on beş

170 24 262
                                    

"Ne kadar korktuğumdan haberin var mı? Haber göndermek bu kadar zor mu? Evde ne halde olduğumu düşünmüyor musun? Tek çocuğumu kaybedersem ne hissedersem ne hale gelirdim? Ya Luni? Herkes ne kadar korktu, Christian, zavallı çocuk... Haberi gelir gelmez aklımı kaybedeceğimi sandım. Eğer sana bir şey olursa nasıl yaşayabilirim?"

Anneme cevap vermek için ağzımı açtım ama ara vermiyordu. Saçlarını hiç beklemediğim bir şekilde açtı. Yüzüne gelmelerinden ya da toplu olmamalarından nefret etmesine rağmen başına giren ağrılardan ve sinirden bunu yaptığını biliyordum. Kötü işaret.

Ama anneme karşı gelemeyecek kadar utanıyordum kendimden. Ormandaki ve özellikle göldeki Connie'nin ben olduğuma inanamıyordum. Sanki bir ruhumu askıya almış da, yerini bambaşka bir tanesinin girdiğine yemin edebilirdim. Üstelik kendime ait olmadığından emin olduğumu sandığım ama benim olan çığlık hala tüylerimi diken diken ediyordu. En sonunda da bu Christian Luther'ın haberi... Ormanda kesinlikle yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Şimdi anneme bile anlatamıyordum. Koskoca ormanda bizden başka kimsenin orada olmaması, hatta benim dışımda kimsenin oradan da bahsetmemesi fazla tuhaf kaçardı. Özellikle de bugün içinde tüm dikkatleri çekip, kasabadakilere sorun yaratmış kişi olmuşken beni suçlamaktan kimsenin çekinmeyeceğini biliyordum.

Üstelik bu sefer geri dönemeyeceğim ve sadece beni değil, etrafımdakileri de etkileyen bir hata yapmıştım. Benim suçum olduğunu kabul etmek istemesem de Oliver'ı durdurmak istememiştim. O da bunu bilip, kullanmıştı. Dünyamı durduran, gözlerimi parmak uçlarıma getirip teninde gezindikçe tek gördüğüm ve hissettiğim şeyin kendisinin olduğu saçlarındaki lavanta kokusu ve yumuşak dudaklarına karşı şu zamana kadar hayır demekte sorun yaşamamıştım. Şimdiyse tekrar sahne gözümün önüne geldiğinde bile ayakta durmakta, nefes almakta zorlanıyordum. Hem de aynı anda pişmanlık ve utancı hissederken.

"Beni duyuyor musun?" Annem elini masaya vurup dikkatimi ona çevirmeme neden oldu. "Hiç çocuğunu kaybetme korkusunun ne olabileceğini düşündün mü küçük hanım? Ya baban? Tüm hayatımız mahvolurdu. Biz de ölürdük."

"Özür dilerim."

Annem kendini bir koltuğa atıp gözlerini silerken Luni sonunda tekrar ortaya çıktı. Ballı çayını yanına bırakıp, ayaklarını papatya dolu sıcak suya sokturdu. Mendille gözlerini silmesini izlerken eteğimin ucunu tutup avucumda çevirdim.

"Bunu bir daha bana asla yapma. Cezalıyken evde kaçman bir şey. Ama tüm kasabada, kimsenin seni bulamayacağı şekilde yok olman? Hem de kavgaya karıştıktan sonra? Walsh ayyaşı gibi bir pisliği düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor."

Ayaklarımın uçlarına bakarken Luni, annemin omuzlarını ovuyordu. Başımı kaldırmaktan çekindiğimden bunu yalnızca annemin rahatlayan sesinden ve omuzlarına koyduğu kumaş parçalarının yoğurulmasından anlamıştım.

"Düşüncesizlik ettim. Saati unuttum."

"Oliver'la evlenmek istemediğini düşünüyordum," dedi ben hala azarlanmaya açıkken bir anda. Doğru dıyup duymadığımı anlamak için yüzüne baktım. Gayet ciddi görünüyordu.

"İstemiyorum."

Annem ve Luni'nin kaşları aynı anda kalktı. Tek farkla Luni bunu beklemiyorken, annem inanmıyor gibiydi. "Ya? Peki neden ikinizi de gecenin bir yarısı tüm kıyafetleriniz ıslanmış, yarım yamalak giyilmiş ve uzun süre ortadan kaybolduktan sonra buluyorum?"

Annemle bunu konuşuyor olmak bile bana yeterli işkenceydi. Şu tahta zeminin bir açığı olsaydı da su olup girseydim ya da bacadan buhar olup çıksaydım diye dilerken buluyordum kendimi. Azarlanmayı geri döndürmek istiyordum. Üstelik nasıl bu kadar sakin görünüyordu aklım da anlamıyordu. Bekar bir genç kızın yanlarında gözetmen olmadan yalnız kalmaları zaten hoş karşılanmazken bir de bu şekilde ortaya çıkmaları tüm kasabada korkunç söylentilere neden olacak, beni tamamen kasabanın iffetsiz cadısı olarak ilan edecek ve pazarlarından alışveriş yapmamızı dahi yasaklayacaklardı herhalde. Annemin neden çıldırmadığını anlayamıyordum. Kesinlikle en büyük korkularından biri gerçekleşmişti.

Lake in the MoorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin