13: Jeon'u doyurmak

9.8K 1.2K 632
                                    

"Ama dün bana söz vermiştin?"

"Jungkook başka zaman gelsem olmaz mı? Bugün biraz dinlensem?"

Gerçekten de yorgun çıkan sesi kaşlarımı çatmama neden olduğunda üzerimdeki bakışlara aldırmadan telefonumla birlikte soyunma odasına gitmiştim.

"Neden bu kadar yorgunsun?" Demiştim kapıyı kapatır kapatmaz.

"Sadece yorgunum, bir sorun yok merak etme. Bu hafta hareketli geçti"

"Taehyung seni tanıyorum artık" demiştim sesimi hafifçe alçaltarak. "Chan mı geldi yanına?"

"Jungkook, kapatsam iyi olacak. Kendine iyi bak tamam mı? Aklın bende kalmasın, daha sonra görüşürüz"

Ondan beklemeyeceğim bir tavır takınarak gerçekten de telefonu yüzüme kapattığında kararan ekrana salak salak bakmıştım bir süre. Sorun neydi? Chan'la konuştuğu belliydi. Önemli olan ne konuştuklarıydı. Chan ona ne demişti? Bana söylediklerini mi söylemişti? Hangi bahaneleri sunmuştu da Taehyung telefonu yüzüme kapatacak kadar üzgün ya da kızgındı?

"Neler oluyor Jungkook?"

Hangi ara açıldığını bilmediğim kapının arkasından Jimin belirdiğinde telefonumun ekranına mal mal bakmayı bırakıp bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Hiç. Sadece Taehyung garipti biraz"

"Taehyung olayı ne gerçekten?" Demişti kaşlarını hafifçe çatarak. "Son zamanlarda sürekli onunlasın. Çıkıyorsunuz da herkesten saklıyor musunuz?"

"Saçmalama Jimin" demiştim gözlerimi devirerek. "Çıkmıyoruz gizlice falan"

"Ne bu gizli gizli konuşmalar peki?"

"Onun özel hayatıyla ilgili olduğu için yanınızda konuşmak istemedim" diyerek omuz silktiğimde bana inanmayan gözlerle baksa da ona gülümseyerek bir kolumu omzuna atmıştım.

"Merak etme, hala en yakın arkadaşım sensin. Senden bir şey gizlemem. Ayrıca biriyle çıkıyor olsaydım bunu babamdan önce sen bilirdin, bana haksızlık etme" diyerek yanaklarını sıkarken onu kendimle birlikte odadan çıkartmıştım.

"Bilmiyorum Jungkook. Bir şeyler sakladığın belli. İkinizin arasında bir şey dönüyor. Buna eminim ama ne olduğunu bilmiyorum" diyerek bakışlarını benden çekip önüne bakmaya başladığında hafifçe yutkunmuş ve gülerek ona sıkıca sarılmıştım.

"Kıskanmana gerek yok, her zaman en favorim sen olacaksın"

"Ne kıskanması ya? Götümü açsam koşa koşa geleceğini biliyorum. Neyini kıskanayım onun?"

"Bilemiyorum artık, ben diyeceğimi dedim" diyerek kıkırdadığımda Jimin gözlerini devirerek beni kendisinden ayırmış, bir bardak su içtikten sonra yerine geçmişti. Ben de şarkıyı başlatarak onun yanındaki yerimi aldığımda aklımdaki her şeyi boşaltmak adına derin bir nefes alıp vermiştim ama düşünmemek elde değildi ki?

Taehyungda kaldığım geceden iki gün sonra Taehyungun birden neden böyle soğuk yaptığını anlamam mümkün değildi. Benim olasılığımda olan tek şey Chan'ın onunla konuşmasıydı ve onun da buna moralinin bozulmasıydı. Ama düşününce Taehyung ne kadar kırılırsa kırılsın verdiği sözü tutmak adına gelir, bana gülümserdi. Bu sefer biraz farklı bir şey olmuş olmalıydı ki bana soğuk yapmak istemişti.

Fazla odaklanamadan şarkının yarısına geldiğimde Jiminin kendisine odaklanmış oluşunu fırsat bilerek kendimi pratiğe daha fazla odadığımda açığı kapatmam zor olmamıştı. Ayrıca hareketleri düzgün yapabilmek bana iyi hissettirdiği için düşünmeyi otomatik olarak bırakmış, fazla zorlanmadan kendimi şarkıya kaptırmıştım.

Equestrian: taekookWhere stories live. Discover now