1.8 "KÜÇÜK KIZ"

4.6K 423 102
                                    


İyi okumalar.

&

"Kötü zamanlama da gelmişim tüh..." diyerek sinsi bir gülümseme ile bakındı onlara kadın. Sonra onların oturduğu yere ilerleyerek yere eğildi.

"Merhaba İzel, Ben yeni doktorlarından birisi Erva Tekin. İlk tanışma için kötü bir ortam ama..." diyerek elini uzattı İzel'e. Bunu hiç umursamayan ve elini tutmayan İzel şaşkınlık için de hala kadına bakıyordu.

Elini gülümseyerek geri çeken kadın, gözlerini bu sefer Alkan'a çevirdi.

"Sanırım senin ile tanışmamıza gerek yok. Biz zaten senin ile seneler öncesinden tanışmıştık değil mi sevgilim?"

Gördükleri ile yerinde bir ok misali sabitlenen Alkan, bunun gerçek olmamasını umuyordu. Karşısındaki kişi gerçekten Erva mıydı?
Hayal görmeliyim diye söylendi kendine. Gözlerini kapatıp tekrar açtı. Fakat hayır! Oradaydı işte. Kanlı canlı karşısında duruyordu.

"Hayır. Hayır olamaz." diyerek ayağa kalktı Alkan. Bunu kabullenemezdi. Bu olanları hayal kırıklığı ile izleyen İzel, şaşkınlık içerisindeydi.

"Kabullensen iyi olur Alkan. Çünkü artık ben de buradayım. Sana gelecek olursak İzelciğim, senin hastalığın konusunda elimden gelenin en iyisini yapacağım. Alanımda uzman bir doktorum. Senin ile tanıştığıma mutlu oldum. Ben diğer meslektaşlarım  ve stajyerler ile tanışmak için toplantı odasına gideceğim, bana eşlik eder misin Alkan?"

Derin bir nefes alan Alkan, ona kafa sallayarak çıkmasını işaret etti. Yüzünde gülümsemesi ile odadan dışarıya adımladı  Erva. O esnada bir açıklama bekleyen İzel, Alkan'a sadece baktı. Hiç bir mimiği oynamıyordu. Duygusuzca bakıyordu gözlerinin içine.

"Burayı toparlaması için birini göndereceğim. Üzgünüm... Lütfen sonra  dinlen. İlaç saatinde tekrar gelirim." 

İçini kaplayan hüzün ile oturduğu yerden kalktı İzel. Şövalesinin üzeri boştu. Yatağının yanında bulunan tuvallerin birine alarak oraya yerleştirdi ve şövalesinin karşısına oturdu. Alkan'a hiçbir şey demek istemiyordu. Çünkü o sadece gideceğinden ve tekrar geleceğinden bahsetmişti. Oysa İzel'in duymak istedikleri başkaydı. 

İzel'in umursamaz tavrı Alkan'ın içine oturmuştu. Şu an İzel'e  Erva'dan bahsedemezdi. Kendisi bile Erva'nın gelişini kabullenemezken, ona ne diyebilirdi ki... O da sessizce oturduğu yerden kalktı. Ardından odadan çıktı. Tam merdivenlere yöneliyordu ki Erva'nın onu beklediğini fark etti. Usulca ona yaklaştı, yaklaştı ve gelip tam dibinde duraksadı.

"Neden buradasın?" diyerek dişlerini sıka sıka konuştu Alkan.

"Seni buraya o adam mı getirdi?" diyerek ona olabildiğince daha da yanaştı.

"Sakin ol..." diyerek Alkan'ın ellerini tuttu Erva. Baş parmağı ile, elinin üst tarafını okşuyordu. Erva, bunu Alkan sinirli iken hep yapardı. Alkan'ın sinirini yatıştırmanın bir yoluydu bu...

"Ellerini çek!" diyerek burnundan soluya soluya konuştu Alkan. 

"Ve soruma cevap ver!" diyerek cevaplamasını bekledi Erva'nın. Erva ise olanlar karşısında şaşırmış ve çekingenlik ile çekmişti ellerini Alkan'ın ellerinden. 

"Şu an burada konuşulacak bir konu değil bu... Toplantıdan sonra dışarıda bir yere gider, orada konuşuruz. Olur mu?" diyerek sordu kadın masumca.

Biraz düşündükten sonra bu konuşmanın yerinin gerçekten burası olmadığını fark etti Alkan.

"Tamam." diyerek merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. O esnada stajyerlerden birini görünce ona el işareti yaptı. 

TUVALDEKİ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin