İHANET Ve Maske

26 2 0
                                    

!!Hikaye tamamen bir hayal ürünü olup gerçeği yansıtmamaktadır.!!

İlk sezonun sonuna gelmiş bulunuyoruz aşklar. Bol meraklı, bol heyecanlı bir bölüm ile sizi baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar💋

"Sevmeden ihanete uğrayamazsınız, ihanete ugramadan da doğru kararları alamazsınız."
~Panait İstrati~

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


İhanet neymiş işte şimdi biliyordum. ihanet bir cinayettir, ettiğiniz kişinin size olan güvenini tek nefeste öldürürsünüz. Sadece güveni değil, onun beslediği her duygu da onunla birlikte girer o soğuk tabuta. Nerden mi biliyorum? Ben bilirim. Ben ihanetin o kirli suyunda yıkanmış bir bedenim. Ben ihanete uğradım. Sevdiğim adamın ihanetine.

Ben beni hayata bağlayan adamın elinden bir hançer yedim. Ama hala çok korkunç olan bir şey varsa o da içimde ne bir öfke nede de kin var. İçimde sadece özlem var. Mevsim Ak'ın uğradığı ihanet aşkını öldüremedi. Evet bu bendeki bazı duyguları öldürmeye yetmedi lakin beni büyüttü. Karman Aras Çağlar'ın da dediği gibi öncelikler değişebilir. Benimde önceliğim değişti.

Gözlerimi parmaklıkların ardına saklı olan pencereme dikmiştim. Kaç gün geçmişti, bu gün günlerden neydi, nerdeydim? Bilmiyordum, bildiğim tek şey çok yanlız olmamdı. Yanlızdım, çok ama çok yanlızdım. Soğuk ve ruhsuz renklerin esiri olan duvarların arasında tanımadığım bir kaç insanın elinde silahlarla güvenliğim için beklediği bu mahzene beni sevdiğim adam tıkanmıştı.

Gözlerim sadece bir yatak, koltuk ve masadan ibaret olan odada gezindi. Gözlerim dolmuştu. "Yine kendi kendine kaldın aptal kız. Beni kaybettiğini için yalnızlığa mahkumsun." Gözlerim karşımdaki genç kızda gezindi. "Yeter Yeşim artık seninle konuşmak istemiyorum. Zaten canım çok yanıyor."

"Yanar tabi çünkü suçlusun."

"Git!"

"Mevsim, ben zaten burada değilim."

Gözlerim anlamsızca açıldı.

"Ben öldüm." Yeşim elini başına götürdü ve işaret parmağını başına yasladı. "Burdayım Mevsim." Başımı ellerimin arasına aldım. "Hayır Yeşim, karşımdasın!" Dolan gözlerim karşımdaki bedeni bulanık görmeye başladığında oturduğum yataktan kalkıp hızlı adımlarla genç kıza doğru yürüdüm. Ellerimi boynuna atmak ve tüm bu özleme son vermek için bir hamle yaptım. Ellerimi aniden bir boşluk sardı. Zayıf bedenim yerle bir oldu. Düştüm. Kocaman bir boşluğa sarılmıştım. Kimse yoktu. Kollarımın arasında kimse yoktu. Gözlerim korku ile etrafta gezindi. Tektim. Ben her zamankinden daha tektim.

"Hayır hayır Yeşim gitme, yalvarırım gitme, lütfen geri dön çok korkuyorum. Tek kalmaktan çok korkuyorum. Söz veriyorum asla üzmicem seni."

"Artık bunun için çok geç Mevsim." Ses vardı ama o yoktu. Tektim. O gerçekten de burada değilidi. O benim zihnimdeydi. Elimi ağrıyan göğsüme bastırdım. Nefes almak çok ağır geliyordu. Ben deliriyorum. Bitkin bedenim acı bir çığlık attı. Göz yaşlarımı tutamadım. Acı her zerremi sararken ellerimi saçlarıma daldırıp hunharca çekiştirmeye başlamıştım. Ellerimi arasındaki başımı iki yana sallıyordum.

Lütfen kendine gel! Kendine gel Mevsim henüz bitmek için çok erken.

Ama cok canım yanıyor. Çok yoruldum. Bitsin istiyorum.

SİYAH İNCİ Where stories live. Discover now