İntikam-Pişmanlık

38.6K 1.1K 159
                                    

Selam gençler :D

Öncelikle geçen bölümdeki oy ve yorumlar için çok teşekkürler ederim.Ayrıca beni haklı bulan,bulmayan herkese yanımda olduğu için teşekkürler :D Düşüncelerinizi dikkate alacağımı da belirtmek istiyorum.

Berk'e ettiğiniz 'övgüler' de çok komikti.Bazılarını dönüp dönüp yeniden okudum. :D

Neyse yine çok konuştum.İşte yeni bölüm :D

İNTİKAM 13.BÖLÜM

"Risk alıp kaybetmekten daha korkunç olan nedir biliyor musun?

Pişmanlık... Pişmanlık insanı mahveder..."

POYRAZ

O malum günün üzerinden tam 1 hafta geçmişti.Tam bir haftadır Azra'ya yardımcı oluyordum.Bu süre boyunca  bilinci gidip gelimişti.Hali gerçekten içler acısıydı.Bir an Azra'yı götürmeyi bile düşünmüştüm.Fakat 'sayın canavarımız' buna izin vermemişti.

Her gün yanına gidip yaralarını temizliyor,tekrar sarıyordum.Artık bu işlem benim için günlük bir iş gibiydi.Bu süre boyunca Berk hiç odaya gelmemişti.Zaten hangi yüzle gelebilirdi ki.Kızı resmen öldürüyordu fakat buna rağmen pişkin pişkin bana her gün Azra'nın durumunu soruyordu.Bu beni çok sinirlendirse de yapabileceğim bir şey yoktu.Her ne kadar canavarda olsa kaç yıllık dostumu satamazdım.

Bu olaylar gelişirken Berkte rahat değildi.Nerdeyse her gece bir kum torbası patlatıyordu.Sanki ona vurunca siniri geçecekti! Onun gibi zeki birine göre çok büyük aptallıklar yapıyordu.O benim 5 yıllık arkadaşımdı fakat bu 5 yıl öyle sıradan bir beş yıl olmamıştı.Ne kadar inkar etsede pişman olduğunu görebiliyordum.Bazen onu tavana boş boş bakarken görüyordum.Öyle sıkıntılı görünüyordu ki beni tınlayacağını bilsem ona sarılırdım.O derece kendinden geçmişti.

Her ne olursa olsun bu yaptığı çok ama çok büyük bir şeydi.Masum bir kızı bu hale hangi cani getirebilirdi ki? Kızın bembeyaz olduğunu bilmiyor muydu? Nasıl bu kadar kontrolden çıkabilmişti?

Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan Azra'nın sesiydi.Ne dediğini anlıyamadığım için sargıları çabucak sarıp yüzüne doğru yaklaştım.

-Su.. dedi kısık bir sesle.Masanın üzerindeki sürahiden bir bardak doldurup ona yaklaştım.Çok dikkat ederek biraz doğrulttum ve suyu dudaklarına doğru uzattım.Sanki yıllardır su içmemiş gibi suyu tek nefeste bitirdi.Bende aceleyle bir bardak daha içirdim.Bardağı tekrar masanın üzerine bırakıp Azra'ya yaklaştım.

Bir süre kimsenin sesi çıkmadı.Sonra Azra biraz öncekine göre daha gür bir sesle konuştu.

-Teşek...kür...e...der...im. dedi zorlukla.Yastığını düzelttim.Bu durumda ona önemli değil falan diyemezdim.Bu çok garip olurdu.

-Ben bu yaşadıklarını için çok üzgünüm.Bunları yaşamaman için her şeyi yapardım.Fakat elimden hiçbir şey gelmiyor.dedim üzgün bir sesle.Bunların hiçbiri yalan değildi elimde olsa bunların olmasına asla izin vermezdim.Ama kahretsin ki yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Elimi sıkıp gözlerimi baktı.Ona bakamıyordum.Gözlerimi kaçırdım.Bu durumdan onu kurtaramamaktan utanıyordum.Tekrar elimi sıkıp ona bakmamı sağladı.

-Üzülme..senin..elinden..bir şey gelmediğini bili..yorum.Ama her şeye rağmen bana..yardım..ettiğin için teşekkürler.Bende senin yerinde olsam arkadaşı..mı satmaz..dım... dedi.

İşte tamda bu yüzden bu kızdan hoşlanıyordum.Bu kız masum,saf olduğu kadar dürüst,cesur ve yürekliydi.Hayatımda Azra gibi bir kızla tanışmamıştım.Onun durumundaki hiç kimse bu kadar cesur olamazdı.O kadar gururluydu ki.Gözlerimden akan bir damla yaşla ağladığımı anladım.Sahi en son ne zaman ağlamıştım 5 yada 6 sene önce falandı değil mi?

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin