44. Bölüm - Son Vedalar

14.3K 448 3K
                                    

44. Bölüm - Son Vedalar

Draco kocaman gözlerini birdenbire odasında belirmiş çocuktan hiç ayırmadan bakakalmıştı. Ayağa kalktı, gerginlikle gözlerini siyah saçlı çocuktan ayırmadı. Harry olduğu yerde kalarak yalnızca bakışına yanıt verdi.

Draco'nun gözleri yatağına fırladı; asası hemen orada duruyordu ama uzanması mümkün değildi. Harry de asaya baktıktan sonra gülümsedi.

"Durma, Draco," diye meydan okudu, "benimle dövüşüp de hayatta kalabileceğini düşünüyorsan, hiç durma al asanı."

Draco asasına başka bir bakış daha attı ama ona doğru hiçbir hamlede bulunmadı. Damla damla ter toplandı alnında. Fena bir dehşet içindeydi. Olduğu yerde, elleri iki yanında işe yaramazca sallanarak durdu.

"Dürüst olacağım," dedi Harry, yavaşça ona doğru yürüyerek. "Beni bir çeşit ikileme soktun. Canını yakmak istemiyorum." Burada kasıtlı olarak durdu, diğer çocuğu yıkayan o ferahlamayı izledi. Manzaraya pis pis sırıttı. "Ama yaptığını da bilmezden gelemem. O küçük Çok Özlü İksir ve anahtar numaran bana az kalsın özgürlüğüme mal oluyordu, canımdan bahsetmiyorum bile." Gelip tam önünde durdu. Başını yana eğerek titreyen çocuğu inceledi. "Ve senin için maalesef ki, affedicilik benim sahip olduğum bir özellik değil."

Gözleri kararmış olmalıydı çünkü Draco bir korku sesi çıkararak geri çekilmeye çalıştı ama başucu sehpasına vurup üzerindeki su sürahisini devirdi. Sürahinin yere vuruş sesi odada yankılandı ve Draco'nun gözleri birinin ne olduğuna bakmak için odaya gelmesini umarak kapıya fırladı.

"Kimse gelmeyecek," Harry bilgilendirdi onu, "İçeri girdiğimde yaptığım Silencio kimsenin hiçbir şey duymadığından emin olacaktır." Donup kalmış çocuğa doğru bir adım daha attı.

Draco, Harry öne adımını atar atmaz harekete geçti. Elini su sürahisinin yanında duran gümüş kadeh etrafına sarmıştı. Bütün kuvvetiyle Harry'e doğru salladı, ama Harry yoldan çekilirken ıskaladı. Draco fırsatı kullanarak zıplayıp yatağına doğru atıldı ve asasını yakaladı. Etrafında dönüp titrekçe ona doğrulttu.

Harry manzaraya gülümsedi. Asayı bilmezden gelerek, geriye dayanıp başucu sehpasına yaslandı.

"Aman, aman, ne de umutluyuz!" diye alay etti. "Gerçekten benimle düello edebileceğini mi düşünüyorsun?"

Draco'nun eli titriyordu ama asayı Harry'e doğrultmayı sürdürdü.

"Git!" diye tısladı Harry'e, sesindeki korku ve mağlubiyet açıktı.

"İntikamımı almadan olmaz." Harry basitçe cevapladı.

"Ben yapmak istemedim!" Draco haykırdı, "Bir çıkış yolu bulmaya çalıştım ama kapana kısılmıştım! Seni kandırmak zorundaydım! Tek yol buydu!"

"Ne için tek yol?" diye sordu Harry. "Senin bir Ölüm Yiyen olarak kabul edilmen için tek yol mu?"

Draco başını salladı. Gri gözleri şimdi sulanıyordu, ya korkudan ya da öfkeden.

"Hayır!" tükürür gibi konuştu, "Canımı kurtarmak için tek yol!"

Harry tek kaşını kaldırdı.

"Yani beni kendi paçanı kurtarmak için mi sattın?"

Draco'nun solgun benzi daha da renk kaybetti ve kusmak üzereymiş gibi göründü.

"Sadece kendim için değildi; ailemi de kurtarmak zorundaydım!" diye yanıtladı. "Karanlık Lord bana seni kandırıp ona göndermemi emretti. Başarısız olursam, beni öldürmeden önce annemi öldürecekti! Babam bana Lord'un fikrini değiştirmek için hiçbir şey yapamadığını söyledi." Draco ne olduğunu yeniden Harry'e anlatırken hastalıklı bir şekilde solgun görünüyordu. "Seninle arkadaş olmaya çalıştım ama beni uzaklaştırdın. Seni ve Longbottom'ı izledim ve eğer oymuş gibi yapabilirsem, sana anahtarı vermek için bir fırsatım olacağını biliyordum. Seni ona teslim etmek zorundaydım yoksa kendim öldürülmeden önce annemin öldürülüşünü izlemeye zorlanacaktım."

En Derin Yansımalar / Deepest Reflections (3.cilt)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin