Bölüm 30: Ejderha

1.1K 98 41
                                    

İthaf: sarenur_temiz

Tam tempo okumalar!

*

Derin bir nefes aldım ama arada kaldığım bu can sıkıcı durumu değiştiren hiçbir şey olmadı.

"Sen bununla birlikte miydin?" diye sordu Jackson, Alistair'ın ismini söyleme tenezzülünde bile bulunmadan.

"Hayır!" diyerek ellerimi sağa sola salladım. "Şimdi, burada karşılaştık."

Alistair bana ciddi misin der gibi bakarken özür dileyen bakışlarımı ona yöenlttim. Neden aniden böyle bir yalan uydurduğumu bilmiyordum ama zaten Alistair her şeyi bozmuştu.

"Hayır, birlikteydik." dedi benim aksime.

Tekrar derin bir nefes aldım. Bugün soluduğum tüm hava zehir olmuştu.

"Bizde tam bu evin bir illüzyon olduğundan bahsediyorduk," diyerek konuyu değiştirdiğimde ikisinin bakışları altında ezildiğimi hissettim.

"Senin bir âlâkan var mı bu işle?" dedi Alistair Jackson'a bakarak.

Jackson ellerini pantolonunun cebine sokup sırıtarak omuz silkti ve, "Bilmiyorum," dedi. "Git bak bakayım. Ölürsen kesin benim bir âlâkam vardır."

Alistair böyle bir cevap alacağını tahmin etmiş olmalıydı ki gözlerini devirdi. Jackson'ın keyfi ise bu tepkiyle yerine gelmişti. En zorda kaldığı durumlarda olayın ciddiyetini hiç kale almadan hayatına kaldığı yerden devam ediyordu. Herkes Jackson gibi olsa kimsenin bir derdi kalmazdı.

"Gidip bir bakalım, neymiş diye." diye bir öneri sundu Alistair ama bu bana bir öneri değilde, bir emir gibi gelmişti.

"Ben hiç merak etmiyorum," dedim açık açık fikrimi söyleyerek. Şimdi içeri girersek bir daha çıkamayabilir veya yine başımıza bir iş alabilirdik. Böyle yürek hoplatıcı, aksiyon dolu şeylere hiç gerek yoktu.

Evden bir kız iç çamaşırlarıyla çıktığında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Kız hiç çekinmeden bahçede süzülürken onun yerine ben utanmış gibiydim.

"Belli oldu niye içeri girmek istediğin," dedi Jackson lafını Alistair'a dokundurarak.

"Ev illüzyonsa kızın ne işi var?" dedim. Üçümüzde çalıları elimizle aralamış, aynı hizada evi gözetliyorduk. Jackson sağ, Alistair sol tarafımdaydı.

Alistair omuz silkti. "Bilmiyorum."

"Evi yok etmek bir seçenek." dedi Jackson.

"Ya da üstümüze vazife olmayan hiçbir şeye karışmadan buradan ayrılmak." diyerek bende kendi şeçeneğimi dile getirdim.

Jackson'ın fikri Alistair'ın kafasına yatmış gibiydi ama sırf bu fikir Jackson'dan çıktığı için söylemek istemiyor gibi bir hali vardı. Tabii Isabella'nın fikri yine kimsenin umrunda değildi...

"Ben gidiyorum. Siz de evi mi yok ediyorsunuz, adamları mı pataklıyorsunuz, ne yaparsanız yapın."

Tuttuğum çalıları serbest bırakıp arkamdaki kamelyaya gittim. Daha kamelyaya oturma fırsatı bile bulamadan arkamdan gelen kırılma ve vurma sesleri içimi huzursuz etmişti.

"Hayır," dedim kendi kendime. "Ne yaparlarsa yapsınlar, ben karışmayacağım."

Kendi kendimi ikna etmeye çalışırken arkamdaki kırılma ve vurma sesleri şiddetlenmiş, üstüne bir de çığlık ve cam kırılma sesi eklenmişti. Durum gittikçe vahim bir hal alıyordu.

İMGE - IWhere stories live. Discover now