9.bölüm : Gerçekler

31.5K 963 56
                                    

ben her şeyin bir bir yok olmasına o kadar alıştım ki ve her şeyin bir bir var olmasına o kadar alışacağım ki bilirsin, neler için çarpmıyor bu yürek.

Sabah kuş sesiyle açtım gözlerimi.
Koltukta sızmıştım belli ki. Perdeden sızan güneş ışınları gözüme yol alırken burukça gülümsedim. Şimdi o yoktu. Bütün benliğimi kaybetmiş gibi hissetmem saçma geliyordu bir yanım Kaya diye bağırırken diğer yanım, diğer yanım bildiğiniz gibi işte. Burukça karşımda ki aile tablomuza baktım.

Kendime sabah kahvesi yapıp burada bıraktığım gençlik romanlarımdan birini tekrar okumaya başladım.
Şimdi her şey çok boş geliyordu. Bütün yaşadıklarım gözümün önünden bir bir geçiyordu. Kayanın bana gönderdiği notlar, Beni özel numaradan arayıp çaldığı şarkı
Sahi bizim bir şarkımızda vardı değil mi?

Seninle bir daha asla olamayacak oluşumuz canımı sıkıyor. Oysa ki ben seni, senin bile tahmin edemeyeceğin kadar çok severdim..

Kitapta okuduğum bu satıra teşekkür ettim. içimi döken, içimdekileri söyleyen,ona haykırmak istediğim bir satırdı.
En çokta gerçeklere uyarlı olması canımı yakıyordu. Yakıyordu, yakıyordu ve kanatıyordu.

Kayanın anlatımından..

"Kaya bey Elif hanım geldi içeriye alalım mı?"
"Alın." Dedim. Başını öne eğip kapıyı kapattı.
"Abi" yanıma yaklaşan Elif'e donuk bir şekilde bakıyordum.
"noldu sana böyle?" Biliyordu ne olduğunu ama bir de benden duymak istiyordu ama ben kimseye anlatamayacak kadar dolmuştum.
"Elif biliyorsun." Acaba Elif yerini biliyor muydu?
"Abi kendini bu kadar yıpratma hem sen bırakmışsın madem böyle olacaktı niye bıraktın yoksa artık soğudun-"
"Elif Sus! Yerini biliyor musun?"
"H-Hayır" deyip çantasını aldı ve ayağa kalktı gözleri dolmuştu. Biliyordum kırıcı davranmıştım ama bilmiyordum ki insan kendisi kırıkken nasıl karşısındakini kırmaz.

Elif'te bilmiyordu nerde olduğunu çıldıracaktım bulmaya çalışıyordum ama yoktu telefonu kapalıydı sinyalden takip edemiyordum. Neden gittiği ilk anda adamlarımı onunla göndermedim diye kendime sövüyordum. Aklımdan geçen düşüncelerden biriyse ya Köksal aldıysa oldu.
İşte o zaman her şey boşa çıkardı. Biliyordum affedilmeyecektin ama vazgeçmeyecektimde.

Ceketimi hızla giyip seri adımlarla şirketten çıktım Bora Köksal'ın adamlarından birinin Köksal'ın yerini bildiğini söylediğini söylüyordu.

Puşt Herif!

"Konuş Lan Puşt Herif!"
"A-Abi"öksüren adama tam tekrar vuracakken Bora kolumu tutup "bize lazım"dedi.
"Abi..Tekne Barda" dedi ve son kez öksürüp sandalyeyle birlikte yere düştü.

Orayı terk edip en sağlam adamlarımla Tekne Bara gitmek için yola koyulduk.

Barın V.İ.P kısmında ki koltuklarda oturup sigarasını içen Köksal'a iğrenerek baktım. Hayatımı,Çocukluğumu mahvetmişti. Ama duymuştum ki Hastaydı. Yaşlanmıştı artık. Ben almasam bu puştun canını Allah alırdı.

Tam kafasına silahı dayamıştım ki
"Şşh otur bakalım Demir." Dedi.
"Oturmuyorum lan Puşt!"diye gürledim.
gülerek "Babana benzemişsin Demir o da sen gibiydi. Otur sana her şeyi baştan anlatayım."
Arkamdaki adamlarıma kafamı onaylarcasına salladım ve karşısına oturdum.
"Çok gençtim o zamanlar Demir. Bir gün bizim çocuklar geldiler abi dediler Mehmet Demir diye bir adam varmış Anneni öldüren adamı öldürmüş. İşte o zaman sevdim babanı. Aradan bir kaç ay geçti ve biz dost olmuştuk her şeyimiz birlikti işleri çok büyütmüştük Kaya ama sonra bir kadın çıktı. Şebnem. Her şeyimiz bir derken artık sevdiğimiz kadında birdi. Şebneme tutulmuştuk Demir. Ama bir süre sonra bu hırsa dönüştü. Şebnem babanla oldu. Şebnemi öldürdüm. Babanı hep yaralayacak öldürmeyecek derecede canını acıttım. Sonra annenle evlendi hiç sevmedi anneni gittiği bir Gazinoda tanışmıştı hamile kaldığını öğrenince evlendiler." Derin bir iç çekip "işte böyle Kaya Demir." Dedi.
Masayı devirip orayı terk ettim.

Mafyanın Kızı +18Where stories live. Discover now