12. Bölüm - Ekspres Rastlaşmaları

6.1K 379 844
                                    


12. Bölüm - Ekspres Rastlaşmaları

AU Dünya

Harry zıplayarak uyandı. Biraz önce gördüğü kabusu düşünmemeye çalışarak yatakta kalkıp oturdu. Bu yeni evrene geldiğinden beri ilk defa Cedric'in ölümünü rüyasında görüşüydü. Mezarlıkta olanları yeniden görmek Harry'i terler içinde bırakmıştı. Çimlerin üzerine serilmiş olan Cedric'in ölü bedenini aklından çıkaramıyordu.

Hızlıca yatağından kalkarak banyoya koşturdu. Lavaboyu soğuk suyla doldurduktan sonra yüzünü içine bastırdı. Soğuk su terle kaplanmış teninin üzerinde bir harikaydı. Sudan çıkıp yansımasına baktığında alnındaki kıpkırmızı yara izine baktı.

Gerginlikle, elini saçından geçirerek Voldemort'un ona verdiği işaret olan yara izini gizlemek için saçını üzerine çekti. Yara izi acıyla karıncalanarak Harry'nin kalbinin hızlanmasına sebep oldu. Neden yara izi acıyordu? Voldemort'la ayrı evrenlerdelerdi. İçinde olduğu dünyada artık bir Voldemort yoktu. O zaman neden yara izi acıyordu?

Yara izinin hareketlenmesine rüyanın sebep olduğu çıkarımını yaptı. Voldemort'un nasıl yeniden doğduğunu ve yaptığı işkenceyi hatırlamak yara izinin acıyla zonklamasına neden olmuştu. Harry birkaç gece öncesini düşündü, rüya görüyordu, normal aptal rüyalar, sonra aniden uzun karanlık bir koridorda yürüdüğünü görmüştü. Sonunda koridorun bitişine varıp bir kapının önünde durduğunda sanki saatlerdir yürüyormuş gibi hissetmişti. Ama kapıya uzandığında kilitli olduğunu görmüştü. Tam kapı kolunu çevirir ve kıpırdamadığını fark ederken de uyanmıştı. Yara izi o zaman da rahatsız edici bir şekilde karıncalanmıştı, ama Harry nedenini anlamamıştı. Rüyanın sadece başka bir evrende çıkışı olmayan bir şekilde kapalı kaldığı için hislerini yansıttığını düşünmüştü. Bu alternatif evrende bu şekilde kapalı kalmış olmaktan dolayı üzgün değildi. Gerçek şu ki buna memnundu. Bu dünyada yalnız değildi. Bir ailesi ve bir evi vardı, olması gereken gibi bir evi, ve zaman zaman ne kadar aklı karışsa da burada rahat olduğu sonucuna varmıştı.

Kendini aynadan ayırdı ve odasına geri döndü. Tekrar uyumaya çalıştı ama bir türlü yerleşemedi. Kısa süre sonra vazgeçerek kalkıp yatağın ucuna oturdu. Cedric'in ölümü hala zihninde gerilerde bir yerde dolanıyor, ön sıralara geçmek için mücadele ediyordu. Mezarlıkta neler olduğunu hatırlamamak için kendini zorladı. Birdenbire bir şey fark etti, hatırayı alıkoymak için kendiyle mücadele etmesine gerek yoktu. Odasına kilitlenmiş; onu umursamayan insanlarla çevrili değildi. Odasından çıkıp anne babasıyla konuşarak dikkatini dağıtabilirdi. Burada yüzünü dönebileceği birileri vardı.

Kalbi ferahlamayla patlayabilecekmiş gibi hissederek; ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. Ancak babasının kapısının önüne dikildiğinde gece geç bir saat ve babasının da muhtemelen uyuyor olduğunun farkına vardı. Tam geri dönecekti ki odadan gelen sesleri duydu. Babası uyanıktı ve yanında birileri vardı. Harry tereddütle babasının kapısını tıklattı.

Bir saniye sonra kapı açıldı ve Harry, James'in şaşkın görünen yüzüyle karşılaştı.

"Harry? Sorun nedir?" James sordu, açık kahverengi gözlerinde endişe vardı.

Harry'nin midesini sıcak bir his kapladı.

"Hiçbir şey. Uyuyamadım. Sen hala ayakta mısın diye bir bakayım dedim" Harry cevapladı.

James kenara çekilerek Harry'e yol verdi. İçeri adımını atar atmaz pişman oldu. Büyük şöminenin yanında mavi cübbelerin içinde Okul Müdürü, Profesör Dumbledore duruyordu. Harry olduğu yerde durarak büyücüye bakakaldı. Büyük bir itinayla Okul Müdürüyle karşılaşmaktan ve konuşmaktan kaçınmıştı, ta ki şimdiye kadar.

En Derin Yansımalar / Deepest Reflections (3.cilt)Where stories live. Discover now