Bölüm 7

15.8K 1K 113
                                    

"Broşür dağıtmaktan nefret ediyorum." dedim daha işe başlayalı yarım saat olmadan.

"Benim için sorun yok.".dedi sırıtarak.

"Daha yeni başladık, burada 5 saat daha dikiliceğiz." diyerek açıkladım.

"Bana bir söz verirsen seni bu işten kurtarabilirim." dedi Tyler.

"Nasıl?" diye sordum ümitsizce.

"Önce söz ver," dedi.

"Ne sözü?" dedim.

"İşten kurtulunca geri kalan boş zamanını benle geçireceksin," dedi Tyler.

"Tamam, söz veriyorum. Hadi söyle bakalım." dedim.

"Burda durarak bitmez, bu yüzden yürüyerek dağıtıcağız ama dağıtırken gelip gelmemelerine aldırmayacağız, zorlada olsa ellerine vereceğiz böylece çabucak biticek. Sonrada elimizde bir kaç tane bırakıp geziceğiz. Görev değişimine yakın geri dönüp kalanları dağıtıcağız böylece kimse şüphelenmiyecek. Nasıl fikir?" diye sordu umutla.

"Buna hile denir!" dedim ve "Ve kurtuluş. Hadi gidip şunlardan kurtullalım ve biraz eğlenelim." diye ekledim.

En başta şaşırsada kendini çabuk toparladı.

***

Elimizdekilerin neredeyse tamamını bitirmiştik ve daha 3 saatimiz vardı.

Tyler yanıma geldi "Ee, Kızıl gitmiyor muyuz?" diye sordu.

"Nereye?" diye sordum.

"Bana söz verdin beraber takılacağız. Sence nereye gidelim? Yakınlarda bir yerde sinema salonu var, oraya gidelim mi? Ne dersin?" dedi etrafa gülücükler saçarak.

"Benim için farketmez. Sen beni bu işten kurtardın ya gerisi önemsiz." dedim.

"İyi o zaman gidelim." dedi.

Sıra çok az olduğu için fazla zaman kaybetmedik.

Filmi Tyler seçti, malesef romantik komedi idi, sıkıcı.

Filmin ilk yarısında kendimi uyanık tutmak için elimden geleni yaptım ama ikinci yarısında o kadar başarılı olamadım.

"Hadi uyan Uyuyan Güzel," diyen Tyler'ın sesiyle uyandım. Bir süre kıpırdamadım ama sonra Tyler'ın omuzunda uyuya kaldığımı farkedince hemen kendime geldim.

"Üzgünüm, uyuya kalmışım." dedim.

"Önemi yok, ne zaman istersen omzumu ödünç alabilirsin. Hatta istersen kucağımda senin olabilir. Veya başka neremi istersen..." dedi muzur bir ifadeyle.

"Saçmalama lütfen." dedim ve ayağa kalktım.

***

Tekrar broşür dağıtma yerine döndük.

"Bence film çok güzel değildi. Sence nasıldı? Ahh, doğruya sen izlemedin." diyerek benle dalga geçiyordu.

"Alay etmeyi kes, romontik komedi bana göre değil." dedim.

"Desene eğer bir daha gidecek olursak yine romantik komedi izlemek zorunda kalıcağız." dedi Tyler.

"Neden ki?" diye sordum.

"Başka türlü bana laf sokmadan o kadar uzun süre yanımda kalamıyorsun." dedi sırıtarak.

"Senle bir daha sinemaya gideceğimi de nereden çıkardın?" diye sordum sertçe.

"İçime doğdu diyelim." dedi Tyler.

"İçine söyle yanlış yerden doğuyor, yön değiştirsin." dedim.

"Pek söz dinlemez." dedi sırıtarak.

"Bana birini hatırlattı," dedim.

Bir süre sessizce dağıttık.

İçimde garip bir his vardı. Sanki biri beni izliyordu. Etrafıma baktım ama kimseyi göremedi. Tyler ise yolun karşısına geçmişti. Tam sağa döndüğümde karşımda dikilen bir adamla karşılaştım.

Adam yüzünün görünmesini engelleyecek şekilde ince hırkasının kapşonunu takmıştı. İnce ve geniş hırkanın altına kol kasları meydana serilecek şekilde dar bir tişört giymişti.

Adam hiç birşey söylemeyince tüm broşür dağıttığım insanlara söylediğim gibi "Akşam ki gösterimize gelmek ister misiniz? Saat 19:30'da bilet satışlarımız başlıyor." dedim ve bir broşür uzattım.

Önüne, arkasına baktı ve bir şey söylemeden gitti.

Bir süre olayın şokunu atlatmak için soluklandım. Sonra Tyler yanıma geldi.

"Kızıl, iyi misin?" diye sordu.

"Evet, evet iyim." dedim.

"Emin misin?" diye sordu, geçekten endişeliydi.

"Evet, eminim." dedim.

"Sana bir müjde vereyim. Rosa ve Nick geliyor." dedi.

Cevap olarak sadece başımı salladım.

İkili yanımıza gelince durdular. Nick Tylerla konuşurken Rosa beni bakışlarıyla öldürmeye çalışıyordu.

Sonunda kulağıma doğru eğilerek "Neden sen ve Tyler birlikte çalışıyorsunuz?" diye sordu.

"Babam görevlendirdi." dedim, Rosa'nın aksine sakin bir tavırla.

"Kabul etmeseydin." dedi ateş saçarak.

"Sanki öyle bir şansım var." dedim.

Tylerla Nick yanımıza geldiler. "Selam Tyler," dedi Rosa ani bir ruhani yumuşamayla.

"Selam Rosa. Kızıl hadi gitmiyor muyuz?" dedi Rosa ile pek ilgilenmeden.

"Bana uyar. Görüşürüz Nick," dedim ve Tylerla yola koyulduk.

***

Sirk alanına vardığımızda kimseye görünmeden benim çadırıma gittik.

İlk iş olarak çadırın içine baktım ama Rorry yoktu. Nerdeydi acaba?

Tyler da çadıra girdi ve "Neden tişörtümü çıkarmamı istemiyorsun? Bu şekilde merhemi sürmen zorlaşmayacak mı?" diye sordu.

"Zorlaşacak ama çıkardın mı giymeyi unutuyorsun." dedim ve sabah çıkarttığı tişörtü attı köşeden alıp yüzüne fırlattım.

Sonra elime bir miktar merhemden aldım ve Tyler'ın tişörtünü hafifçe omuzlarına kaydırarak sürdüm. Tyler oturuyordu ben ise çömelmiş vaziyette duruyordum. Tam işim bittiği için elimi çekiyordum ki dengemi kaybettim ve Tyler'ın üstüne düştüm. İkimizde yerde yatıyorduk, üst üste.

Druid AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin