1.6 "ERVA"

4.7K 458 128
                                    

- MaNga / Dursun Zaman

Eliyle çekiştirmeye başlayan kız sonunda Alkan'ı ayağa kaldırmayı başarmıştı. Olanları pek anlamasada kızın elini tutarak ilerlemeye başladı. Bir kaç koridordan geçince karşılarına siyah demir bir kapı çıktı. Kız Alkan'ın elini bırakmadan kapıyı açtı ve içeriye girdi. Alkan girmek için tereddüte kalmıştı.

"Gel!" Diye mızmızlanarak Alkan'ı çekiştirmeye başladı kız. Artık buraya kadar gelmişken olan olsun diye düşündü ve kafa salladı Alkan. İçeriye adımını atması ile sağ tarafına yediği yumruk ile sarsıldı. Artık elini tutan o minik eller kaybolmuştu. Bu sefer tekrar sol tarafından gelen darbe ile dengede duramayan Alkan yere düştü. Daha bunları kimin yaptığını göremezken karnına gelen tekme darbeleri ile öksürmeye başladı. Ağzından akan kanı hissediyordu ama hala darbeler kesilmiyordu. Artık bilinci tamamen kapanırken vuruşlar kesilmişti. Fakat Alkan'ın gözleri kapanıyordu. Her şeyi unutabilirdi ama gözleri kapanmadan önce gördüğü yüzü asla unutmazdı.
Ünal Kara'yı unutmazdı!

Gözleri istemsizce uzun süredir baygın yattığı yerden uyanmasını sağlamak için açıldı Alkan'ın.
Boş bir odada sadece tek başına yatıyordu. Uzandığı yerden kalkmak için bir hamlede bulunduğunda inlemeden edemedi. Her yeri o kadar çok ağrıyordu ki... Elini güçlükle burnuna getirdiğinde kurumuş kanları fark edince, önceki olaylar canlandı zihninde. İlk önce küçük bir kız çocuğu karşılamıştı onu. Daha sonra onunla birlikle bir odaya girmişti. Yumruklar, tekmeler, darbeler... Gözleri, bilincine karşı gelemediği için kapanmaya başlamıştı. Ve o esnada tepesinde gülümseyerek sırıtan bir adam. Ünal Kara!

Birden zihninde canlanan anılar ile anında ayağa fırladı Alkan. Fakat bu kalkışı o kadar hızlı yapmıştı ki, zaten büyük çaplı darbeler almıştı... Yerinde sersemleyerek tutunmaya bir yer aradı Alkan. Fakat elleri boşluğa gelince kendini tekrar yerde buldu. Uzun bir süre soluklanmaya devam ederken, artık iyi olduğunun kararına varınca tüm gücü ile bağırmaya başladı.

"Ünal Kara! Buradan eninde sonunda çıkacağım! O zaman bunun hesabını vereceksin!"

Alkan, sanki karşısında o adam  varmış gibi durmadan söyleniyordu. Tam o esnada demir kapının kilidi gürültü ile açıldı. Gözleri hemen oraya dönen Alkan'ın hedefine biri takılmıştı. Onun bu halinden memnunmuşcasına gülümsüyordu adam. Daha fazla dayanamayan Alkan, var gücü ile kalktı ve kaş ile göz arasında en sert darbesi ile Ünal Kara'ya bir yumruk geçirdi. Zaten kapıya yakın bir yerde yatıyordu.

Darbeden dolayı sersemleyen adam, arkasından gelen korumalarını eli ile durdurdu.

"Çıkın! Kapıyı da kapatın."

Korumalar Alkan'a yandan bir bakış savursa da, Ünal Kara'nın dediklerini yapmak zorundaydı.

"Tekrar bir yumruk yemek için bu kadar istekli olduğunu bilmiyordum."

Yüzünde ki sinsi gülümsemesi eşliğinde, burnundan akan kanı sildi adam.

"Ben sana karşılığımı psikolojik vereceğim Alkan. Bakalım o zaman bu darbeye karşı bana el kaldırabilecek misin?"

"Ne saçmalıyorsun yine?"

Elinde tuttuğu zarfı gün yüzüne çıkaran Ünal Kara, Alkan'ın tepkilerini merakla bekliyordu.

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin