♧20♧

2.7K 218 12
                                    

Geçen olanlardan sonra hiç birşey değişmemişti. Herşey aynı idi.

"Yena lütfen ofisime gel." Dediği gibi yaptım. Tıktıklayıp içeri girdim. "Evet?"
"Beni görmezden mi geliyordsun?" Neyden bahsediyor? "Hayır." Kafasını salladı. "Emin misin? Yada dalgındın bugün." Dalgın mıydım? Olabilir... kendimde değilim. Üşütmüşümde. "Hastayımda belki o yüzden-" "Eğer hastaysan niye geliyorsun!?" Niye kızdı şimdi? "Bir daha olmaz." Daha uzatmadan çıktım.

"HAPŞU!" Evet bu benim... "Çok yaşa!" "Çok yaşa!" "Sizde görün!!!"

"Peçetem bitti... sizde var mı?" Kafasını hayır analmında salladı. "Yoongi bey'e sor." Gidelim bakalım.

Kapıyı tıktıklayım 'gir' kelimesini duyunca girdim. "N'oldu?" Gözünü bilgisayarından ayırmayarak sordu. "Pe-pe-peçe- HAPŞU! Peçete lütfen." "Al burada." Hemen alıp çıktım.

Teşekkür etmedim... üffff birşey olmaz herhalde.

Saat 12.00 ve hala işim var. Sanki daha çok hasta oldum...

Tam son noktayı koyacaktım elektrikler kesildi! HAY SENİN GİBİ ELEKTRİĞİN! Gidip n'oluyor diye bakmaye gittim. Maalesef telefonumun şarzı bitti ve yanımda ışık kaynağı yok. Bende cesaretlenip gitmeye karar verdim.

İlerlerken ayağıma birşey takıldı ve düştüm. "Ahhh elim." Elimi bir cisim kesmişti... kanıyormu bilmiyorum ama muhtemelen kanıyor. "Aish!" Kalkamıyordum çünkü ayağımı burkmuştum. Yakından ayak sesleri duydum. "Yardım edin!" "Yena?" "Burdayım kalkamıyorum." Hafif ağlamaklıydım ama ağlamiyacam! Kim olduğunu bilmiyorum. "Yoongi?" "Evet benim. Şimdi gel gidelim." "Ayağımı burktum." Dediğim anda beni kucakladı ve gotürmeye başladı. Sanırım ofisine gotürüyordu.

Ofisine vardığımızda beni yavaşça koltuğa bıraktı. "Beni burada bekle. Ben bakıp gelicem." "Peki. Ama çabuk ol!"

Bir süre sonra elektrik geri geldi. Yoongi içeri girdi ve elimdeki kanı görünce ayrı bir şok oldu. "Orana ne oldu!? Çok sakarsın." "K-kan sana kokmuyor mu?" Dediğim şeye gözü büyüdü.

Yoongi'den

Bu dediği birazcık kırmıştı beni. Yüzündeki korkuyu görebiliyordum ama benden mi korkuyor yoksa ayağının yada elinin durumundan mı bilmiyordum ama niyese benden korktuğunu hissediyordum. "Hayır. Senin kanın kokmuyor." "Nasıl?" "Çok değer verdiğim kişilerin kanı kokmuyor. Her neyse gel şimdi eline bakalım sonrada ayağına." Yanağındaki hafif pembeliği fark ettim.

Elindeki kanı hafifçe sildim ve alkolle temizledim. "Hiii!" "Acıdığını biliyorum ama temizlemezsem mikrop kapar." Ardından elini sardım. "Ayağın konusunda doktora gitmelisin. Yarın sabah seni doktora götürürüm." Kafamı kaldırıp Yena'ya baktığım da ağlıyordu. "NE NE NE YAPTIM?!" "ÇOK ACIYORRR!" Kafasını okşamaya başladım. "Geçecek." Çocuk gibi. Hıçkırmaya başladı ama en azından ağlamıyordu. Vücudum kontrolden çıkmıştı... yavaşça Yenaya yaklasıyordum. Yena uzaklaşmaya başladı. Dudaklarına yaklaşım tam öpücekken beni itti. Yere yapıştım. "Ahh!" "Çok özür dilerim." "Neden beni ittin? 2 kez öpüştük!" "2? 1 kez öpüştük o da yanlışıklandı ve gerçek bir öpücük oldu-" "Hatırlamıyor musun? Uçakta. Sarhoş olmuştun. Sonra beni birden öptün. Zaten sonrada kustun... iğrençti." "Ha-hatırlamıyorum."

Kesinlikle hatırlıyor!

İYİ GİDİYORMUYUM?
Eğer hatam varsa çok çok ÇOOOOOK özür dilerim! Veee üzücü bir haberim var... 15 gün yokum! Tatile giriyorum. Herkese mutlu Noeler... Yılbaşılar... her neyse. Beni beklemeyin iki seksen yatıyor olucam.

Varacolaci // M.Y.GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin