29: Yiyilmiş dudaklar

9.5K 1K 492
                                    

Yarışmadan bir gün önce;

"Sakın daha fazla pratik yapma Jungkook"

Jimin işaret parmağını tehdit edercesine sallaya sallaya bana doğru gelirken yattığım yerden ona el hareketi çekmekle yetinmiştim. Yorulmuştum çünkü.

"Bak, babana da söyledim. Gözü üzerinde olacak. Sadece esneme hareketleri yapmana izin var."

"Bebek miyim ben ya?" Demiştim kaşlarımı çatarak. "Kendimi en iyi ben tanırım. Sizin kurallarınızdan bana ne? Ben kendimi nasıl iyi hissediyorsam öyle yapacağım" diye eklediğimde Jimin kalçama acıtmayacak bir tekme atmıştı.

"Şımardın sen iyice. En son kendimi en iyi ben tanırım dediğinde geceyi hastanede hem iğne hem de serum yiyerek geçirdiğini unutma" diyerek elini uzattığında gözlerimi devirsem de elini tutmuş ve ayağa kalkmıştım.

"Çok konuşma"

"Asıl sen çok konuşma da duş al. Saçlarını da kurutmadan çıkmayacaksın dışarıya. Bugün kendine iyi bakmak zorundasın."

"Bakarım ben merak etme" diye mırıldanarak soyunma odasına doğru ilerlemiştim. İçeri girer girmez üzerimdeki terli desem ayıp olacağı için ıslak diye betimlediğim kıyafetleri çıkartarak poşete koymuş ve sonra da çantamdaki temiz kıyafetleri alarak duşa girmiştim.

Hızlı bir duşun ardından yine hızlı bir hazırlanma sürecine girdikten sonra çantamla birlikte stüdyoya döndüğümde Yugyeom ve Yuqi de dış kapıdan içeriye giriyorlardı.

"İkinci olmaya hazır olun" demiştim onları görür görmez havalanarak. "Malum, Jimin ve ben ağızları açık bırakacağız da"

Aramızda elbette ciddi bir rekabet yoktu. Onlar birinci olsa da çok sevinirdim ama elbette ne olursa olsun birbirimizi sinir etmeliydik.

"Sen anca götümü açık bırakırsın" demişti Yugyeom gözlerini devirerek. "Gümbür gümbür geliyoruz biz, haberiniz yok"

"Ağızları açık bırakır mısınız bilmem de galiba Yugyeom götünü sana açmak için hevesli"

Yuqi mırıldanarak omzumu patpatladıktan sonra biz gülerken yanımızdan geçip soyunma odasına doğru ilerlemişti. Yugyeom da hemen mızmızlanarak onun peşinden gittiğinde Jimin birden göğsüme vurmuş ve bana bağırmıştı.

"Saçlarını kurut"

"Tamam ya ne bağırıyorsun?" Demiştim kaşlarımı çatarak. Ellerimi de göğsüme yerleştirerek hemen mızmızlanma pozisyonuma geçmiştim ki birden kapıya tıklatılmıştı.

Bu zarif hareketi Taehyungdan başkası yapamazdı.

İçten içe sinsice gülerek ama dışarıdan masum bir şekilde kapıyı izlediğimde Taehyung yavaşça kapıyı açmış ve başını içeriye uzatmıştı.

"Pratiğinin bittiğini duydum" diyerek bana gülümsediğinde kocaman gülümsemiş ve onu içeriye çevirmiştim.

"Evet, gel içeriye. Biz de Jiminle kavga ediyorduk şimdi" diyerek birden Jimin'in saçlarını çektiğimde Jimin çığlık atmıştı hemen.

"Jungkook!"

"Bana bağıramazsın. Bağırırsan böyle saçını çekerim" diyerek saçlarını bırakıp yanağını sıktıktan sonra masumca gülümseyerek Taehyunga dönmüş, kollarımı açarak ona doğru ilerlemiştim.

"Hoşgeldin" demiştim ona sarılırken. Hemen kolları belime sarılmıştı onun da.

"Hoşbuldum" diyerek dudaklarını boynuma bastırdığında bir elimi saçlarına çıkartarak sevmiştim.

Equestrian: taekookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang