8: Parıldamak

9.5K 1.3K 758
                                    

Bir buçuk hafta sonra;

"

Yeni koreografiye çalışmam lazım baba, çekilir misin lütfen?"

Bluetooth kulaklığımın tekini çıkartarak babama seslendiğimde babam beni takmadan kendi kendine gülerek saçma hareketler yapmaya, kendi tarzında dans etmeye devam etmişti.

"Baba.."

Beni asla takmıyordu. Bazen bir balerin gibi dönmeye çalışıyor, bazen twerk yapmaya çalışıyor, seksi olduğunu düşündüğü ama sadece komik görünen hareketler yapıyor ve ellerini oradan oraya sallayıp duruyordu.

"Bu sene ben de katılacağım yarışmaya" demişti gülerek. "Nasılım? Yeni koreografimi beğendin mi?"

Kendi kendine kıkırdayarak sonunda durduğunda nefes nefese kalmıştı.

"Çok beğendim. Şimdi izin verirsen soğumadan devam etmek istiyorum"

Tamam, babam tatlıydı. Komik de görünüyordu ama şu an eşyaları kenarlara iterek kendime geniş bir alan ayarlayıp ciddi bir pratik yaparken gelmesi beni sinirlendirmişti.

"Ne bu sinir ya?" Demişti hafifçe kaşlarını çatarak. Ciddi değildi ama ben ciddi olduğum için dudaklarımı birbirine bastırarak başımı eğmiş, terden ıslanan saçlarımı geriye doğru tarayarak kendime hava yapmaya çalışmıştım elimle.

"Baba şu an ciddi bir pratik yapmaya çalışıyorum" demiştim sakin kalmaya çalışarak. "Stüdyoya bir haftadır gidemiyorum, biliyorsun tadilata girdi. Eksiklerim var"

"Eksiğin falan yok Jungkook" demişti babam inatla kendime ayırdığım alanın tam ortasında durarak. "Kaç gündür aynı şeyi yapıyorsun, harika da yapıyorsun, kendini fazla zorlamaya başladın bak-"

"Sence bu zorlamış halim mi gerçekten?" Demiştim biraz sinirden histerik bir şekilde gülerek. "Baba inan bana bu hiçbir şey. Neyse. Sınırlarımı biliyorum. Kendime dikkat ediyorum ben, endişelenmene gerek yok."

"Jungkook farkında mısın bilmiyorum ama şu an yorgunluktan yerden kalkamayacak haldesin" demişti bu sefer ciddi bir şekilde bana kızarak. "Saçların ıslak, üzerindeki tişört renk değiştirmiş, dudaklarının rengi gitmiş. Tam iki buçuk saattir burada aynı hareketleri tekrar tekrar yapıyorsun-"

"Böyle yaptığım için iyi bir dansçıyım" demiştim sesimi bir ton yükselterek. Bir iki saatlik çalışmayla iyi bir dansçı olunacağını falan mı zannediyordu? Dans bir kere hayatıma yerleşmişti benim. Günde değil iki saat, on saat, on bir saat bile dans edebilirdim. Olduğum yerde kalmak istemiyorsam da etmeliydim zaten. "Baba lütfen dansla ilgili bir şeyime karışma tamam mı? Gerçekten anlayabileceğin şeyler değil, bu yüzden tartışmaya hiç gerek yok. Sadece iyi olduğumu, kendime dikkat ettiğimi bil yeter"

"Sungjun, hayatım, rahat bırak çocuğu"

Annem kapının pervazına yaslanmış bir şekilde bizi iledikten, dinledikten sonra mırıldanarak babamı çağırdığında derin bir nefes alıp verdikten sonra biraz su içmiş ve ayağa kalkıp havluyla terimi silmiştim. Üzerimdeki tişörtü de çıkartıp bir köşeye koyduktan sonra kulaklığımı tekrardan kulağıma yerleştirip babamın gitmesini beklemiştim.

"Akşam bileğine buz tuttuğunu görürsem gerçekten de elinden buzu alacağım ve hastaneye falan gitmeyeceksin" diyerek annemin olduğu yöne doğru ilerlediğinde sessiz kalmayı tercih etmiştim. Abartıyordu, söylediklerini yapmayacağını biliyorduk ikimiz de. Ama yine de onu bozmamış, sessiz kalmıştım.

"Jungkook, bebeğim akşam yemeğinde Taehyung bizimle birlikte olacak. Haberin olsun, ona göre pratiğini bitirip salonu eski haline getirirsin tamam mı?"

Equestrian: taekookWhere stories live. Discover now