Bölüm 36: Hediye Rüya

1.1K 95 38
                                    

Multimedya: İmagine Dragons - Whatever Is Takes.
İthaf: zeh1891

Tam tempo okumalar!

*

Üzerimde, tesirini yıllarca taşımışım gibi ağır bir yorgunluk vardı. Gözkapaklarımı açmam, yeni alınan bir kavanozun kapağını açmaktan daha zor ve acı vericiydi.

Her sabah günümü aydınlatan kuş cıvıltılarını duymuyordum. Büyükbabamın beceriksizce yerleştirdiği tabak sesleri ya da dönüp duran çamaşır makinesinin sinir bozucu sesi de yoktu.

Nefesimi tuttum. Hiçbir ses yoktu. Hiçbir ses.

Neredeydim ben?

Yorgun gözlerimi panikle açtığımda canım oldukça yanmıştı. En az sabaha kadar dayak yiyen birisi kadar bitkindi uzuvlarım.

Beni zifiri bir karanlık karşıladığında gözlerimi açtığımdan emin olmak için gözlerimi kırpıştırdım ama evet, açmıştım.

Yavaşca yattığım sert zeminden kalktım. Etraf o kadar karanlıktı ki, kendi ellerimi bile göremiyordum. Ellerimi bedenimde gezdirerek üstümde ne olduğunu anlamaya çalıştım.

İpek gecelik takımım üstümdeydi.

Neredeydim ben?

"Kimse var mı?" dedim sessizce. Kimsenin olmadığı boş bir odada olduğum, cılız sesimin yaptığı yankıdan belliydi.

Dün gece neler olduğunu hatırlıyordum. Jackson'la malum konuşmamızdan sonra bana beni eve bırakmayı teklif etmişti ve bende kabul etmiştim.

Beni odama kadar çıkardığında ona neden partiye gelmediğini sormuştum. O da, "Senin için bir sürprizim var," demişti çarpık çarpık sırıtarak.

Ondan sonra gitmişti. Ben kendimi elbisemle birlikte yatağa atmıştım ve buradaydım.

İyi de burası neresiydi?

"Jackson?" diye seslendim. "Jackson, burada mısın?"

Sesim aynı şekilde bana geri döndüğünde korkmaya başlamıştım.

Ayağımla önümü yoklayarak ileri bir adım attım ve bu şekilde devamını getirdim. Zalim bir karanlığın içinde deli gibi dolanıp yolumu bulmaya çalışıyordum.

"Lanet olsun!" diye bağırdım şu anlık tek yoldaşım olan karanlığa doğru. "Kimse beni duymuyor mu? Neredeyim ben? Jackson!"

Ayağımı isyan edercesine yere vurduğumda arkamdan bir tık sesi duyuldu.

Hızla arkamı döndüğümde, cılız bir ışığın tam ortasında duran arkası dönük adamı fark etmiştim.

Tek elini cebine sokmuş, öylece bekliyordu. Suratını göremiyordum ama biçimli denecek heybetli bir vücuda sahipti.

"Beyefendi," dedim kibarca. Neden o lanet olası ışık benim değil de o adamın tepesinde duruyordu?

Adam, sanki benim dediğimi duymamış gibi ilerlemeye başladığında, ışık adamla birlikte ilerledi.

İMGE - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin