42.bölüm : Beni Affet Bu Gece

9.8K 262 44
                                    

Senin, çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara bere içinde olsun dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa..

Sezen Aksu-Masum Değiliz
kapıyı açtığında her şey artık daha acımasızca geliyordu gözlerimden istemsizce yaşlar süzülürken. sevmediğim bir adama bedenimi teslim edecek olmam canımı en derinden yakıyordu. öyle ki, can acısı hiç bu kadar keskin olmamıştı.

Boş bir odaya belli bir miktarda gaz verildiği zaman, oda ne kadar büyük olursa olsun gaz odanın tamamına yayılır. Ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun, acı da insanın ruhuna ve bilincine tamamen yayılır. Dolayısıyla insanın çektiği acının "büyüklüğü" kesinlikle görecelidir.

hep inanmıştım öncelerin hep sonralara dönüştüğüne değişim deyip sakinleşeceğimize.
ancak hep acılar öncekinden beter oluyordu.
ben içimde ki meseleleri kapatmaya çalışırken hep yeni bir mesele açılıyordu ve ben gün geçtikçe daha çok güçsüzleşiyordum.

"hoş geldin." tek kelime etmeyecektim. yalnızca öylece duracak ve yaptıklarına göz yumacaktım. başka yolum yoktu.

bazen diyordum ne kadar yakışıklı bir adam hem de zengin birazcıkta merhameti olsa kapısında kul köle olacak kızlar vardı. onun yerine beni seçmiş. ve türlüce iğrençlikler yapmış ve yapmaya devam ediyordu. tek umduğum bu son iğrençliği olmasıydı.

kabanım ve çantam yere düştüğünde ayakkabılarımı çıkardım ve öylece karşısında durdum. gözlerimde ki yaşlara hakim olamıyordun. neydi bunu tecavüzden farksız kılan? neydi.

hem içimden bir sürü şey söylemek istiyor, hem de sonsuza kadar susmak istiyordum.
öyle ki bu hayat beni yıllardır çok yormuştu. ne yapsam olmuyordu. kimse zarar görmesin diye Fransa'ya kaçıyordum. bu sefer sevgilim intihar ediyordu. geri dönüyordum arkadaşım kurşun yiyordu. lanetli miydim ben? belki de yaşamak bana haramdı.

sordum kendime; bu acıyla, nereye kadar? yok olmaya yüz tutmuşken ayakta kalma çabası neden? kim için, ne için? daha ne kadar hasar alabilirsin ki? daha ne kadar eksilebilirsin? vazgeç bu inattan. Yok olacaksın. Ve kimse olmayacak yanında. Yalnız başına yok olacaksın..

gömleğimde yeri boyladığında can acısı kalbime batıyor gözlerim yanıyor ellerim terliyor ayaklarım zangır zangır titriyordu.
eli pantolonumun düğmesine gittiğinde içimden durmasını haykırıyordum ama dışıma tek bir kelime edememek beni bitiriyordu.

bir bir üstümü çıkardığında artık sadece kilodum ve sütyenimle kalmıştım.
aciz bedenim işte şimdi karşısında çırılçıplaktı.
onca güzel günü mahveden tek adam.
kim ödeyecekti bunun bedelini peki.
oğlunun yaptıkları yüzünden annesi mi ağlayacaktı. kardeşi var mıydı? kardeşi mi abisine üzülecekti. peki ya düşünecekler miydi genç bir kadının hayatını çaldığını. yoksa suçlu mu göreceklerdi beni? bilemiyordum.

karşımda kendiside boxerıyla kaldığında karşımda olan cam dışında hiç bir yere bakmıyordum. şimdi atsam kendimi o camdan aşağıya. yine mi bedel ödeyeceklerdi. bu sefer gerçekten ölmemin bedelini mi ödeyeceklerdi?

yıllar öncesi geldi aklıma.
oturmuş bir sahil kenarında bankta kitap okuyordum soğukların sıcaklara kafa tuttuğu dönemlerdi. ilkbahar. en tatlı aydı benim için.
Asuman : Senin beni eskisi kadar sevmediğin her halinden anlaşılıyor zaten.
Mükremin : Nerden anlaşılıyor ?
Asuman : Elini tutuyorum elimi bırakıyorsun gözüne bakıyorum gözüme bakmıyorsun.
Mükremin : Bilmiyorum Asuman, bilmiyorum yani kalbimin eski çarpıntısını kaybettiğim aramalara rağmen bulunamadığı inkar edilebilir bir gerçek olsa niçin inkar edilmesin öyle değil mi? O ki inkar edilebilir, edersin gider yani. Yok böyle bir şey dersin gider yani.
Asuman : bak kendi ağzınla söyledin söyledin işte sonunda.
Mükremin : Ya ben konuşmak için en müsait yer ağız diye şey ettim ama.
Asuman : Eee..artık beni sevmiyorsun öyle mi?
Mükremin : Ya seni seviyorum da seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum hani eskiden seni sevmenin birbirimizi sevmenin değişik gevrek bir tadı vardı seni güldürmenin lezzetti damağıma yerleşir orada mutlu mesut yaşardı. Yani bir şey olduğu vakit ilk bunu koşayım gideyim Asuman'a gideyim tarzı haberci telaşı olurdu.
Asuman : şimdi ne oldu peki?
Mükremin : Bilmiyorum Asuman, bilmiyorum. Kalbim bir kuyunun dibindeki bir suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban. Yukarı tırmanmaya çalışıyor ama ne yapsın kuyunun duvarları düz. Kuyunun duvarları ıslak.
Bir Demet Tiyatro

düşündüm ilk. Kaan benden gözlerini hiç kaçırdı mı diye. ilk tanıştığımız günler geldi aklıma.

çekindiğim için sürekli yüzüne bakamıyor ve o gözlerini yüzümden ayırmadığı için bazen ona sahte bir sinir gösterisi yapıyordum.
"Kaan sürekli yüzüme bakıyorsun.bakma."
"Napıyım Ayşegül seni görebileceğim her dakikayı değerlendirmek istiyorum. bir gün benden gidecek olursan yüzünü, tenini, dudaklarını aklıma kazımak istiyorum."

sonra düşündüm hiç elimi bıraktı mı diye.
biz çok el ele tutuşmazdık öyle, ama ne zaman tutuşursak her zaman ayrılma anına denk gelmiş oluyordu bırakması. özür dilerim sevgilim. özür dilerim.

son günümdü artık Kaanla yarın ben öldüm sanacaklar ve ertesi gün cenazemi kaldıracaklardı. her şey tam olarak planlanmıştı.

Cem Adrian - Beni Affet Bu Gece

Kaanların evinde birlikte yatıyorduk.
elleri belimde bacaklarım onun bacakları üzerindeydi. bir bütündük işte artık biz. bir bütün. tek kişi iki bedende buluşmuş gibiydi. öyle çok seviyordum ki. dedim kendime. yemin ederim dedim. Kaansız Badelersiz Ailemsiz nasıl yapacağım?. dedim. ancak bazı şeyler demekle olmuyordu işte. lanet olsun ki demek yetmiyordu bazen.
yanağına uzandım ve onu öptüm.
"Kaan" dedim. gözlerimden bir an olsun ayırmadığı gözleri merakla baktı "Efendim sevgilim?" dedi. senden demek istedim.çok özür dilerim. beni affet. yeni bir hayat kur. karın olsun çocukların olsun. ama beni affet.
diyemedim. yine bazı şeyler kursağımızda kalmıştı. "Seni çok seviyorum" diyebildim. bir yandan büyük bencillik bir yandanda fedakarlık yapıyordum. beni affet sevgilim. beni affetme. gülümsedi. "Ben de Seni çok seviyorum sevgilim" sen unutsan ben unutmayacağım sevgilim. biz unutsak aşk bizi unutmayacak. beni affet bu gece.

gözlerimden yaşlar dökülürken artık her şey bitmiş ve her şeyin aksine en çok ben bitmiştim.

otelden çıktığımda son söylediği sözleri bilincim algılayamıyordu. gözlerimden yaşlar süzüle süzüle bedenimi teslim etmiştim. veda dedi. veda. ben sevgilime böyle veda edememiştim. ama bütün hayatımı mahveden adam bana böyle veda etmişti. böyle.

Burada hiç bir şey istemiyorum artık, her şeyden tiksiniyorum. Bastığım her taştan nefret ediyorum, odamdan, karşılaştığım insanlardan nefret ediyorum, şiddetli soğuğun nemiyle yüklü kirli havayı içime çekiyorum. Buradaki her şeyden boğuluyorum, tükeniyorum. Bataklığa gömülür gibi batıyorum.
Bu sözleri en son söylediğimde liseye geçme yılımdı ve dedem vefat etmişti. bütün dünyaya kin kusuyordum. dünya aldı diyordum. dünya aldı dedemi benden. yıllar sonra aynı hisler içimi kaplamıştı.

Ah benim şevkati saçlarına avuçlarımla sığdırdığım minik kızım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ah benim şevkati saçlarına avuçlarımla sığdırdığım minik kızım..Sen ne ara büyük bir kadın oldun da gitmelere kalkıştın?
Ah benim gitmelere cesur
Sevmeye korkak kadınım..
Kaan.

bölüm sonu🥺
çok hüzünlü bir bölüm oldu.
nasılsınız ? umarım iyisinizdir.
vote atmayı unutmayın sizi seviyorum❤️

Mafyanın Kızı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin