28

2.5K 59 0
                                    

(Ç/N - Eğerki Kuzgun yazıyorsa ismi Raven olarak okuyun)

"Sanırım artık çıkarabiliriz.

Ağzına bir bez kapatıldığı için tek kelime bile edemedi. Sadece bir burun kanaması için bu kadar endişelenmelerine gözlerini devirdi; doktor muayenesini bitirene kadar hareketsiz kaldı.

"Şiddetli aneminiz var. Vücudunuz da oldukça zayıf."

"Bu önemli bir şey değil mi?"

Yanında duran uşak dikkatle sordu.

Uzun yıllar bu evde uşak olarak çalışmıştı ama bir yaradan başka bir yerden kan geldiğini hiç görmemişti. Konakta çalışan hizmetkârların çoğu çok yetenekli olsalar da, tıpkı efendileri gibi sağlam bir yapıya ve güçlü bir kişiliğe sahiptiler. Kısacık hayatında birinin burnunun kanayabileceğini hiç bilmiyordu.

Bu yüzden Gilbert gözlerini hanımından alamıyordu. İlk başta onun ne kadar küçük ve narin olduğunu fark ettiği için zaten endişeliydi, ancak bu olaydan sonra tamamen korktu.

Elleri hafifçe titredi ve ağzından tek bir kelime bile çıkamadı. Efendisinin karısına hizmet etmediği için efendisi tarafından azarlanacağını bilmesine rağmen.

"Majesteleri..."

Doktorun sözleri karşısında herkes gergindi. Hizmetçiler ve uşaklar nefeslerini tutmuş, sadece doktorun ağzına odaklanmışlardı.

"...vücudunuzda hiçbir sorun yok. Biraz dinlenirseniz kendinizi daha iyi hissedeceğinizi düşünüyorum."

"Madam..."

Doktorun sözleri üzerine herkes rahat bir nefes aldı. Ortam gergin ve gergindi ama Molitia mesafeli duruyordu.

"Tanrıya şükür, hanımefendi."

Kâhyanın sözleri üzerine hafifçe başını salladı. Onlara durumundan bahsetmeli mi diye düşündü ama adamın ne kadar rahatlamış göründüğünü görünce başka bir şeyden bahsetmedi.

Neyse ki, Molitia'nın doğal olarak hasta olan vücuduyla pek ilgileniyor gibi görünmüyorlardı. Sadece şu anki burun kanamasını durdurmak için çaresizdiler.

"Şimdi bezi çıkarabilirsin. Şimdilik burnunuza dokunmayın ya da tahriş etmeyin."

"Elbette."

"Öğün atlamamalısın. Düşes'in zayıf bir bünyesi var, bu yüzden düzenli olarak yemek yemesi gerekiyor. Alabileceği tüm besinlere ihtiyacı var."

Molitia yan gözle uşağa baktı. Uşak doktorun sözlerini heyecanla dinledi. Doktordan çok uşağın sözleriyle ilgileniyor gibiydi.

"İlacı hazırlayıp mümkün olan en kısa sürede size göndereceğim."

Doktor odadan çıkarken kan lekeleri yere saçılmıştı.

Kumaş saf beyaz olduğu için kararmış kan daha koyu görünüyordu.

"Madam, hadi yemek odasına gidelim. İlacınızı alabilmeniz için karnınızın tok olması gerekiyor."

Şu anda yapabileceği en iyi şey buydu. Molitia oturduğu yerden kalktı, onun isteğini kabul etmeye hazırdı.

"Madam, lütfen ayağa kalkarken dikkatli olun."

Yanındaki hizmetçi irkildi ve onun kolunu tuttu.

"Çok kan kaybettiğiniz için başınız dönebilir, bu yüzden lütfen adımlarınıza dikkat edin."

Hizmetçi kolunu tuttuğunda Molitia sanki havada yürüyormuş gibi hissetti.

"Doktor iyi olduğumu söylemedi mi? Bunu yapmak zorunda değilsiniz..."

"Hayır, yemek odasına gitmemiz uzun sürmez. Size yolu göstereyim."

Hizmetçilerin ne kadar sadık ve ilgili olduklarını gören Molitia sessiz kaldı. Birinin ona göz kulak olması o kadar da kötü değildi.

Yine de iki taraftan da desteklenmek biraz...'

Molitia diğer hizmetçinin kendisini tutmasını engellemek için başını çevirdi ama hizmetçi onu sıkıca kavramıştı.

"...o zaman şimdi gidelim mi?"

"Size rehberlik edeceğim."

Herkes ona son derece hasta biri gibi davrandığı için Molitia, onun için endişelenen insanlarla çevrili yemek odasına yöneldi.

Endişe ve kaygıları yemek odasına vardıktan sonra bile devam etti. Burnunun kanadığı haberi malikânede yayıldıktan sonra herkes onun etrafında temkinli davranmaya başlamıştı.

Kont'un evinde gördüğü muameleyle kıyaslandığında, burada bir ülkenin yıldızı gibi muamele görüyordu.

Bu kötü bir his değildi, aksine kendisine değer verildiği hissi oldukça ferahlatıcıydı. Kötü bir şey değildi.

Ama bu muamelenin uzun sürmeyeceğini biliyordu. Kont'un evinde olduğu gibi hastalanmaya devam ederse, o zaman kesinlikle ona kızacaklardı. Molitia yemek servis edilir edilmez sırtını dikleştirdi.

* * *

"Geldin demek. Düşündüğümden daha erken dönmüşsün."

Raven'ın dönüş haberini ilk karşılayan uşak Gilbert oldu. Ceketini bir selamla aldı.

(Ç/N - Reuben olan ismi Raven olarak değiştirdim. Yanlış bir çeviri yapmışım. Anlayışınız için hepinize teşekkür ederim)

"O kadar da önemli değil."

Dük Dur Lütfen Çünkü Acıtıyor (+18)Where stories live. Discover now