11: En güçlü insan

9.4K 1.2K 702
                                    

Taehyung'dan;


Chan beni büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı.

Jungkook'tan etkilendiğinin bir süredir farkındaydım. Onunla vakit geçirdiğimde bana sürekli Jungkooku soruyor, benimleyken ve onunlayken olan davranışlarını karşılaştırmalı soruyordu. Sürekli onunla vakit geçirmek istiyor, işlerinden dolayı ona uzak kaldığında da bana yine onu soruyordu. Ondan gerçekten hoşlanmıştı ve açıkçası Jungkook'tan etkilendiğimi kabul etsem bile sırf Chan'ın onu çok daha güzel seveceğine emin olduğum için kendimi geri planda tutacağıma dair kendime söz vermiştim.

Fakat bu yaptığı çirkin hareket beni tekrardan düşünmeye itmişti.

Jungkook çok güzel biriydi. İnsanlara karşı olan sevecen tavrı, babasına olan sevgisi, hayvanlara olan sevgisi, ince düşünceli oluşu, komik biri oluşu gibi yüzlerce güzel özelliği vardı. Onunla sadece konuşurken bile büyülenme ihtimaliniz yüzde doksan dokuz falandı ve durum böyleyken ondan etkilenmediğimi söylemem imkansızdı.

Jungkook aslında şu an tam da benim bir zamanlar uzaktan sevdiğim eski Chan'dı. Eski diyorum çünkü görünen o ki Chan gerçekten de değişmişti.

Chan'ı ilk sevdiğim zamanlarda bana karşı aynı Jungkook gibi kusursuz, hatasız davranıyordu. Kimsenin mükemmel olamayacağını biliyordum ama bana o kadar güzel davranıyordu ki aileme dair kimsem olmamasına rağmen kendimi dünyadaki en çok sevilen insanmışım gibi hissediyordum. Chan böyle biriydi yani önceden. Gerçekten mükemmel biriydi.

Bu yüzden Jungkooku zorla öpen kişi benim tanıdığım Chan falan olamaz diyordum kendi kendime.

Hayal kırıklığımın boyutu gerçekten büyüktü ve ben şu an Chan'la görüşmek dahi istemiyordum. Kimseye zorla dokunamazdı, öpemezdi. Üstüne bir de bunu iki kez yapamazdı. Bu resmen söylemek istemediğim iğrenç bir kelimeye girerdi.

Derin bir nefes alarak Jungkooklardan geldiğimden beri yattığım ve gece doğru düzgün uyuyamadığım için deli gibi ağrıyan başımı ovuşturmuş, petekleri açmadığım için oldukça soğuk olan odamda ısınmak adına yorganımı iyice başımın üzerine geçirip nefessiz kalana dek ısınmaya çalışmıştım.

Olanlardan dolayı gerçekten çok üzgündüm ve bünyem normalde hassas olmasa bile üzüldüğümde hemen hastalandığım için üşüyordum şu an. Arada bedenime bir titreme de geliyordu fakat benim kafamda dönen sahne hastalıkla ilgili değildi.

Jungkooku zorla öptüğü anı düşünüp kafamda canlandırmadan edemiyordum ve her canlandırma girişimim beynime bir acı dalgasının yayılmasıyla sonuçlanıyordu.

Nefessiz kaldığımda başımı yorganın altından çıkartarak gözlerimi saate çevirdiğimde çoktan öğleni bulduğunu görünce oflayarak bir elimi yorganın altından çıkartıp telefonuma doğru götürmüştüm. Tırnaklarım morarmıştı biraz, bu demek oluyordu ki ateşim çıkıyordu. Bu halde işe gidemezdim. Bu yüzden de patronuma haber vermeliydim.

Patronuma, Chan'ın babasına, kısa bir mesaj atarak hastalandığımı ve gelemeyeceğimi belirten bir mesaj attıktan sonra telefonumu tamamen kapatarak yere bırakmış ve akan burnumu çekerek tekrardan yorganıma gömülmüştüm. Gözlerim ağrıdığı için gözlerimi kapatarak dinlenmeye çalışsam da aklımda dönen şeyler yüzünden uyuyamıyor, dinlenemiyordum.

Jungkook'u benden daha güzel seveceğini düşündüğüm için geri çekilmiştim ama o beni ters köşe yaparak bu yaptığım şeye pişman etmişti. Açıkçası kendimi geri çekmeseydim belki de bu duruma gelmezdik demeden de edemiyordum. Bu olayda benim de bir payım varmış gibi hissediyordum ve bu his beni boğuyordu.

Equestrian: taekookWhere stories live. Discover now