3.1 "İLK KARŞILAŞMA"

3K 303 54
                                    

İyi okumalar.

&

"Anlatsam anlar mısın Alkan? Anlatsam yine böyle olduğu gibi yanımda olur musun?"

"Tabii," diyerek ellerini tuttu İzel'in güven verircesine.

"Her zaman her koşulda yanına olurum İzel. Anlat ki beraber çözüm yolu bulalım. Anlat ki gerçekten yanında olduğumu hissettireyim."

Ellerinin üzerini kaplayan sıcacık kemikli ellere baktı İzel. Burdan hiç ayrılmasınlar istiyordu. Yoksa elleri soğuk kalıyormuş gibi hissediyordu.

Fakat düşüncelerinin aksine kendisi çekti ellerini Alkan'ın ellerinden. Üzerindeki örtüyü kenara savurdu. Alkan öylece bakıyordu İzel'e. Anlatacak umudu ile... Fakat İzel çıplak ayaklarını umursamadan öylece odadan çıkıp gitti. Alkan ise koca odada yapayalnız kalmıştı.

Zaman durmuştu. Akrep ve yelkovanın yarışı bir mola içerisindeydi. Dakikalar kaçarken saniyeler kovalamıyordu artık. İki adam öylece susuyor etrafta ki duvarlara bakınıyordu. Onlarca senesini birbirleri ile geçirmiş iki can dostu duruyordu karşı karşıya.
Birinin artık söze başlaması gerekiyordu.

"İzel beni kandırdı Ünal. Böyle bir şeye teşebbüs edeceğini bilmeyi bırak sezsem asla o ipi ona götürmezdim. Bilirsin İzel'in mesleği oyunculuktur. Bunun eğitimini almış biri o."

İçinde ki kızgınlığı kusması lazımdı Ünal Kara'nın. Onun dışında gelişen ve kendisini etkileyen olaylardan nefret ediyordu.

"O oyuncu olabilir Fuat. Ama senin yaşının ve İzel ile geçirdiğin zamanların tecrübesi ile onu alt etmen lazım."

İki arkadaş birbirlerinin gözlerine bakıyordu öylece.

"Bir daha böyle bir durumla karşılaşmayacağım. Beni bilirsin Fuat, sözümün üstüne söz istemem."

Arkadaşına son bir bakış savurarak oturduğu yerden usulca kalktı. Böyleydi Ünal Kara. Birini ne kadar severse sevsin kendi despotluğu ve kuralları çerçevesin de bu sevgiyi dışa vuramıyordu. Bunun için etrafındaki birçok kişi ondan usul usul uzaklaşıyordu. Buna neden olan kesinlikle kendisiydi.

"Ben senin emir verdiğin adamlarından değilim Ünal. Bana sakın bir daha emir vermeye kalkma! Sen de beni bilirsin emir altında durmam!"

Gayet net ve kendinden emin sıraladı kelimelerini Fuat Doktor. İşittiği cümleler içind ebir yerlerde yer edinmişti Ünal'ın.  Arkasına dönüp çok şey söyleyebilirdi fakat dönerse onca yıllık arkadaşını kaybedeceğini de biliyordu. Bir süre bekledi. Birinin ona karşı gelişi çok sinirlerini bozuyor olsada arkadaşının söylediklerini sindirmeyi bekledi. İçinden 'arkanı sakın dönme' diyordu Fuat Doktor. En yakın arkadaşını kaybetmek istemezdi. Çünkü ikisininde dili kemiksizdi. O sırada odada Ünal'ın adım sesleri çınladı. Ardından kapı açıldı, kapandı.

Odadan çıktıktan sonra asansöre yönelecekken Funda Doktor ile harareti bir şekilde konuşan Alkan da takıldı gözleri. Bir süre onun hala neden burda olduğunu düşünürken onu izlediğinin bile farkında değildi. Alkan da birinin kendisini izlediğini hissetmiş olacak ki Funda Doktor'u dinlerken bir yandan da gözleri ile ona bakan kişiyi arıyordu. O sırada simsiyah gözler ile buluştu gözleri. Bunu fırsat bilen Ünal kendisini silkeleyerek Alkan'ı yanına çağırdı. Bunu umursamadan önüne dönen Alkan bir kaç dakika sonra tekrar o tarafa döndürdü bakışlarını. Sinirden kızarmaya başlayan Ünal Kara tekrar elini kaldırıp Alkan'a 'Gel' işareti yaptı. Ünal'ı öylece süzen Alkan bunu umursamadan Funda Hanım'ın söylediklerine odaklanmaya başlamıştı. Ellerine titreme gelmişti Ünal Kara'nın. Alkan'ın yanına gitmek için adımlarken çarptığı insanları es geçiyordu.

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin