MUMUN KİBRİTİ

37 1 0
                                    

                         Taner Dağlı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                         Taner Dağlı

Keyifli okumalar 💋

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yağan yağmurun cama vuran damlaları adet camda ritim tutturarak beni uykumdan uyandırmıştı. Yarım açtığım gözlerim solumda kalan camı buldu. Oldukça hareketli olan yağmur damlalarını takip etmeye başladım. Hepsi birbirinden aceleci davranarak yer çekimine direnmeden düz bir zemine ulaşana kadar canla başla çalışıyorlardı.

Amaçsız ve cansızlardı aslında. Ama bittişe varmak için birbirilerini ezip geçecek kadar da rekabetçi duruyorlardı. Hayat onlara bir süpriz yapmış ve doğrudan yere inmelerine izin vermemiş, onları dışardan bakanların eğlenerek izleyebileceği acımasız bir yarışa davet etmişti. İzleyici bendim. Onların aksine oldukça sakin ve huzurlu bir göz. Her adımlarını takip ediyordum. Bir damla diğerini içine alırken yada sonunda biri zorlu yolu bitirip varış noktasına vardığında yüzünde mimik oynamayan bir izleyici.

Kafamı yastıktan kaldırıp gözlerim dikkatlice bir yağmur damlasına diktim. Damla oldukça süratli ve büyükdü. Önüne gelen küçük damlaları ezip hızına hız katarak ilerliyordu. Acımasızdı. Küçük su damlaları onun kadar hızlı olmadıkları için onun bir parçası olmaya mahkumlardı. Bu bana eskiden yemekhanede çalışan ablanın bir sözünü hatırlattı. "Zayıf olmak bir seçimdir. Herkes zayıf doğar ama sadece aptallar zayıf kalmaya devam eder. Güçlü olmak mı istiyorsun? En güçlüyü ez," derdi. Kızıl'la her kavganın ardından soluğu onun yanında aldığım için olsa gerek bana hep motive edecek kelimeler sarf ederdi. Güçlü olmalıydım yoksa o zayıf su damlalarından bir farkım olmazdı.

Yataktan kalkıp cama ilerledim. Soğuk cama işaret parmağımı yerleştirdim. Ve parmağımın hizasındaki su damlasını yavaşca takip ettim. Hızına yetişmekte zorlandığım su damlası saniyeler içinde diğerlerine karışıp yok oldu. Yavaşça cami actım. İçeri doğru gelen su damlaları sıcak tenime deydiğinde istemsizçe irkildim. Elimi dışarı uzattım. Actığım avucumun parmaklarını birbirine yapıştırıp su damlalarını elime toplamaya başladım. Su kısa sürede elime doldu. Elimi sıkıca kapatım ve suyun elimin arasından fışkırmasını sağladım.

Tüm büyük su damlaların ortadan kalkarsa küçük su damlaları artık kimseye boyun eğmek zorunda kalmaz. Bu sayede yarışı sakince bitire bilirler. Güldüm.

Çalan kapı beni düşüncelerimden ayırmaya yetti. Arkamı dönüp içeri giren adama baktım. Karman'dı. "Günaydın polis." Islak elimi üzerime silip camı kapatım.

"Günaydın Küçük." Bitkin gözleri benim üzerimde hiç oyalamadan yatağa kayan adam az önce kalktığım yatağa ilerleyip bedenini yatağın üzerine bıraktı. "İki saate Taner burada olur seni almaya o gelicek. Doğrudan eve gidin. Bende işlerimi halledip gelicem." Bitkin sesi uyku istiyorum diye bağırıyordu. Kapattığı gözleri eminim hiç açılmak istemiyordu.

SİYAH İNCİ Where stories live. Discover now