34: İyi ki

6.7K 877 308
                                    

Biraz modum düşüktü.

Çünkü her ne kadar Taehyung'a karşı hiçbir şekilde belli etmesem de bozulmuş ve üzülmüştüm biraz. Düşündükçe de daha fazla üzülmeden edemiyordum. Aslında bana söylemek zorunda falan değildi ama içten içe söylemesini bekliyordum işte.

Modumun düşüklüğü sadece beni değil, evdeki kişilerin modunu ve stüdyoda arkadaşlarımın modunu da etkiliyordu. Bu yüzden kendi kendime olmadığım her an gülümsüyor, kimseye bir şey belli etmemeye çalışıyordum.

"Kalk hadi" demişti Jimin yanıma gelip ellerini uzatırken. "Duş al ve saçlarını kurut. Kapatacağız artık. Elektrik ve su bedava değil"

Uzattığı ellerini tutup ayağa kalktığımda yorgunca soyunma odasına doğru ilerliyordum ki Jimin birden kalçama sağlam bir şaplak atmıştı. Harbiden acımıştı o an.

"Yuh" demiştim gözlerimi büyüterek. Ellerim istemsizce kalçalarıma gittiğinde aynı zamanda yüzümü buruşturmuştum. "Acıdı. İz kalacak resmen"

"Öpeyim de geçsin" diyip hemen sırıtarak yanıma geldiğinde onu iterek gözlerimi devirmiştim.

"Fırsatçı pezevenk" diye mırıldanarak yürümeye devam ettiğimde topallıyormuş gibi yaptığım için Jimin küçük bir kahkaha atarak peşimden gelmiş, bana arkamdan sarılmıştı. Gülmemi engellemeye çalışırken oyuncu bir tavırla ondan kurtulmaya çalışıyordum.

"Bırak beni. Namusuma göz diktin sen. Artık arkadaş olamayız"

"O zaman sevgili olalım?" Diyerek beni kollarının arasında döndürüp dudaklarını büzerek bana doğru uzandığında yüzümü buruşturarak tek elimle dudaklarına yapıştırmıştım bir tane.

"İmdat, yardım edin"

Kısık bir sesle kapıya doğru bakarak düz bir sesle konuştuğumda Jimin kıkırdayarak birden yanağımı öpmüş ve bana terli oluşumu umursamadan sarılmıştı.

"Bazen keşke sevgilin olmasaydı diyorum" demişti dudaklarını büzerek. "Eskisi gibi takılamıyoruz artık"

"Aptal" demiştim hemen kaşlarımı çatarak. "Benim yüzümden değil Yoongi yüzünden görüşemiyoruz. Sürekli dip dibesiniz. Bir de bana suç atıyor, adama bak ya?"

"Doğru, haklısın"

Beni reddetmemişti. Hatta bilmiş bilmiş kıkırdamış ve dudaklarını yalayarak geri çekilmişti.

"Yoongi'yle dip dibeyiz hep. Çoğu zaman da iç içe. Of-"

Çığlık atarak kulaklarımı kapattığımda Jimin gülerek karnıma yumruk atmıştı yavaşça. Bense arkamı dönüp koşarak soyunma odasına girmiş, kapıyı kilitlemiştim. Kendi kendime istemsizce birkaç saniye güldükten sonra derin bir nefes alıp vermiş ve gülüşümün yüzümden solup gitmesine izin vermiştim.

Üzerimdekilerden yavaş yavaş kurtularak duşakabine girdiğimde Jimin'in kapıyı zorladığını duyabilmiştim.

"Cidden kilitledin mi?"

Bağırmıştı bana. Bense kendi kendime küçük bir gülümsemeyle cevap vermiştim o göremese de. Sonrasında devam etmişti konuşmaya.

"Sen kaybedersin. Taehyung gelmişti"

Eklediği cümlenin ardından dudaklarımdaki gülümseme hafifçe solduğunda fazla acele etmeden ama yine de biraz hızlanarak duşumu almıştım. Havluma sarılarak çıkıp üzerimi de hemen giyindikten sonra kirlilerimi çantaya tıkıp soyunma odasından çıkmıştım. Sahiden de Taehyung buradaydı. Jimin'le camın önünde sohbet ediyordu. Kapı sesini duyduklarından ikisinin gözleri de bana çevrilmişti şimdi.

Equestrian: taekookWhere stories live. Discover now