın ve yorgun bir ses biraz ilerimizde konuşmaya başladı. "Karman uyan evladım bu kızcağızla olan ilişkin bir işten fazlası, yakmışsın sen abayı buna. Seviyorsun bu kızı." Heyecan bedenim sararken nefes alış verişlerimi kontrol etmeye çalışıyordum. Neydi şimdi bu duyduklarım sesin sahibini tanımıyordum. Bana oldukça yabancıydı. Ama anlaşılan Karman'a değildi.

"Yok öyle bir şey." Net çıkan ses aynı zamanda serttide. "Gözler Karman gözler. Onlar yalan söylemez." Karman sustu bir şey desin istedim ama o sustu. Konuş diye haykırmak istedim. Ben onu seviyordum o da beni sevsin istedim bunu duymak istedim. Sadece sessizlik vardı artık.

Yoksa ben sevilmeye değer biri degil miydim? Elbette değildim. Bir göz yaşım daha aktı gözlerimden. Ve Karman onu da yavaşca sildi. Yorgun ve ağrılı başım karanlıkla olan savaşını yavaş yavaş kaybetti ve uyku bedenimi ele geçirdi.

SİYAH İNCİ Where stories live. Discover now