Her zamanki gibi herşeyi hazırlayıp iş yerine gitmek için hazırlanmıştım. Genellikle giydiğim takım elbisemi giyip çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İş yerine girdiğimde bütün kızların gözlerinin üzerimde olduğunu hissettim. Tabi vampir'ler çekicidir. Bana ait bir ofisim vardı. Tam oraya girecekken arkamdan müdürün sessini duydum. "Yoongi, bi bakarmısın?" Kafamı sallayıp onun ofisine yöneldim.
Kapıyı açıttım ve yanında uzun boylu ama benden kısa, güzel, çekici ve tatlı bir kız vardı. Kızı üstünde ise spor tarzı şeyler vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kısacası bunu giymişti. Kız daha çok bana yada bize bakmaktansa yere bakıyordu. Kıza bakıp müdüre baktım. "Asistan'ınla tanış." "NE? Sıze tek çalışmayı sevdiğimi ve asistan'a verek duymadığımı söylemiştim." "Ama ben öyle düşünmüyorum." Diyerek elleriyle kıza 'buyur' anlamında gösterdi.
Kız önüme geçip eğildi ve kendini tanıtmaya başladı. "Merhaba. Benim adım Kim Yena. 23 yaşındayım. Umarım istediğiniz gibi bir asistan olurum!" Gözlerimi kırptım. Çok istekli birine benziyordu. "İstediğiniz gibi diyorsun ama ben başından beri asistan istemiyordum." Müdür kıza çıkmasını rica etti ardında gözlerini bana çevirdi.
"Yoongi ben seni düşünüyorum. Kız çok iyidir. Hem çokta istekli ve ailesi'nin buradan alacağı paraya ihtiyacı varmış." İç çekip kafamı salladım "Peki." Gülümseyerek kızı yeniden içeri çağırdı. "Bu Min Yoongi. 24 yaşında." Dedikten sonra bize çıkabilirsiniz işareti yaptı.
Ben önde kız arkamda gidiyorduk. Ofise girince kızda arkamdan girdi. "Bazı kurallarım var. Asla eşyalarımı karıştırma, özel hayatıma saygı, peşimde fazla koşma, ihtiyacım oldumu yanımda ol ve en önemlisi bana çok yaklaşma. Şimdilik gidebilirsin." Kız kafasını sallayıp odamdan çıktı. Bi 'oh' çekip rahatladım.
Yena'dan
Ne kadar kurallı biri. Ah hayat bi kerede yüzüme gülsen. Gidip iş yerindeki kızlarla konuşayim bari.
"Min Yoongi yine çok seksi." Dedi yeni tanıştığım ama adını unuttuğum kız. "Senin yerinde olmak isterdim." Dudaklarını büzdü. Ben şanslı olduğum kısmı göremiyorum. Gayet kaba, itici biriydi Min Yoongi Bey. "Ben o kadarda beğenmedim." Kız bana tuhaf tuhaf baktıktan sonra 'senin gözün kör' dedi.
"Asistan!" "Ben kaçar." Ayy iyi etti beni çağırmayla sevmemiştim o kızı.
Yoongi'den
"Benim asistan'ımsan daha elbise tarzı şeyler giymen lazım. Bunlar fazla klasik." Bana göz devirdi! "Sen bana göz'mü devirdin?" "H-hayır efendim." Kızlar işte. "Neyse buradan çıktıktan sonra sana daha güzel kıyafet seçmeye gidelim ve biraz makyaj yapsanda fena olmaz." Çokmu açık sözlüydüm? Heh evet. "Şimdi daha işim kalmadı senle çıkabilirsin. He bide asistan bana müdürden dosyaları getirsene. Dosyalar de o anlar." Kapıdan çıkacakken duraksadı. "Bu arada unuttunuz sanırım benim adım var." Hee doğruya bu kızın adı enydi harbiden.
Bir süre sonra yine geldi içeri. "Buyrun efendim." Dosyaları incelerken adını sormaya karar verdim. "Adın neydi senin?" Hiç yüzüne bakmadan sordum. "Adım Yena efendim Kim Yena." "Anladım o zaman sana Yena diyeceğim." Kafasını salladığını hissettim. Sohbeti devam ettirmeye karar verdi. "Anlamı ney?" "Ye: sanat, yetenek ve yapabilmek anlamında. Na: zarif ve narin anlamında efendim." "Adın güzelmiş ve bana efendim yerine Bay Min desen?" Yine kafasını salladı. Kafasını salladığına göre pek konuşmayı sevmiyor. "Burada anlamadığım birşey var. Şu kısmı müdüre sorar mısın?" Ona baktım. Kaşlarını çattı sonra "hangi kısmı" diyerek bana daha doğrusu dosyaya doğru yaklaşmaya başladı.
O farkında olmasa bile ben çok yakın olduğumuzun farkındaydım. Kanı çok güzel kokuyor. Kendime hakim olamıyorum. Hayır bunu yapamam...
