4.1 "MESAJ"

2.4K 243 87
                                    



"Her şeyi unut. Ama yanında kalbimin bu kadar hızlı attığını asla unutma."

İyi okumalar. 🖤

ALKAN'DAN:

Odamda koltukta öylece oturmuş bir hafta öncesini düşünüyordum. İzel ile aramda neler olmuştu öyle? Neden yanlış olduğunu bilsem bile bana asla yanlış gelmiyordu? Böyle hissetmem tuhaf değil miydi? Zaman duruyordu onun yanındayken. Beni ateşin içine de atan oydu, su verenim de oydu. Böyle tezat bir çelişki ne kadar normaldi?

Beni derin düşüncelerden alan şey kapımın tıklatılmasıydı.

"Gel!" diye bağırdım. Kafasını uzatan Erva ilk önce koltukta uzanan beni süzdü. Ardından kaş göz yaparak bir şeyler anlatmaya çalıştı. Anlamamıştım. Ben de ona kaş göz yaptım.

"İzel'in ilaçlarını diyorum verdin mi?"

Konuşmadım. Sadece kafamı iki yana salladım. O da konuşmadı. Sadece tamam dercesine kafasını salladı. Tam kapıyı kapatıyorken aklıma gelen şey ile onu durdurdum.

"Dur dur dur!"

"Efendim?" diyerek kapıyı aralık bıraktı."Funda Hanım kaç gündür gözükmüyor. Nerelerde bir bilgin var mı?"

"O izin almış bir kaç günlüğüne ama bir haftadır bende görmedim hiç." Ayağa kalkarak yavaşça Erva'nın yanına gittim. "İzin mi almış Ünal'dan yani?" Kafa salladı. "Ama dediğim gibi iki üç günlüğüne izin almış diye duydum. Bir haftadır yok buralarda."

Göz devirmeden edemedim. "Madem bunun farkındasınız ve sadece iki üç gündür izin aldığını biliyorsunuz neden aramıyorsunuz? Belki bir şey oldu, belki ihtiyacı var kadının birilerine."

Umursamazca omuz silkti Erva.  "Hasta falansa eğer belki de gününü uzatmıştır. Ünal Bey'e haber vermiştir o. Nereden bileyim canım o kadarını."

Sonra konuşmama dahi izin vermeden ardından kapıyı kapatarak çıktı. İçime kurt düşmüştü. En azından hasta bile olsa halini hatırını sormak gerekirdi. O yüzden masamda duran telefonumu elime alarak kilidi açtım. Mesaj kutum yine fazlaca doluydu. Hiçbir zaman mesajlara bakmazdım. Kötü bir alışkanlık olsa gerek...

Rehberde Funda Hanım'ın ismini aradım. Sonunda bulduğumda aramakla aramamak arasında kalmıştım."Şimdi uyuyorsa falan rahatsız etmeyeyim. Mesaj atayım o bana döner zaten." Arama değilde mesaj atma butonuna dokundum. Karşımda boş bir ekran beklerken Funda Hanım'ın bana bir hafta önce attığı mesaj ile karşılaşmıştım.

Hayatımda ilk defa doğru bir şey yapacağım. Benden nefret edeceğini biliyorum. Ama kendi foyam ortaya çıksa bile ilk defa kendimi düşünmeden bir iyilik yapacağım Alkan. Ben çok büyük bir şey öğrendim. Evime gel hemen. Sana anlatmam gerekiyor.

"Abi açsana şu yolu!" Kornaya resmen güç gösterisi yapıyordum ama nafile. "Abiciğim hadi bak acelem var." Adam eli ile tamam işaret yaparak sürmeye devam etti. Resmen yolun ortasında durmuş karşıdan gelen adamla sohbet muhabbet ediyordu. Hayır yolu neden tıkıyorsun. Madem konuşacaksın çek kenara da konuş.

"Ulan acelem olmasa var ya..."

Camı açarak elim ile -aynadan takip ediyordum- deminden beri önüme geçmeye çalışan adama geçmesini işaret ettim. "Geç tamam geç!"

"Benim gibi adamı da çıldırttınız ya helal olsun size! İyisin hoşsun ama bu trafiğin çekilmiyor be İstanbul."

Dakikalar sonra söylene söylenede olsa sonunda Funda Hanım'ın evine ulaştığımda hızlıca arabayı park ederek bahçeden içeriye doğru adımladım. Mesajı gördükten sonra defalarca aramıştım fakat telefon çalıyor ama bir türlü açılmıyordu. Bu içime düşen kurdu daha da büyütmüştü. İçimde kötü bir his vardı. Bu eve ikinci gelişimdi. Ve ilk gelişimin nedeni hiç de iyi değildi.

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin