2.9 "PEMBE MEZARLIK"

2.9K 305 93
                                    

İyi okumalar.

&

"O kadını bulmak için senelerimi verdim İzel. Ama ne babamın odasında diğer fotoğrafları bulabildim ne de o kadını..."

Bakması için elinde ki fotoğrafı İzel'e uzattı Alkan. Almak ve almamak arasında kalan İzel, merakına yenik düşerek arkası dönük fotoğrafı eline aldı. Fotoğrafın arka yüzünü döndürüken kapının çalınması ile tüm dikkati oraya döndü. Alkan da anında fotoğrafı geri alarak cüzdanına koymuştu.

Eğer o kapı beş saniye gecikseydi ve İzel o fotoğrafı görseydi her şey biterdi.

Çünkü o fotoğrafta annesi ve annesinin kucağında kendisi vardı.

"Gel" diye seslendi İzel. Ses tonunda biraz merak biraz da kızgınlık seziliyordu.
Kapı yavaşça açılırken belki de bu odaya en son bile beklemeyecekleri kişi girdi. Hastahanenin güvenlik görevlisi.

"Alkan Bey rahatsız ediyorum ama bir sorun var."

Oturduğu yerden ayaklanan Alkan, çabucak adamın yanına gitti. Yüzün de telaşlı bir ifade ile adama ne olduğunu sormuştu.

"Ünal Bey..."

Adamın söyleyeceği kelimeler boğazında düğümleniyordu. Karşısında ki kişi ona belki de bu hastahanede değer veren saygı duyan sayılı kişilerdendi. Ona her sabah selam verip halini hatrını sorardı. Arada sohbet ettikleri de olurdu. Adam Alkan'ı o kadar seviyordu ki kavuşamadığı ama kavuşmak için gün saydığı sevdiğini anlatırdı ona. Alkan'da kendince ona yol gösterirdi ne yapması gerektiğine dair fikirler sunardı. O görüntüler bir şerit gibi geçiyordu adamın gözünün önünden.

"Yine ne yaptı?"

Adam ağzını aralıyor bir şeyler söylemek için ama tekrar yutuyordu cümlelerini. Alkan'ın yüzüne tuhaf bir ifade oturmuştu. Sanki kötü şeyleri sezer gibiydi. Gözlerinin önün de beş dakika sonrası canlanıyordu. Bu kapıdan çıkıp gitmesi, İzel'in haykırışları canlanıyordu.

"Söyle söyle..."

Gülümseyerek adamın omzunu sıktı Alkan. Tahmin ettiği şeyleri duymak istiyordu.
Kendini zar zor toparlayan adam odanın bir köşesine bakarak, sonuçta bu cümleleri Alkan'ın gözlerine söyleyemezdi, hiç istemediği şeyleri zorunlu olarak söyledi.

"İşten çıkarılmışsınız Alkan Bey. Anlaşma Ünal Bey tarafından feshedilmiş. Yüklü miktarda tazminat alacağınızı da iletmemi istedi. Eğer zorluk çıkarırsanız, sizi zorla çıkarmak zorunda kalacağım."

"Hayır hayır," diyerek ayaklandı İzel. Bunu yapamazdı babası Bunu kendi kızını yapamazdı!

"Hayır gitmiyorsun bir yere. İstemiyorum Alkan, hayır."

Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Kalbine ekilen o ufacık merhamet tohumu babası tarafından daha yeşermeden yok ediliyordu. Fakat İzel o tohumu içinde büyütmek istiyordu. O tohuma sahip çıkmak, merhamet sahibi olmak istiyordu.

"Şşş ağlamak yok..."

Baş parmakları ile yanına gelen İzel'in göz yaşlarını sildi teker teker. Onun da içi ağlıyordu ama bunu belli edip İzel'i daha fazla üzemezdi. Böyle bir hareket bekliyordu zaten Ünal Kara'dan fakat fazla erken olmuştu bu.

"Tamam geliyorum. Bana biraz müsaade verir misin? İzel ile konuşmam lazım."

Ona bu kadar iyilik yapan adama bunu çok göremezdi. "Kapıda bekliyorum. Lütfen zorluk çıkarmayın." Daha sonra kafa sallayarak odadan çıktı adam.

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin