Bölüm 34

12.2K 852 106
                                    

Endişe dolu adımlarla spor salonuna ilerledim. Sanki yol ben her adım attıkça dahada uzuyordu. Aklımda birçok felaket senaryolarıyla birlikte kapıdan içeriye girdim. Soyunma odasına yönelerek yürümeye devam ediyordum.

Soyunma odasına vardığımda içeride kimsenin olmadığını fark ettim. Bu yalnızlığı fırsat bilerek dolabıma gittiğim. Dolaplar anahtarlı olduğu için mutluydum yoksa yeni bir mucize olmadığı sürece şifreyi hatırlayamazdım, zaten geçen sefer nasıl hatırladığımda bir gizem içeriyordu. Dolabın anahtarını çevirip kapağını açtım. Önceden yerleştirdiğim okulun sembolünü taşıyan eşortmanları çıkardım. Hava oldukça sıcak olmasına rağmen dikkat çekmemek için şort yerine uzun eşortman altını tercih ettim, üst kısma ise spor atleti ile uzun kollu eşortman üstünü giyecektim. Böylece sıradan bir görünüme sahip olacaktım.

Üstümü giydikten sonra çıkardığım kıyafetleri dolaba tıktım ve kapağını kapattım dolabın. Tam soyunma odasından çıkmak üzereyken kapıda Ally ve Tayfası belirdi. En arkalarında Olive olmak üzere hepsi sırayla içeriye girdi. Bu süslü kızların bana karşı olan bakışları oldukça rahatsız ediciydi. Onların bakışlarına aldırmadan dışarıya çıktım.

Tirübünlere yöneldiğimde birkaç kişinin ayakta sıraya dizildiklerini fark ettim. Anlaşılan bu derslerde oturmak yoktu. Bende fark edilmeyeceğimi umarak sıraya girdim. Birkaç dakika içinde spor salonunda bir öğrenci trafiği oluşmuştu; soyunma odasına gidenler, sıraya girenler, salon içinde turlayanlar...

Zil çaldığında herkes sırada yerini almıştı. Bende sıranın soyunma odasına yakın ucunda duruyordum. Birkaç dakika içinde ikinci zil çaldı ve saniyeler içinde spor salonunda iki beden belirdi. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki heran bayılabilirdim.
Ben derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışırken Luke ve Austin her saniye daha çok yaklaşıyordu. Sıranın ortasına gelince durdular. İkiside sıradan bakışlarla sıraya göz gezdiriyordu. Ben hafifçe çeyrek adım kadar geriye çekildim, böylece durdukları yerden beni göremiyeceklerdi. Austin'nin bakışlarında bir değişme fark ettim, sanki birini arıyormuş gibi bakmaya başlamıştı. Luke bu sırada hafifçe boğazını temizleyerek söze başladı. "Ben Savaşçı Luke," dedi.

"Bende Savaşçı Austin," dedi Austin.

"Bir yıl boyunca Özel Yetenek Kullanımı ve Savaşçılık Eğitimi derslerinize biz gireceğiz. Henüz hiçbiriniz elentlerden herhangi birinde kontrol edemediği için Özel Yetenek Kullanımı derslerinde de Savaşçılık Eğitimi dersini alacaksınız. Öncelikle herkesin çiftler halinde ayrılmasını istiyorum." dedi Luke.

Herkes en yakın arkadaşıyla yada sevgilisiyle eşleşiyordu, bense sap gibi köşede dikilmiş olanları izliyordum. Austin beni fark etmiş olacak ki bana doğru yaklaştı. Yanımdaki kızların birkaçını iç çekerken yakaladım, sanırım kendilerine doğru geldiklerini düşünüyorlardı.

Austin yanıma gelince bana doğru çok kısık bir sesle "Kendine bir eş bulamadın mı?" diye sordu.

"Evet, pek arkadaş edindiğim söylenemez." dedim sakince. Sanırım derse başlamadan önceki heyecanım ve endişelerim dinmişlerdi.

Austin hafifçe başını sallayarak sırasının diğer ucundaki yalnız çocuğa seslendi, "Thomas, rica edersem buraya gelebilir misin?"

Ah, hayır! Bu olamaz.

Thomas yanımıza gelince beni görmenin verdiği şaşkınlığa tutuldu. Austin olanlardan habersizce "Thomas senin Buria ile eş olnlmanı istiyorum." dedi.

Thomas ile ben aynı anda "Hayır!" diye itiraz edince Austin şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırdı.

"Neden? Ayrıca siz birbiriniz tanıyor musunuz?" diye sordu Austin.

Druid AkademisiWhere stories live. Discover now