106

416 16 0
                                    

"Sana zarar vereli birkaç gün olduğunu düşünüyorsun ama bu daha dündü. Dün seni tırmaladı."

"Biliyorum."

"Bunu biliyorsun ama yine de onu davet edecek misin?"

Raven başını sallamadan önce derin bir iç çekti.

"Asla olmaz, Molitia. O katılamaz. Eğer onu hâlâ davet edeceksen, ben de orada olacağım."

"Merak etme. Artık özel yerlerde birbirimizle yüzleşmek zorunda değiliz."

"Sen neden bahsediyorsun?"

Molitia uzandı ve onun elini tuttu. Adamın elinin her yeri nasırlarla kaplıydı ama ona göre kesinlikle yumuşacıktı.

Bu el etraftayken geri çekilmek zorunda değildi. Hatta ona o korkunç günü hatırlatan duygularla yüzleşecek kadar güç bile kazanmıştı.

"Ben 'Düşes' olarak anılacağım, Arjan Clemence ise sadece Leydi Clemence olarak takdim edilecek. İkimiz arasında toplum içinde resmi bir ilişki kurmak istiyorum. Kız kardeşler olarak değil ama soyluların kendi içinde."

"Bunu biraz daha erteleyemez miyiz?"

"Eğer bunu yaparsam, zayıf zihnim bir kez daha ortaya çıkacak. Sayende dün gerçekten nasıl hissettiğimi nihayet anladım. Ayrıca, dün çılgınca kabaran duygularım da cabası."

Dün Molitia çok ağlamış ve aklından pek çok düşünce geçmişti. Boğucu ve ezici duyguları sonunda özgürlüğüne kavuşmuştu.

Raven'a hikayesini anlatarak, nihayetinde kendi duygularıyla yüzleşebilecekti. Kendisinin bile farkında olmadığı karanlık ve kasvetli bir duygu. Soğuk bir odada boğulma hissi, sadece bir anı olarak adlandırılabilecek bir şey değildi.

Borçları, üzüntüsü ve ıstırabı onu yavaş yavaş yiyip bitiren zayıf duyguların bir derlemesiydi. Onu yatağa kilitlemişlerdi -soğuk yatakta- tam da sonuna kadar.

Buna korkunç Kont neden olmuştu. Bir keresinde kendi içinde teselli bulmaya çalışmıştı - tek başına. Ama bunu sadece bir geçmiş olarak görmezden gelme eylemi bile bunu yapmasını engellemişti.

Söz konusu olan kendi ailesiydi.

Hala ilerici bir malzeme olarak görülen bir konu olarak ondan faydalanıyorlardı.

Ezelden beri savunmasız ve işe yaramaz olarak görülen Molitia Clemence'den bahsettikleri sürece, ölene kadar bu tür bir üne sahip olacağı kesindi.

Raven ellerini birleştirmeden önce onun kararlı gözlerine baktı. Şu anda bile, ne zaman gözlerini kapasa aklına gelen tek şey onun ağlayan yüzüydü.

O kadar çok ağlamıştı ki gözleri kızarmış ve şişmişti, hatta kendi çığlıklarını yutmak zorunda kalmıştı. Onun yatıştırıcı dokunuşuyla ağlayışını bir türlü aklından çıkaramıyordu.

"Yaranla hemen yüzleşmen iki ucu keskin bir kılıç gibi. Hâlâ adım adım üstesinden gelmenin bir yolu var, Molitia."

Her zaman ifade etmenin doğru yolunu bilmeden yuttuğu duygu bankasının nihayet açılmış olması büyük şanstı. Ancak, uygun miktar tam olarak kontrol edilmezse, banka kesinlikle yok olacaktı. Raven, onun küçük ayaklarının altında böylesine bir karmaşa olduğu gerçeğinin farkında olmayabileceğinden endişe ediyordu.

"Endişelendiğim tek bir şey var. Kendine zarar vermen. Hayatım boyunca itibarımı hiç önemsemedim. Bu yüzden seninle evlenmek bana farklı hissettirmeyecek. Düşes olarak işin hakkında endişeleniyorsan, yavaş yavaş başlayabilirsin."

"Peki o zaman, Raven. Neden şöyle yapmıyoruz? Arjan Clemence'e bir davetiye göndereceğim. Katılıp katılmayacağına kendi karar verme hakkını ona vereceğim."

Raven, Molitia'nın söylediklerini duyunca bir an tereddüt etti. Uşaktan öğrendiğine göre, Arjan Molitia tarafından azarlandıktan sonra dışarı atılmıştı.

Yaşananlardan sonra birinin davet edilmek konusunda kesinlikle isteksiz olacağı açıktı. Herhangi bir isteksizlik hissetmemesine rağmen bir çocuk bile rahatsız olurdu.

"Ya size bir ret mesajı gönderirse?"

"Eğer gelmezse... O zaman diğer yolu deneyeceğim. Bu yarayı iyileştirmeye ve yatıştırmaya çalışacağım, böylece küçük, önemsiz bir zerreye dönüşecek."

Raven artık kararlılığı hakkında hiçbir şey söyleyemiyordu.

Dük Dur Lütfen Çünkü Acıtıyor (+18)Where stories live. Discover now