2.4 "ŞEYTAN MIZRAĞI"

3.7K 380 198
                                    


İyi okumalar.

Alkan da boş bir yere geçerek masada bulunan kalem ile oynamaya başladı. Sıkıldığında yaptığı şeylerden biriydi bu. O sırada yanlışlıkla kapağını yere düşürüverdi. Oturduğu yerden kalkarak yere eğildi. Fakat kapağa bir türlü uzanamıyordu. Sonra odanın kapısının açılma sesi tüm sesleri kesmişti.

"Merhaba arkadaşlar!"

Duyduğu tok ses ona bakma isteği uyandırıyordu Alkan'da. Kapağı falan umursamadan ayağa kalktı. Sanki o adamda birini arıyor gibiydi. Alkan gün yüzüne çıkınca göz göze geldiler. Yüzüne bir gülümseme yayılan adam, Alkan'a başı ile selam verdi.

"Ben Doç. Dr. Fuat Yıldız. Bu hastanede bugün göreve başladım."

Herkes sessizce adamı izlerken, Alkan dün gece çarptıştığı adamın şu an karşısında olmasının şaşkınlığını taşıyordu.

Alkan ile uzun bir bakışmanın ardından göz temasını kesen Fuat Yıldız olmuştu. Masanın başındaki sandalyenin boş olduğunu görünce oraya doğru adımladı. Bir anda sessizlik bozulmuş yerini fısıltılara bırakmıştı. Buradaki herkesden daha tecrübeli ve daha yaşlı olduğu aşikardı Fuat Yıldız'ın. Bir şey söyleyeceğini belli edercesine boğazını temizlemişti. Herkes bir anda sustu ve etraf yine sessizleşti.

"Bu hastanenin ünün çok duydum. Eski çalıştığım hastanede bazı problemler ile karşılaşmıştım. Bunu fırsat bilerek Ünal Bey ile konuştum. O da anlayışla karşıladı ve anlaştık. Kendi hakkımda bahsetmeyi çok sevemem. Fakat disiplin benim kırmızı çizgimdir. Sizden daha yaşlı ve deneyimliyim. Unvanımdan da belli olduğu gibi   Bir sıkıntınız olunca bana gelmekten çekinmeyin. "

Alkan bu adamın sıcak yaklaşımını bile soğuk karşılamıştı. Bir şeyler vardı anlamlandıramadığı.

"Size kendimi tanıtmak istedim. Sorusu olan yoksa çıkabilirsiniz."

Eli ile kapıyı gösteren adama herkes tuhaf tuhaf bakış atıyordu. Sonra birbirlerine bakan doktorlar, kimsenin sorusu olmadığını fark edince yavaş yavaş yerlerinden kalktı. Yavaşça boşalan odaya rağmen Alkan, oturduğu yerden kalkmamıştı. Odada ikisi kaldığı zaman Alkan adama yandan bakışlar atıyordu. Fakat Fuat Yıldız bunu umursamıyor, çantasında bir şey arıyor gibiydi.

"Sanki sizi bir yerden tanıyor gibiyim."

"Olasılığı yüksek bir ihtimal. Sonuçta yüzler insanlara başka kişileri çağrıştırabilir."

Adam Alkan'ın söylediğini anlamamazlıktan gelip,umursamaz bir laf ile onu geçirmişti.

"Ah hatırladım... Dün gece çarpışmıştık. Siz de hatırladınız mı?"

Gözlerini çantasından ayırarak, vücudunu Alkan'a döndürdü. Alkan'ın yüzünü inceliyor, sanki hatırlamaya çalışıyor gibiydi.

"Hatırlamadım."

Ardından çantasının fermuarını çekerek odadan ayrıldı.

Derin derin nefes alıp veren Alkan, daha fazla dayanamadı ve masanın üzerindeki renkli kalemleri dört bir yana savurdu. Çünkü bu adam bir şeyler karıştırdığına emindi!

"Kendimi bacaklarını kaybetmiş gibi hissediyorum."

Alkan odadan çıktıktan sonra hemen İzel'in yanına gitmişti. Çünkü İzel'in yüzü onu hep sakinleştiriyordu.

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin