42. Bölüm - Birçok Açıklama

10.6K 397 2.1K
                                    

42. Bölüm – Birçok Açıklama

Sirius pencereye baktığında başka bir baykuşun daha sert bir şekilde cama vurduğunu gördü. Tonks hemen pencereyi açıp baykuşun içeri zıplamasına ve bacağını uzatmasına izin verdi. Rulo yapılmış kağıt, baykuştan alınır alınmaz kuş yeniden uçuşa geçerek hala açık olan pencereden dışarı süzüldü.

"Bunda ne diyor?" Moody sordu, ona doğru topallayarak.

Tonks ruloyu açıp içinde yazanlara hızlıca göz gezdirdi.

"Kingsley depoya dair teyit almış. Üç saat önce bir ihbarla terk edilmiş deponun birine bir takım gönderilmiş. Ancak alevleri söndürmeyi becerebilmişler." dedi. "Şimdiye kadar, hayatta kalan yok gibi görünüyormuş."

"Doğruyu söylüyordu o zaman," Moody homurdandı Tonks'tan parşömeni alıp topallaya topallaya masaya geri dönerken. Mektubu masanın üzerine dağılmış, büyümekte olan yığının üzerine attı. "Ben sadece Ölüm Yiyenlerinin öldüğünü söyleyerek Voldemort'u korkutmaya çalıştığını düşünüyordum."

"Görünüşe bakılırsa, Harry her şey hakkında doğruyu söylüyordu." dedi Arthur, önlerinde oturan mektuplar ve notlara doğru işaret etti. "Baskınlar, yangın, ölen Ölüm Yiyenler, her şey."

Sirius burnunun kemerini sıkarak başını salladı. Başı ağrıyordu. O kadar kısa bir sürede o kadar çok şey olmuştu ki ve hiçbiri de ona anlamlı gelmiyordu.

"Kingsley'nin her beş dakikada bize bir not göndermesi iyi güzel de en azından James ve kalanına ne oluyor ondan da bahsetseydi!" Sirius söylendi.

"Dumbledore onlarla beraber, bir sorun çıkmaz." Remus güvence verdi. Ona da Yoldaşlığın kalanıyla beraber, James, Lily, Damien ve iki Harry geride kalırken Bakanlıktan ayrılması söylenmişti.

Ana koridordan duyulan bir ses Sirius'un aceleyle oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru koşmasına neden oldu. Dar, loş ışıklı koridora vardığı an dört kişinin yorgunlukla içeri girdiğini gördü.

James hasta görünen bir Harry'e destek olarak içeri girdi. Lily ve Damien yorgunluktan bitkin görünerek onları takip etti. Dörtlü başlarını kaldırdığında Sirius, Tonks ve Remus'un onları beklediğini gördü.

"Merlin'e şükürler olsun!" Sirius coşkuyla konuştu, ailesi olarak gördüğü insanlara doğru koşarken. "Artık hadden aşırı endişelenmeye başlıyordum!"

James'in solgun on beş yaşındaki Harry'i desteklemesine yardım ederek onu ve kalanını ana salona doğru yönlendirdi. Birçok Yoldaşlık üyesi masanın etrafında oturuyor, ya Kingsley'den gelen notları inceliyor ya da alçak sesle birbirleriyle konuşuyor, şimdi tam olarak ne olduğunu çıkartmaya çalışıyorlardı.

Sirius Harry'i kendi sandalyesine oturttu ve endişeyle ona baktı.

"İyi misin evlat?" sordu.

Harry başını salladı ve titremeyi keşke bırakabilse diye düşündü. Babasının cübbesi etrafına sarılıydı ama hala vücudunda hiçbir sıcaklık hissedemiyordu. Titremeyi bırakamıyordu.

"İyiyim ben." demeyi becerdi, Yoldaşlığın kalanından aldığı bakışları bilmezden gelerek.

Damien ve Lily sessizce yanına oturdu.

"Ee nasıl gitti?" Remus sordu James'e.

"Bilemem ki," James köpürdü. "Kimse benimle konuşmadı."

"Ne?" Sirius sordu, dikkatini Harry'den James'e çevirerek.

"Odalardan birine koyulduk ve iki saat boyunca yalnız bırakıldık. Sonra bir Seherbaz gelip bize gitmekte serbest olduğumuzu söyledi, o kadar! Ne bana ne de başka kimseye tek soru sormadılar!" James kızgınlıkla konuştu.

En Derin Yansımalar / Deepest Reflections (3.cilt)Where stories live. Discover now