İntikam-Üzgünüm

27.5K 892 180
                                    

İNTİKAM 27.BÖLÜM

 "En kötüsü de nedir biliyor musun?Pişmanlık...Pişmanlık insanı mahveder..."

AZRA

Umutlarımı ,hayallerimi ,sevinçlerimi  hepsini,her şeyi  kaybetmiştim.

Sanki bedenimin içinde hapsolmuş gibiydim.

Bedenim beni taşımıyordu,ruhum ise bu karanlık odada acımın içinde kaybolmuştu.

Bu kadar boşlukta hissetmem doğal mıydı?Kızgınlık,öfke,nefret hepsi sanki buhar olup uçmuştu.Aynı ruhum gibi duygularımda beni terketmişti.

Sanırım en tehlikelisi de buydu.

Bu boşluk peki nereye kadar devam edecekti?Bu kadar devam etmişken her şeye katlanmışken pes mi edecektim?Peki savaşmak için elimde ne kalmıştı?

Koca bir sıfır...

Gerçek anlamda her şeyimi kaybetmiştim...

***

Ellerim dizlerime dayalı bir şekilde o lanet odanın ortasında oturuyordum.Bu odanın her bir köşesi bana acı veriyordu.Sanırım bu öleceğini bile bile uçurumdan atlamak gibi bir şeydi.

Tam 3 gündür sadece bu şekilde yatağın üzerinde oturup kırmızı duvarı izliyordum.Ne bir şey yemiştim ne de canavarı görmüştüm.Bana her gün için 2 tepsi yemek bırakıyordu.Bu sadece benim günleri hesap etmemi sağlıyordu.Bunun dışında 6 tepsiye de dokunmamıştım.

O odaya girince çarşafı üzerime çekip yüzüme kapatıyordum.Ne onu görmek ne de sesini duymak istiyordum.

Kendimi ileri geri sallarken birden kapı açıldı.Hızlı hareketlerle Çarşafı yüzüme çekip arkamı döndüm.Her geldiğinde benimle konuşmaya çalışıyordu.Bense onu duymamış gibi yapıp o çıkana kadar çarşafın altından çıkmıyordum.

Ayak sesleri odayı doldururken dudaklarımı ısırıyordum.Buna dayanamıyordum.Bana bunca yaptıklarından sonra aynı havayı solumamıza dayanamıyordum.

-Sanırım bu günde pek konuşkan değilsin. dedi.Kulaklarımı tıkayıp sesini duymamazlıktan geldim.Ne yaparsam yapayım o lanet sesi kulaklarıma ulaşıyordu.

-Hadi ama 3 gündür hiçbir şey yemiyorsun.Bu kadar inatçılık fazla değil mi? dedi.Bense tırnaklarımı kulaklarıma geçirecek kadar bastırıyordum.Onun bana yaklaşmasını istemiyordum.

Adım sesleri tekrar kulaklarıma ulaşınca rahatladım.Sonunda gidebiliyordu.Derin bir nefes alıp ellerimi kulaklarımdan çektim.

Birden çarşaf çekilince donup kaldım.Onu görmek istemiyordum.Eğer onu görürsem kendimi tutamazdım biliyordum.Kafasını toprağa sokup görülmediğini sanan deve kuşu misali kafamı yastığın altına gömdüm.En azından o buz yeşili gözlerle karşılaşmayacaktım.Ellerimi iyice yastığa bastırıp dudaklarımı ısırdım.Burdan kurtulup sonsuza kadar yaşadıklarımı unutmak istiyordum.

Kafamdaki yastığı sertçe çekip yüzümden ayırdı.Bense inatla gözlerimi sımsıkı yummmuştum.Hayır onu görmeyecektim!

Ellerini yüzüme yaklaştırıp gözlerime dokununcaysa bende hatlar tam anlamıyla kopmuştu.Yataktan hızla kalkıp ondan en uzak köşeye gittim.Hayır bundan sonra bana dokunamayacaktı.Kendimi durduramıyordum.

-SAKIN BANA DOKUNMA! diye bağırdım.Sözlerim iznim dışında dudaklarımdan sökülüyordu.

-Eğer bir daha bana o iğrenç ellerinle dokunursan seni öldürürüm.Anladın mı?SENİ ÖL-DÜ-RÜ-RÜM! dedim.Yataktan uzaklaşıp bana doğru gelmeye başladı.Dudaklerında alaycı bir gülüş vardı.

İntikamDonde viven las historias. Descúbrelo ahora