8.Bölüm"su birikintisi"

468 14 5
                                    

O akşam eve gelir gelmez yatağıma geçip uyudum çok fazla yorulmuştum normal hayatımda hep sakin biri olarak yaşadım esin akın ve Esra ile birlikte hayatımızı doya doya yaşıyorduk fakat buraya yeni şehre alışamadım bir türlü ilk hafta hiç dışarı çıkmadım çıkim derken üç piskopatla karşılaştım yeni okulumda güzel arkadaşlar edinirim dedim fakat gene işler istediğim gibi gitmemişti fakat yağmurla tanıştığım için mutluydum bu dört gün içinde onunla çok samimi olmuştum normalde insanlara fazla çabuk güvenemem ama yağmura güvendim. Artık konuşurken bana kanka diye seslenmeye bile başladı çok komik biri hayata pozitif bakıyor fakat konu Burak olunca yüzü düşüyor sebebini sormak istiyordum fakat kendisinin anlatmasını beklemek daha mantıklı geldi bana güvendiği zaman anlatacaktır zaten. Sabah gözlerimi açtığımda tekrar kapanmak için direniyorlardı Zoraki gözlerimi açıp kendimi banyoya attım kısa bir duş aldıktan sonra kahvaltıya inmek için hazırlandım kahvaltıya indiğimde masada bir not buldum acaba ne oldu diye merak ettim annem ve babam beraber çalışmaya başladıktan sonra sabah not bırakmıyorlardı notu açıp okumaya başladım..
*******
"Buket tatlım baban ile beraber iş için acilen Antalya'ya gitmemiz gerekiyor bir yada iki haftalığına evde tek başına kalman gerekicek kendine dikkat et tatlım uyanınca haber verirsin kapıları iyice ört eve vaktinde gel ve beni haberdar etmeyi sakın unutma. unutma tatlım eski hayatımıza geri dönebilmek için çalışıyoruz senin için bizim için ve artık kendi kendine biraz yaşamayı öğrenmelisin birşey olduğunda beni istediğin Zaman arayabilirsin tatlım seni seviyoruz..Annen"
Okuduğum satırlara şaşırdım bir o kadar da üzüldüm annemlerden hiç bu kadar uzun Bir süre ayrı kalmamıştım esralarla birçok kez tatile çıktığımızda annemlerden uzak kaldım fakat bir hafta gibi kısa sürmüştü fakat bu sefer iki hafta gibi bir süre neyse en azından eve istediğim zaman gelebilecektim annmi arama işini sonraya biraktim hızlıca kahvaltımı yapıp okula doğru yürüdüm önümde siyah bir araba geçti bu dün kağanın beni eve bırakırken ki arabaydı önümde durdu ona bakmadan ilerlemeye başladım onunla muhatap olmak istemiyordum sadist gibi davranıyordu piskopat manyak herif adımın daha doğrusu kağanın bana hitap şeklini duydum;
"Günaydın prenses"dedi düz bir sesle
Mecburen durdum ve cevap vermek için arkama döndüm kağan arabadan inmişti kapısına yaslanmış beni izliyordu
"Günaydın"dedim buruk bir sesle
"Naber nereye"içimden sanane be pislik diyesim geldi fakat bunu kendime sakladım onu kızdırmak istemiyordum kızınca neler yapacağını iyi biliyorum mazallah bana da bıçak çekerse tamam kabul ediyorum bu fazlaydı ama kağan herşeyi yapabilecek kapasiteye sahipti
"Nasıl olabilirim,okula"
"Hadi gel beraber gidelim"
"Hayır ben yağmurla gidicem"
"Bak suç ortağımsın gel diyorsam geliceksin"bu sözüne sinirlendim
"Ne yani kuklan mı olacam"güldü gene o gamzeleri ortaya çıktı ama bu sefer fazla bakmadım her an düşebilirdim
"Gerekirse ewet olacaksın prenses"
"Kağan git konuşmak istemiyorum"kaşlarını çattı ama ne dedim ki kesinlikle onu sinirlendirmemeliyim daha yeni ne güzel gülüyordu şimdi ne oldu
"Konuşmak istiyor musun diye sormadım" dedi sinirli bir sesle
"Off tamam ne istiyorsun"bıktım artık
"Bilmem daha karar vermedim"Allah'ım bana sayıyla mi verdiler kağan Emre cem yoruldum artık her gün bir olay tam cevap vereceğim sırada bir araba hızla yanımızdan geçerken dün akşam yağmur yağmıştı sanırım yerlerin bazı bölümlerinde su birikintileri vardı araba hızla geçerken üstümü de mahfetmişti sesli bir şekilde küfür savurdum bu halime kağan kahkaha atarak karşılık vermişti fakat başta sinirli bir şekilde arabanın arkasından bağırıyordu küfür savurduktan sonra kahkaha atmaya başlamıştı.buna sinirlenmiştim
"Ne gülüyorsun gerizekalı"Allah'ım ben bunu nasıl söyledim o piskopata nasıl gerizekalı dedim dişlerini sıktı
"Bana mı dedin sen onu"geri adım atmak yoktu fakat korkuyordum
"Ewet sana dedim"sesim sert çıkmıştı birşey demeden arabasına binip önümden hızla geçti su birikintisinin üstünden hızlıca bilerek geçti üstüm mahfolmuştu arkasından bağırdım "piskopat manyak herif sadist" ben ne yapacam diye düşündüm şuan yağmur okula gitmiş olmalı baya bir oyalanmıştım Yolda hep kağan pisliğinin yüzünden okula yürüdüm bir de arabayla kornaya basıyor harbiden bu adam piskopat yaptığı işten zevk alıyor mecburdum okula böyle gidicektim sınıfın kapısının oraya vardığımda emre de kapının ordaydı kolumu tutu
"Bu halin ne. Ne oldu"cevap vermek istemiyordum ama tüm öfkemi ona kusmak istedim bir yandan da
"Sanane ya hep karşıma çıkmak zorunda mısın alla alla"biraz fazla mi oldu neyse bunu pek umursamadım üstüm hep Çamurdu emre beni takmadı devam etti
Emre çantasından bir tişört çıkarıp bana verdi bir dakka Bir dakka emre bana tişörtünü mü vermişti ben şok
"Al bunu giy üstün batmış hep"kibar konuştuğu için biraz şaşırdım fakat almaktan başka çarem yoktu en azından eteğim fazla kirlenmemişti fakat üstüm hep Çamurdu muzip bir ifadeyle
"Şey ben ne desem bilemedim"
"Al giy ben sınıfa giriyorum"dedi formayı bana uzatıp cevap beklemeden gitti. Kızlar tuvaletine gidip değiştirdim tişörtü beyazdı ve güzel kokuyordu yeni yıkandığı belli oluyordu. Hazırdım sınıfa gitmek için hazırlandım ilk dersin bitmesine beş dakika kalmıştı dersimiz matematik ve hoca iyi biri allahtan kapıyı çalıp içeri girdim kağan bir bana bir üstüme bakıyordu nerden bulduğuma şaşırmıştı ona Zafer kazanmışçaşına bakıp güldüm sınıfa gittim dikkatimi çeken şey kağan bizim arkamızda oturuyordu ama neden oturduğunu bilmiyordum yağmur herşeyden habersizdi bunu sorgulamadı önüme bir kâğıt parçası düştü açıp baktım
"Nerden buldun o elbiseyi" onu sinir etmek istiyordum ve şimdi tam sırası
"Bir kere o elbise değil tişört"kağıdı arkama fırlatım yağmur bize bakıp gülüyordu fakat hocayı dinlemeye devam etti tekrar bir kâğıt
"Bak sen.. tişört demekki"
"Aynen öyle"arkama attım kağıdı
"Bana bak beni sinir etme cevap ver"
"Sanane ıslatma dan önce düşünseydin"
"Bak son kez soruyorum kimin"
"Emre'nin alla alla sanane"
"Peki öyle olsun"şaşırdım bu kadar mı yani sadce kimin olduğunu mu merak ediyordu tenefüs zili çaldı yağmur kütüphaneye inmişti ben sınıfta kaldım sınıfta on kişi vardı bunlardan biri kağandı kağan aniden bağırdı
" Herkes dışarıya çıksın hemen!!"sesi o kadar sert çıktı ki korktum bir anda kolumu tutu "sen kalıyorsun prenses"
"Neden"
"Canım öyle istiyor"sustum herkes çıktı
"Hemen üstündeki tişörtü çıkar yoksa ben çıkarıcam ikiletme sözümü"
"Ya sanane hem bunu ıslatmadan düşünseydin"
"Buketttt hemen şu sikitigimin tişörtü çıkar"
"Ne giyicem böyle mi dolaşıcam"
Bir anda gömleğinin düğmelerini açtı biran afalladım
"Hey hey napiyon" kağan karşımda resmen soyunuyordu gömleğini çıkartıktan sonra içindeki siyah salaş tişörtünü de çıkardı ve karşımda üstsüz bir şekilde duruyordu aman Allahım kasları her hareketinde ben burdayım diyordu resmen göğsünün ordan alevlerin git gide büyüdüğü bir dövme vardı ve harika duruyordu kolunun orda da bir dilde birşeyler yazılmıştı sanırım çinceydi ama çok havalı duruyordu tişörtünü bana doğru uzattı
"Bunu giy"dedi emir veren bir sesle
"Hayır neden üstümdeki gayet iyi"
Sinirden resmen kas katı kesildi
"Bana bak Buket beni sıkma ya giyersin şu sikitigimin tişörtü yada ben gelip zorla giydiririm"gayet ciddi bir ses tonuyla konuşuyordu yapar mı yapardı ne de olsa kağandı bunu fazla uzatmama gerek yoktu elinde sonunda giyicektim ve direnmek istemedin açıkçası
"Tamam sen çık ben giyerim"
"Hayır olmaz görmeden çıkmıyorum"
"Yuh ama nasıl giyinebilirim burda"
"Bilmem ama zil çalmadan giy yoksa benim sabrım taşıyor ben değiştiririm"
"Tamam Allah'ın belası dön arkana o zaman"yüzünde zafer kazanmış bir şekilde güldü.araksına döndü hızlı bir şekilde üstümü değiştirdim bu sırada zil çaldı arkadaşlarım sınıfa girmeye başladı kağan kendi sırasına geçti kısa bir süre sonra Burak da geldi sohbet etmeye başladılar. Emre sınıfa girdiğinde biran elimdeki tişörte baktı sonra üstümdeki tişörte kaşlarını çattı bozulmuştu galiba ona doğru adım attım
"Teşekkürler artık gerek kalmadı"
"Peki öyle olsun Buket"
"Tekrar sağol emre"diyip uzaklaştım yağmurun yanına gidip oturdum hocayı dinlemeye karar verdim çünkü derslerimi önemsiyordum kağan arkamda oturuyordu eğilip sıcak nefesini kulağıma doğru üfleyip birşeyler mırıldandı....

en güzel bölüm bu oldu bence çok beğenerek yazdım bakalım siz beğenecek misiniz yorum yapmayı unutmayın

acaba kağan Bukete ne söyledi???

beğeni+yorum+vote

Piskopat SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin