Dük Dur Lütfen Çünkü Acıtıyor (+18)

34

Adam onun eline hevesle karşılık verdi. Kadın adamın üst bedenini soydu ve ona baktı.

"Peki ya aşağısı?" (Raven)

"Ne?" (Molitia)

"Onu çıkarmayacak mısın?" (Raven)

"Pantolon da mı?" (Molitia)

"Kıyafetlerimi çıkaracağını söylememiş miydin?" (Raven)

Doğrudan ses tonu Molitia'nın menekşe rengi gözlerinin titremesine neden oldu.

Merak dolu gözleri bir anda utanç dolu bakışlara dönüşmüştü. Bu geçici değişimi izlemek hiç de fena değildi.

Alçak bir sesle omuzlarını aşağı indirdi. Molitia'nın vücudu yatağa yatırıldığında, rahat karnının alt tarafını okşadı.

"Ama bir dahaki sefere. Daha fazla dayanamayacağım." (Raven)

Onun titreyen ellerinin aksine, Raven bir anda kemerini çözdü. Vahşice duran fallusunun görüntüsü Molitia'nın gözlerine girdi.

Adam kalçalarını ayırıp poposunu okşarken Molitia seğirdi. Meraktan düğmelerini açtığı zamankinden farklı görünüyordu. Raven onun endişeli yüzüne bir an baktı ve elini kaydırdı.

"Ah, Raven...." (Molitia)

Gergin bir ses yumuşak bir tonda onun adını haykırdı. Mor gözleri masumiyetle parıldıyordu.

Aletini girişe birkaç kez sürttü ve ancak o zaman, ucu ıslandığında yavaşça içeri itti.

Islak kıvrımlarının içeriden ayrılmasının verdiği tuhaf his parmak uçlarının rengini soldurmuştu.

"Gergin olma..." (Raven)

Dikkatlice başını okşadı ve onu öptü. Bacakları iyice açılmışken biraz daha içeri itti.

"Sana zarar vermeyeceğim. Rahatla." (Raven)

İçinin doldurulmasının verdiği yanma hissi Molitia'nın ürpermesine neden oldu. Bir anda dünden kalan acıyla boğulduğunu hissetti.

Yine de dünkünden daha iyi hissediyordu. Onun bu içten davranışı kalbinin derinliklerinde bir haz yarattı.

"Ha..." (Molitia)

Sonuna kadar itti ve küçük bir homurtu çıkardı. Penisinin sıkıca doldurduğu iç kısımları Raven'ın başını döndürmüştü.

Onun hastalanmasını önleyeceğine dair verdiği söz bulanıklaşmıştı. İddialı bir şekilde hareket etmese bile Raven da en az onun kadar heyecanlıydı. Bu nedenle, öz kontrolü her seferinde test ediliyordu.

"Ah!" (Molitia)

Ani bir hız artışıyla beli yukarı kalktı ve yumuşak vücudu adamın belinin hareketiyle birlikte sallandı.

Molitia onun boynuna sarıldı. Tenleri birbirine temas ettikçe kokuları da birbirine karışarak daha yoğun hale gelmişti. Raven sanki ondan nefes alıyormuş gibi dudaklarını emdi.

Kalçaları en son sınırlarına kadar açıldıktan sonra bile hareketleri devam etti. İç duvarlarına her sert girişinde Molitia'nın eli omzunun üzerinde kıpırdandı.

Ona yanağından bir öpücük verdi ve dudaklarını yaladı. Eğer ondan bir ısırık alsaydı, tadı kesinlikle tatlı olurdu. İster vücudu ister kokusu olsun, o olduğu sürece bu hislerin kesinlikle kalacağını düşündü.

"Huh... Raven...!" (Molitia)

Kız ağladıkça ve ona seslendikçe, Raven kızın iç organlarını daha fazla zorluyordu. Onun gözyaşlarıyla dolu gözlerine bakmaya bayılan sadist bir eğilimi vardı.

Geriye dönüp baktığında, aslında hiç durmamıştı.

Molitia'nın parmakları omzuna battığı anda, onun en iç kısmının içinde doruğa ulaştı. Ateşli pantolonları havada asılı kaldı.

--

Ertesi gün, Molitia acı çekiyordu.

Ona zarar vermeyeceğini söyledi. Sonunda buna bir son vermek zorunda kaldı. Beline tutunurken homurdandı ama hiçbir faydası olmadı.

Pillen endişeyle Molitia'nın beline bir bakış attı.

"Sen iyi misin?" (Pillen)

"Belki..." (Molitia)

Molitia bundan pek emin değildi çünkü tuvalete giderken bile biraz desteğe ihtiyacı vardı.

"Bir doktor çağırayım mı?" (Pillen)

"Hayır, teşekkürler. O kadar da kötü değil." (Molitia)

Hizmetçilerle konuşurken kontrolsüzce kızarıyordu ve şimdi de doktorla mı tanışması gerekiyordu? Yüzünün patlamaması için yeterince şanslı sayılabilirdi.

"Kahvaltınızı nerede yapmak istersiniz?" (Lili)

"Lütfen yatağa getirir misin? Yemek odası çok uzakta." (Molitia)

Madamının zayıfça gülümsediğini gören Lili'nin kalbi sızladı. Tutkulu aşk inlemelerinin yanı sıra, dün efendisinin madamının vücudunda bıraktığı izlere bakmak zorunda kalmak Lili'nin madamına karşı gerçek bir acıma duygusu hissetmesine neden olmuştu.