41.bölüm : Bedel

7.2K 292 52
                                    

60voteyi geçmiş olmasada kıyamayıp yeni bölümü attım🥺

bir dik duruşun; kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz.

bilemezdik değil mi? yaşamadan neyi bilebilir neyi gerçekten hissedebilirdik ki.
seni anlıyorum sözleri hep biraz yalan olmuştu. nasıl anlayacaktın yaşamadan? nasıl.

"abi.."

bütün dünya üzerime yıkılmıştı Bade 1 haftadır komadaydı ve her geçen gün uyanması biraz daha zorlaşıyordu.

"git şurdan bora!" git.. yoksa sana patlayacağım.
"abi yapma böyle çık odadan bak her şey düzelecek."
"ney düzelecek Bora! karımın ölmek üzere olması mı? siktir git kalbini kıracağım!"
"sarhoşsun abi bak kapıyı kıracağım aç şu kapıyı"

camın önünde ki siyah deri tekli koltukta oturmuş camdan boğazı seyrediyordum.

Bora içeri girdiğinde viskimden büyük bir yudum alarak bardağı sehpaya bıraktım.
Bora hiç bir şey demeden masanın ortasında ki 2tane boş bardaktan birini aldı ve viskiyi içine boşalttı.

"Dert gecesi?"  eskiden bu dediği geceyi ayda 1 yapardık ama artık her gece yapmamız gerekiyordu. öyle ki dert peşimizden bir an olsun ayrılmıyordu.
kadehi ona kaldırdım o da kendi kadehini kaldırınca tokuşturduk ve kafama diktim.
çakırkeyif olmuştum.

1 hafta sonra..
gözlerimi yavaş yavaş açtığımda her yerimde ağrı hissediyordum.
ellimde hissettiğim ellerle gözlerimi daha çok açmaya çalıştım.
karşımda Kaya vardı ve bir kaç şey söyleyip koşarak odadan çıktı.
ne dediğini anlamamıştım ancak gözlerimden yaşlar geliyordu. son olanları hatırladıkça yeniden hayata dönmenin mutluluğu vardı üzerimde.
kapı tekrar açıldığında gözlerimi tekrar açtım.

doktorlar odadan çıktıktan sonra Kaya tekli koltuğu daha yakınıma çekti ve elimden tutarak karşımda oturdu "nasılsın güzelim? ağrın var mı?"
"Kaya sen ağlıyor musun?" gözlerinden yaşlar geliyordu.
"yo yok güzelim sadece biraz..seni özledim."
"sarıl bana Kaya" kendim kalkabilsem ben sarılırdım ama işte kalkamıyordum.
"canını yakmaktan korkuyorum.."
"sevgine ihtiyacım var"
Kaya üzerime eğilip bana sarıldığında kokusunu içime çektim. öyle çok özlemiştim ki.
kalan tüm günlerimi kayaya sarılarak geçirmek istiyordum. ya onu bu kadar erken kaybetseydim.
Kaya kulağıma fısıldadı "senden bir çocuğum olsun Bade.."
üzerimden çekilip geri yerine oturduğunda elimi ellerinin arasına aldı.
"korktum Bade..çok korktum. seni kaybetmekten bir daha görememekten. ben kararımı verdim Bade..sen ne kadar erken desende ben senden bir çocuk istiyorum senden bir tane daha olsun istiyorum. Bade biraz düşün hemen hayır deme" öyle bakıyordu ki gözlerime çocuk gibi.
istiyordum evet ondan çocuk istiyordum. bir kez daha varmıştım kaybetmenin eşiğine.
"evde konuşuruz bunları olur mu? uzun bir süre seninle olmak ve evden çıkmamak istiyorum."
Kaya kafasını salladı ve elimi alıp avuç içimi öptü.
yerinden kalktığında "herkes burada çağırayım artık." dedi ve odadan çıktı.

herkes geri çıktığında Ayşegül kalmıştı. bir şeyler vardı bunu anlayabiliyordum ancak sadece suçluluk duyduğu için olmadığını kestirmek benim için zor değildi.
"ne kadar özür dilesem az Bade..çok özür dilerim bitanem"
"lütfen daha fazla özür dileme senin suçun değil.." Ayşegül'le biraz daha konuştuktan sonra doktor biraz dinlenmem gerektiğini söylemişti. Kaya geri odaya girdi ve uzanmaya başladım.
"Ayşegül'de bir şey var Kaya." Kayanın yüzü düştü. biliyordum Ayşegül'den pek haz etmiyordu.
"ne gibi canım"
"bu hali sadece suçluluk duyduğu için değil ya bir şey olmuş yada olucak."
Kaya elimi baş parmağıyla okşarken "hadi dinlen daha fazla kafanı bunlara yorma" dedi ve öptü.
ona kafamı salladım.

Sezen Aksu-Seni Kimler Aldı

Ayşegül'den..
şimdi kendimden vaz geçiyordum. sevmediğim bir adama bedenimi teslim etmeye gidiyordum.
kol çantam kolumda sallanırken uzun ince kabanım siyah bot tarzı topuklularımla yılların yükünü üstümde taşıyordum. biri diyordum. biri beni kurtarsın artık. keşke diyordum. keşke. en başından böyle olmasaydı. ama olmuştu işte. hem büyükler ne derdi olmuşla ölmüşe çare yok.

2 gün önce..
B : seni bırakacağım. hatta sizi rahat bırakacağım ancak bir şartım var.
A : artık sana güveneceğimi mi sanıyorsun? hah! başta hata yaptın. senin yüzünden arkadaşım ölüyor!
B : artık Kayayı daha fazla karşıma alamam. Karısından sonra bir olay daha yaşarsa bu artık ölüm kalım meselesine dönüşür. eğer Badeyi ve sizi rahat bırakmamı istiyorsan cumartesi günü söylediğim otele geleceksin.
A : sana güvenmiyorum.
B : arkadaşın 2.kurşunu yerken izlemek istemiyorsan dediğimi yap. ilk ve son kez benim ol.
A : tek bir kez daha beni kaçırmaya kalkışırsan ölmüş sevgilimin üzerine yemin ederim ki ilk seni öldürür sonra kendim intihar ederim.
B : son buluşmamız bir veda niteliğinde ha? Ayşegül.
A : bütün hayatımı siken adama yakışır bir veda. tecavüzden farksız.

gözlerim yanıyordu. ağlamamak için gökyüzüne bakıyordum. yapmalıydım bunu..benim için kurşun yiyen arkadaşım için benim için ölen sevgilim için bütün hayatımı mahveden adam için. eski benliğim için. yapmalıydım.
taksiye bindiğimde otelin adını söyledim. artık gözlerimde ki yaşlar akıyordu. bundan sonra kendimi nasıl affedecektim? arkadaşım ölümden dönmüş, sevgilim benim için ölmüş yıllarca herkese acı çektirmiş ve şimdide bedenimi teslim ediyordum.

bedel dedi. bedel. "ödenmesi gereken en büyük borç"ve ekledi "yapılmaması gereken en kötü borçtur." sigarasının dumanı ciğerlerine hükmederken "bir kez borçlandın mı peşini salmaz." sustu.

şimdi daha iyi anlıyordum bütün bu dediklerini. neyin bedelini ödüyordum?
yuvasını bozduğum kuşların âhı desem, çocuktum.
gözlerimden yaşlar dökülüyordu ve taksici hiç durmadan devam ediyordu.

"şu hayatta" dedi "gerçekten sevdiğim çok az insan var emin ol, hakkında iyi şeyler düşündüklerimde bir o kadar az. Dünyayı ne kadar yakından tanırsam o kadar çok tiksiniyorum."
ne geldiyse başıma iyi şeyler düşündüklerimden gelmişti.
bunca zaman, belki de..belki de. haklıydı.

"şimdi ne yapacaksın peki.?" dedim.
"iyi şeyler yapmayacağım kesin." dedi 2.sigarasını yakarken.
"ama onu seviyorsun?" merakla ona bakıyordum.
"önemi yok onu öldüreceğim."
"ne diyorsun sen küçük; sevdiğini mi öldüreceksin?" şimdi daha yoğun bakıyordum ona çünkü gayet ciddi gözüküyordu.
"Evet yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek. Ve bir gün büsbütün ölecek."
derin bir nefes alırken ilk sigaramı yaktım.
.
taksi durdu artık inme vaktiydi. ne yazıktır ki kendime veda ediyordum.
ayaklarım titriyor gözlerimden yaşlar istemsizce akıyor ve ben nefes almakta zorlanıyordum. ancak bunlar vazgeçmek için bir bahane olamazdı. olmamalıydı. tekrardan birinin benim yüzümden canı yanamazdı.
canını yaktığım herkesin her şeyin bedelini işte şimdi ödüyordum.

"söz konusu ben olunca sustum, razı oldum.
ama şimdi söz konusu sensin, ve ben bütün dünyayı karşıma alacağım."
Beyza Alkoç.

nasıl bir bölümdü? nasılsınız?? umarım iyisinizdir. sizleri seviyorum❤️

Mafyanın Kızı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin