Bölüm 19: Yarış

1.6K 124 53
                                    

Multimedya: Imagine Dragons - Radioactive.
İthaf; Belinay123mk

Tam tempo okumalar!

*

Baş ağrım dayanılmayacak derecede artarken suratımı buruşturup kafamı kantin masasından kaldırdım. Alec kıtlıktan çıkmış gibi iştahla yemek yerken Elison ona artık yememesini söylüyor, Alec ise ısrarla aç olduğunu belirtiyordu.

Rosalie ve Sarah telefonda video izlerken Dexter ise sessizce yanımızda kitap okuyordu. Jackson ise bugünden beri hiç görünmemişti. O yokken okul bana bomboş geliyordu.

Kafamı tekrar masaya gömecekken ismimi duymamla arkamı döndüm.

Alistair birkaç uzun adımda yanımıza varıp tepemde dikilirken far görmüş tavşan gibi kalmıştım. Diğerlerinin ise benden pek farkları yoktu. Alistair'ın beni çağırması onları şaşırtmıştı.

Fakat benim dikkatimi çeken ilk şey, suratındaki detaylardı. Gözünün büyük bir alanı morarmış, çenesinin biraz kenarındada yumruk yediği gayet bariz olan bir kızarıklık vardı.

"Üüf, Alistair. Üzerinden tır mı geçti yoksa Jackson mı?" Alec kahkaha atarak Alistair'ın perişan olmuş suratına bakarken benim jeton yeni düşmüş gibi gözlerimi büyülttüm.

Alistair gözlerini devirdi.

"Isabella, benimle gel." dedi hiç cevap beklemeden kantinin içinde bize uzak olan başka bir masaya ilerlerken. Sandalyeyi çekip oturduktan sonra benim kıpırdamadığımı fark edip hızlı olmam için el kol hareketi yaptı.

Masadaki herkes, hatta Elison bile pür dikkat ve şaşlın bir şekilde ne yapacağımı izliyordu. Derin bir nefes alıp sandalyemi geri çektim ve masadan kalktım.

Kantin masaları arasında hızla hareket ederek Alistair'ın oturdum.

"Ne anlattın ona?" dedi direk bana yaklaşarak. İlk başta ne dediğini anlamasam da sonradan kafamı salladım.

"Hiçbir şey." dedim kestirip atarak. Bu konulardan konuşmak canımı sıkıyor ve gereksiz yere panik yapmama neden oluyordu. Üstelik Jackson'a bu konu hakkında ne anlattığımı merak etmesi beni şaşırtmıştı.

"Telefonunu ver." Cebinden telefonunu çıkarırken benim telefonumu almak için elini açtı.

"Ne yapacaksın telefonumu?" Eli bıkkınlıkla masanın üzerine düşerken gözlerini devirdi. Benimle muhattap olduğu için kendini aptal hissediyor olmalıydı.

Delici şahin bakışları yüzümde dolaşırken ceketimin cebinden telefonumu çıkarıp ona verdim.

Telefonumda birkaç işlem yaparken doğrulup ne yapmaya çalıştığına baktım fakat pekte görünmüyordu. Oturduğum sandalyeden kalkıp tepesinde dikildim ve ekrana bakmaya çalıştım fakat tam o anda başını kaldırmıştı.

Yüzümde hissettiğim ılık nefesi suratımı buruşturmama sebep oldu. Bu mesafe mavilerinin berraklığını görmek için fazla yakındı ve istemediğim bir durumdu.

Temiz suyu andıran gözleri suratımı itina ile incelerken ani bir hareketle tekrar yerime oturup arkama yaslandım. Gerilen suratını az önce nefret ettiği bir kızla fazla yakın olmasındaki sinirine yoruyordum.

Bakışlarımı kantinin diğer ucuna çevirdiğimde heyecanlanmama sebep olacak iki siyah göz beni buldu. Bakışları dünkü kadar soğuktu fakat surat istifini hiç bozmuyordu. Gözleri anlayamadığım çok şey anlatırken bedeni susuyordu.

İMGE - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin