0.4 "SOMUT & SOYUT"

8.2K 777 400
                                    

İyi okumalar.

&

Alkan gördüğü görüntü yüzünden kusmak üzereydi. Hatta tam şu an olduğu yere tüm yediklerini çıkarabilirdi.

Aklında kalanlar ile tekrar tuvali düşündü Alkan. Tuvalde bir kadın vardı. Duvara asılmış ve her yerinden kanlar akıyordu. Kolları ve bacakları birbirinden zıt yönlere doğru açılmıştı. Hatta derileri yırtılmaya başlamıştı bile. İzel bunu tuvale öyle gerçekçi dökmüştü ki adeta gözlerinin önünde bu kadın canlanıyordu. Alkan sendeleyerek yere attığı örtüyü tekrar zor nefesler eşliğinde tuvalin üzerine örttü. Bu görüntüye daha fazla dayanamayacaktı.

"Sana demiştim miden kaldırmayabilir diye."

Yattığı yerde iyice yayıldı İzel. Sanki bunları o çizmemiş gibiydi. "Sen nasıl çizdin peki bunları? Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?"

Bu olanlar akla sığacak şeyler değildi. İzel, nasıl bu kadar rahat görünebiliyordu?

"Bu daha hiçbir şey. Onun daha nice kurbanları var. Tabii edeceği onca işkence de..."

Bunu duymamazlıktan gelen Alkan, İzel'e başka bir soru sordu.
"İp ile asılı kadına ne oldu?"

Eli ile yatağının altını gösterdi İzel. Alkan anlamamış olacak ki soruyu tekrar yeniledi."Yatağın altında duruyor şimdilik. Ona sonra devam edeceğim."

Şakaklarına masaj yapmaya başladı Alkan. Kendisini korku filminde gibi hissediyordu. Sinirleri alt üst olmuştu. Hiç mantıklı düşünemiyordu. Daha fazla burada duramayacağını anlayan Alkan, İzel'e seslendi. "Akşama tekrar geleceğim İzel. Görüşürüz. Ne olur o sana ne derse desin dinlenmene bak. Bir kerede onu dinleme."

İzel ise Alkan'ı hiç takmadan ona sırtını dönerek yorganı kafasına kadar çıkardı. Kendisine cevap alan Alkan, odadan sessiz olmaya özen göstererek çıktı. İlk olarak bir lavaboya uğrasa iyi olacaktı. En azından deminki görüntüyü kafasından silmek için elini yüzünü yıkamalıydı.

"Ben Ünal Bey ile görüşmek istiyorum artık Funda Hanım."

Funda da Alkan'ı onaylayarak söze girdi:

"Katılıyorum Alkan. Hem ben de şu ölen yönetmen Mehmet Bey için biraz araştırma yaptım. Polislerden bilgi almak baya zorladı beni ama hallettim. Katil bulunmamış hâlâ. Ne bir iz ne de başka bir ipucu. Kameralar desen olay olmadan önce bozulmuş. Yani kısacası büyük, eğitimli bir ekip var ve bunun İzel ile bağlantısını anlayamıyorum."

Bıkkınca nefeslerini sıraladı Alkan. Oda anlayamıyordu. O anda kapı, çalınma gereği duyulmadan açıldı. Funda Hanım'da Alkan'da oraya döndü. Ünal Kara! İyi insan lafın üzerine mi gelirdi? Yoksa iti an çomağı hazırla mı denirdi?

"Merhaba Alkan, görüşemedik seninle. Dün gelmişsin."

"Evet, dün geldim. Fakat siz buraya gelmeye teşebbüs dahi etmediğiniz için şu an görüşüyoruz."

Alkan bu adama hiç ısınamamıştı. Bir negatiflik besliyordu. Ön yargı mıydı bilinmez ama gerçek buydu. "Ses tonuna dikkat et! Benim sayemde buradasın sen." Sakinleşmek için derin nefesler almaya başladı Alkan. Funda Hanım ise çıt çıkarmadan bir Ünal Kara'ya bakıyordu bir Alkan'a.

"Ünal Bey, çıkmaz bir işin içindeyiz." Daha fazla ayakta beklemek istemeyen Ünal Kara boş sandalyelerden birine oturdu. Anında bacağını diğer bacağının üstüne atmıştı bile.

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin