BEYAZ İNCİ

19 1 0
                                    


Bu bölümü baştan Sona siyah İnci'den okuyoruz. Umarım onu çok seversiniz. İşte bizim miladımızz.

Keyifli okumalar 💋
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Umay Sezgin,

Babamı özlüyordum. Annemi, babam yaşarken ki annemi özlüyordum. Annem yaşıyor, evet tam karşımda ve bana o aşağlayıcı bakışlarını atıyor ama ben biliyorum ki onu da babam ile birlikte kaybettim. Neden mi böyle söylüyorum? Çünkü o günden beri bir daha annemi görmedim, gerçek annemi. Beni büyüten kadın beni o soğuk aralık günü babamın mezarında terk etmişti.

O günden beri birlikte yaşadığım kadın kimdi? Bana neden bu kadar kötü davranıyordu. Neden beni suçluyordu? Aynı kadın farklı bir ruhtu o. Umay Sezgin'in en büyük cezası neden annesiydi?

"Anne.."

"Anne deme bana, yeter! İstemiyorum seni. Oktay'ın bana bıraktığın bir cezasın ve bu gün bu ceza bitecek." Gözlerim korku ile büyüdü. "Babam hakkında düzgün konuş." Sesimi ilk kez anneme karşı yükseltmiştim. Utandım. Yerdeki başımı yavaşca kaldırdım.

"Ne dedin sen?"

Yüzüme çarpan sert tokat ile başım yana dönmüştü. Acı gözlerimi doldurdu. Gururum belkide binlerce kez aynı tokat ile parçalara ayrılmıştı ama bu farklı hissettiriyordu. Ağzıma dolan kan tadı hiç bu kadar acı olmamıştı. "Git topla eşyalarını!" Ayaklandım.

"Nereye gidiyorum?" Kadının sinirli yüzü yumuşadı. "Evine, yeni evine." Yapmazdı. O bir anneydi. Her şeye rağmen bir anneydi, kızını satmış olamazdı.

"Anne." Dudaklarım titredi.

Gülen kadına doğru bir adım attım. "Yapmadım de. Anne beni satmadın, bunu bana yapmadın deme?" Yutkundum. Kadın sustu. Gözleri üzerimde bir saniye bile gezinmedi. "Ben gidiceksin dediysem gidiceksin. Bir gün bunu senin iyiliğin için yaptığımı anlayacaksın." Titreyen ellerim kadını ellerini sardı. "Anne lütfen. Ne istersen yaparım beni gönderme..." Ellerimi sertce iten kadın benden hızla uzaklaştı.

"Turan birazdan gelir. Git kurtul şu kıyafetlerinden saçlarını tara." Titreyen bacakımın bağı koptu. Dizlerim sertçe yere çarptı. Sattı. Beni sattı. Annem beni sattı.

"Gitmem. Hayır hayır hayır hiçbir yere gitmiyorum!" Sesim odayı doldururken bir adım önümde duran kadın başını başka tarafa çevirdi.

Çalan kapı haykırışlarımı böldü. Annem kapıya doğru bir adım attı. Titereyen ellerim kadının bacaklarına korku ile yapıştı. Gözlerim bulanık bir şekilde, beni izleyen kadına yalvardı. Tek kelime etmedim. O da etmedi. Ellerimi sertçe ittirdi. Bu düşmeme sebep olurken hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.

Annemin çalan kapıya giden adım sesleri ve haykırışlarım evi dolduruyordu. Baba çok korkuyorum.
Beni neden onunla bıraktın? Baba ben sana gelmek istiyorum.

Adım sesleri arttı, biri eve girdi. Odanın kapısına kaydı gözlerim, bir çift siyah ayakkabı bana dönük bir şekilde duruyordu. Yavaş adımlar dizlerimin önünde son buldu. Bir el girdi görüş açıma. Başımı kaldırdım son kez sadece son bir kez onun gözlerine bakmak istedim. "An..ne" Sesim ile başını başka bir tarafa çeviren kadına hayal kırıklığı ile bakarken susmuştum. Umay annesi tarafında bir adama satıldı. Umay bir eşya gibi değersiz bir parça gibi belki birkaç kuruş uğruna belki mevki uğruna satıldı. Bir genç kız annesi tarafında satıldı.

Başımı kaldırdım. Turan'ın uzattığı eli tutum. Piskoloji profesöru Turan Devin'in malı, eşyası, belkide hizmetçisi olmuştum. Bu ülkede adalet nerdeydi? On sekiz yaşında bir kız bir adama annesi tarafında teslim ediliyordu. "Korkuyorum." Adam elimi sıkıca tutu. Yüzüne beli belirsiz bir tebessüm oturdu. "Korku? Yaşamı tehdit eden gerçek tehlike karşısında hissedilen duygu. Ben ellerini böylesine tutarken korkmana gerek yok küçük kız." Ayağa kalktım. Gözlerim önümdeki adamın gözlerini buldu. "Bana zara vermeyecek misiniz?" Adam işte şimdi gerçekten gülmüştü.

SİYAH İNCİ Where stories live. Discover now