göğsümde ağır bir kelebek,
içimde kırık çekmeceler..
yalvarırım benide diğerleri gibi bırakma ve yalvarırım beni sevdiğini söylerken beni yanıltma, çünkü ben en çok seni sevdim ve en çok sana taptım.
yazardan..
Yemekleri hazırlamış ve masada boş tabakla bakışıyordum.
yaklaşık 20 dakikanın ardından kapı çaldı.
bu akşam uzun geçecekti konuşacaklarımızı konuşacaktık.
sonunda bütün cesaretimi toplayıp kapıyı açtım.
karşımda kaskatı sinirli bir Kaya görmeyi beklemiyordum bütün cesaretim uçarken içimden sinirli cümleler kuruyordum.
"Hoş geldin"değip sarıldığımda "hoş buldum" sarılmama karşılık verdi.
masaya oturduğumuzda ortamda hala inanılmaz derecede gergin bir hava vardı.
yemekte tek kelime edilmedi "çok güzel olmuş ellerine sağlık" sigara içmek için balkona çıktığında ben de peşinden gittim.
Sam Tinnesz-Play With Fire
sigarasını içine çekip bana kaş göz yapıp neden geldiğimi soruyordu.
denize dönüp "nefes almak istedim" dedim.
ben cümlemi tamamlar tamamlamaz Kayanın telefonu çaldı.
açtığında söylediği tek şey "geliyorum tutun o pezevengi" oldu aşağı seri adımlarla inerken "nereye" dedim.
Ceketini kollarına geçirirken "geç dönerim beni bekleme" kapıyı açtı.
o an gelen bir cesaretle "ben de geliyorum!" üstüme ince siyah ceketimi aldım zaten siyah elbisem hala üzerimdeydi.
"Saçmalama bade evde kalıyorsun"
"Hayır geliyorum"
Arabaya ilerlediğimizde sinirle kapıyı açtı ben kapıyı geri çektiğimde "nereye" dedim soruma yanıt vermek yerine "arabadan inmeyeceksin her ne olursa olsun"
"Kaya nereye gidiyoruz dedim sana"
"Ben de dedim ki arabadan inmeyeceksin!"
Bağırmasına karşın tek bir kelime daha etmedim ve yolu seyretmeye başladım.
Yaklaşık yarım saattir peşimizde bir araba vardı ve bir süre sonra bize ateş etmeye başladı.
Bulunduğum durumun şokunu atlatamazken
"Kafanı Eğ!" Demesiyle anında kafamı eğdim.
parçalanan ön cam ile Allah'a dualar etmeye başladım.
Tanrım koru..
Tanrım benden önce onu koru..
İkimizden birine ölüm acısı yaşatma.
son cümlemi tamamladığımda Kaya kolundan vurulmuştu.
"Kaya Dur! Dur! Dur! Bir şey olacak Kaya!"
Kaya eline aldığı telefonla bir numarayı aradı
Olduğumuz yeri söyleyip sayılar ve isimler söyledi sayılar adamların sayısı değildi anladığım kadarıyla.
Önüme döndüğünde atabileceğim en güçlü çığlığı attım uçurumdan uçmamıza en fazla 2 metre kalmıştı.
Arabayı güçlü bir fren sesiyle durdurduğunda torpidodan silah aldım.
Kaya telefonu kapattığında "ne yapıyorsun bade bırak onu"
Onu dinlemeyip arkada ki arabayla çatışmaya başladım.
"Bade! Kural 5 çatışma anında canını kurtar. Adamlarım gelecek. Bade Kaç!"
