Varacolaci // M.Y.G

♧14♧

"Yena yarın yurt dışına iş görüşmesine gidiyoruz. Sabah 2.30 gibi çıkarız. Hazırlan. Seni ben alıcam." Dedikleri kafama sonradan dank etti... "NE!?" "Çok seslisin." "Pardon. Şey yarin mı? Neden benim şimdi haberim oluyor." "Çünkü sen önemli değilsin." Birşey diyememiştim. O anki yüzüm nasılsa artık sırıtıp her ne yapıyorsa devam etti.

***

Hemen her ne lazımsa topladım. 5 saat kalmıştı ve ben nereye gidiyoruz onu bile bilmiyordum. Tek bildiğim iş görüşmesine gittiğimiz. Daha başka birisi geliyormu bilmiyorum.

***

Saat 1 gibiyken korna sesi duydum. Yoongimi diye camdan kontrol ettiğimde oydu. Hemen eşyalarımı alıp dışarı çıktım. Üzerime rahat şeyler giymiştim. Ben rahat bir insanım.

Yoongide aynı benim gibi yapmıştı. Rahat~ Neyse demekki azar işitmiyeceğim!

Aslında çok tat- boşver. "Hazırmısın?" "E-evet ama sadece bizmiyiz?" "Evet... saçma hayaller kurma." Ne demek istiyor? "Gidiyorum o zaman." Niye hiç tepki vermiyor. Hep düz -_- böyle bir yüzü var. DÜZ! Agh sinir bozucu.

***

Havalimanına vardık ve o bitmeyen kontrolerden geçtik. Bekleme yerinde oturup uçağın gelmesini bekledik. Garip bir sessizlik vardı. Belkide ben sadece böyle hissediyordum çünkü Yoongi telefonuna dalmış sanki ben orada yokmuşum gibi. Ya ben ne bekliyorum ki? Benle konuşmasını- "Sıkıldınmı?" Düşüncelerimi dağıtıp Yoongiye cevap verdim. "Birazcık." "Birazdan içeri alırlar... içmek istediğin birşey varmı?" İstiyordum. "Yok." Yere baktım. Nedense yüzümdeki ifadeden istediğimi anliyacakmış gibi hissettim. "Tamam o zaman." Neden istetiyimi söylemedimki? Bazenleri garipleşiyorum.

Sonunda uçağa aldılar ve çok geçmeden uçak kalkmıştı. "Yoon- Bay Min nereye gidiyoruz?" "Avustralya." "Kaç saat sürer?" "8 saat 30 dakika." Bana uzun geldi ama daha uzun yolculuklar yapmıştım o yüzden buda sorun olmaz... herhalde... umarım... tamam bence olucak çünkü yanımda bir adet Yoongi var.

"Ne içmek istersiniz?" Şuan şarap havamdayım. Alsammı? Alıcam! "Ben şarap alabilirmiyim?" "E-eminmisin?" Yoongiyi ilk defa kekelerken gördüm. "Evet." "Ben birşey almiyacağım." "Sen eminmisin?" "Evet." "Yemekde yemedin." "Benim için endişeleniyor musun?" "H-ha-hayır!" Kıkırdadı. "Buyrun." Şimdi keyifime bakıp şarabımı içicem.

Yoongi'den

"YOONGİ BEN YENA AHAHAA ÇOK UUU'YUM!" "Yena sessiz olurmusun? Hem 1 bardak şaraptan nasıl- ah bunun olacağını biliyordum." Ayağa kalkıp dans mı yaptığı şeye her nedeniliyorsa onu yapmaya başladı. "O-otur... biliyormusun sana nefes harcamiyacağım." "Eşinizi oturturmusunuz lütfen." Harika şimdide eşim oldu. "Ben tanımıyorum." "Yalan söylemeyin lütfen sizi duydum." Al işte gelde sinirlenme.
"Ye-yena i-iyimi- nefes al nefes ver... sa-sakın yapma!" Dediklerimi yapmıyordu. "Şimdi tuvalete- " Evet kusmuştu! Ve benim MIN YOONGI'NIN ÜSTÜNE! Bide kusmakla kalmayıp üstümde uyumuştu. Bu nasıl bir kız? Yok bu kız değil.

Üstümü tuvalette değiştirip herkesden özür diledikten sonra Yena'nın yanına tekrardan oturdum. Uyuyordu ama kafası cama çarpıyordu. O kusmuktan sonra kan kokusu alıcağımı sanmıyordum. Kafasını omuzuma yasladım. Güzel bir yüzü vardı. Minik burnu. Korelilere gore büyük gözleri. Sarıya boyanmış saçları. Güzel kokuyordu. İlk defa kandan ve kusmuktan farklı bir koku alıyordum. Daha fazla koklamak istedim. Burnum saçların deydi. Güzel bir his veriyordu tabi burnum gıdıklandı ve kıkırdadım. Yena'nın yüzünde tatlı bir gülüş oluştu. Rüyasında ne görüyor acaba?

Yena'ya o kadar dalmışimki yanımdaki dede bunu fark etti. "Oğlum yedin kızı." "Neyden bahsediyorsunuz?" "1 saatten beri kıza bakiyon aslında sende haklısın benimde karım o olsa bende öyle bakardım." K-karım mı? Dışarıdan gerçekten böylemi görünüyoruz. Yena'yı omzumdan ittim. Kafası cama çarpıp uyandı. "Aaaah n'oldu?" "Neler olmadıki!"

1 bin olduk!!! ÇOK TEŞEKKÜRLER! Cidden beni çok mutlu ediyorsunuz. Seviyorum sizleri!
Bide eğer hata varsa özür dilerim. Annemin dediği gibi tembelim bir daha okuyup hatalarımı düzeltemiyorum... çok iş!