32: Pençe

7.3K 920 489
                                    

Bir önceki bölümü okumayı unutmayın malum bu sefer sizi büyük şaşırtarak art arda bölüm atıyorum da ☺️☺️☺️🤭🤭🤭🤭 İyi okumalar 🤭🤭🤭☺️☺️❤️


___

"Çok özür dilerim!"

Soomin'in küçük çaplı çığlığı ve Taehyung'un boğuk inleyişiyle birlikte mutfaktan hızla çıkıp salona döndüğümde gördüğüm manzarayla birlikte gözlerim büyümüştü.

"Siktir"

Mırıldanarak hızlıca Taehyung'un yanına gittiğim gibi üzerindeki gömleği hiç düşünmeden yakalarından tutup iki yana çekerek yırtmış ve daha yeni pişmiş olan çorbanın döküldüğü kısmın daha fazla göğsünü yakmasına engel olmaya çalışmıştım.

"Taehyung, iyi misin tatlım?"

Babam da hızlıca yanımıza gelerek Taehyung'u kontrol etmeye çalıştığında Taehyung utanarak elleriyle göğsünü kapatmaya çalışsa da canı acıyor olmalıydı ki dişlerini birbirine bastırarak başını onaylar anlamda sallamıştı. Boynundaki damar patlayacak gibi şişmişti ve alnındaki damar da belirginleşmişti iyice.

"Sorun yok" demişti sessizce ama ardından sıkıntıyla verdiği derin nefes dudaklarımı kemirmeye başlamama neden olmuştu.

"Soğuk su tutalım" demiştim saçlarını geriye tarayarak. Terlemeye başlamıştı, fark edebiliyordum. O sırada abim de gelerek ağlamak üzere olan kızına sarılmıştı Taehyung'a bakarken.

"İyi misin? Çok üzgünüm" demişti sanki onun hatasıymış gibi. Soomin babasına iyice sarılırken abim de onu sakinleştirmek istercesine saçlarını okşamıştı. "Bebeğim ama dedim ben sana" demişti isyan edercesine. "Yeni pişti dedim, çok sıcak, tutamazsın oraya kadar dedim. Ellerin yanar dedim, dikkatli ol dedim"

"Özür dilerim, gerçekten bilerek olmadı" diyip ağlamaya başladığında onları daha fazla dinlemeden Taehyung'un iyice kızaran ve hafif hafif kabarmaya başlayan göğsüne bakmıştım.

"Baba? Ne yapalım? Hastaneye mı gitsek?"

"Soğuk su tutun önce" demişti babam sakince. Bir elini Taehyung'un saçlarına çıkartıp oflamıştı. "Kıyamam, nasıl acır o şimdi?"

"Gel, odama çıkalım hemen" diyerek hala biraz şokta olan sevgilimin gömleğini çıkartmasını sağlayarak babama uzatmış ve kolundan tutarak ayağa kalkmasına yardımcı olmuştum. Hızlı adımlarla odama çıkarak onu banyoya soktuğumda ben direkt suyu açmış ve kızarmış olan yere tutmaya başlamıştım. Taehyung inleyerek arkadaki duvara yaslandığında karnı hızla kalkıp inmeye başlamıştı.

"Sikeyim ya, nasıl oldu bu?" Demiştim üzgünce. "Bebeğim," Mırıldanarak suyu aynı yere az bir basınçla tutmaya devam ederken yavaşça ona yaklaşmış ve bir elime yanağını kavrayarak bana bakmasını sağlamıştım. "Hastaneye gidelim mi? Acısı dayanılmayacak gibiyse gidelim bak? Ben hiç de anlamam ki yanıktan falan"

"Krem süreriz, geçmezse gideriz" demişti derin bir nefes verirken. Sıkıntıyla iç geçirerek saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmış ve açılan alnıyla burnuna birer öpücük bırakmıştım.

"Şu anda nasıl? İlk andaki gibi mi hala?"

"Hayır, daha iyi. Acıyor ama soğuk su iyi geldi" dediğinde dudaklarımı büzerek başımı onaylar anlamda sallamıştım.

"Bacaklarına falan geldi mi?"

"Hayır, hızlı fark ettim ama üzerime dökülmesini engelleyemedim" dediğinde oflayarak dizlerimin üzerine inmiş ve kızarık kısma soğuk su tutmaya devam ederken incelemeye başlamıştım.

Equestrian: taekookWhere stories live. Discover now