18.Bölüm"Aynı Ev"

354 13 1
                                    

Sabah uyandığımda saat 9.30 tu anneme yağmurda kalacağım hakkında bir bilgi vermemiştim hala ve annemler evde değil şuan annemi telfonla aradım bir süre konuştuk anneme Zar zor durumu anlatım ama bu tarz olaylara alışık olduğu için birşey demedi sadece nereye gidicegim hakkında fazla baskı uygulamıştı ben bile daha nereye gidiceğimi bilmiyordum anneme ne söyleye bilirdim ki bir yalan uydurdum ve bodruma gidiyoruz diye yalan söylemek zorunda kaldım nede olsa yaz sezonu devam ediyordu annemi ikna ettikten sonra üzerimi giyindim mini kot şortum ve beyaz bir tişört giydim gözlerimin maviliklerini ortaya çıkaracak derecede göz kalemi sürdüm birde parlatıcı beyaz ayakkabılarımı da giydim bavulumu birkaç kyafet koydum bunların çoğu gündelikti gece kıyafeti birkaç tane aldım zaten bir hafta gidiyorduk demi diye düşündüm o sırada telefonum çaldı
"Naber knk"neşe dolu bir yağmur
"İyidir senden naber"sesim düz çıkmıştı
"İyi bize gelsene diye aradım"unutmuş olacak akınların yanına gidiceğimi söylemiştim annem ararsa beraber Bodrum'a gittik demesi için de anlaşmıştık oysaki
"Knk bugün gidiyorum unuttun mu"
"Aa doğru neyse sen hazırlan ben seni sonra ararım bb"diyip hemen kapattı benden çok heyecanlı gibiydi öğlen olmuştu canım çok sıkılıyor ne yapacağımı bilemedim instegrama girdim kağan hala istek atmamıştı kim kağan mi istek atacak saçmalama Buket dedim hesabına girdim gizli olduğu için ne attığına bakamıyordum 2456 tane takipçisi vardı benim sadece 1265 tane vardı bunların çoğu da fake hesaplar anlarsınız ya 3 tane de gönderisi vardı en çok onları merak ediyorum acaba ne paylaşmış diye şeytanlık yapıp fake hesap açmayı düşündüm  fakat vazgeçtim rahatlıkla  Beni bulabilirdi o zaman rezil olurdum bu fikirden vazgeçitim kendimi yatağa attım saat 5 te gelecekti saat daha 2.27 geçiyordu koltukta uzandım belki uyurum diye yok uykum ısrarla gelmiyordu en son saate baktığımda 3.04 geçiyordu gözlerim kapanmıştı ısrarla telfonum çakıyordu uyanmak istemiyordum fakat telfonum hala çalışıyordu uykulu gözlerle kim olduğunu bakmadan açtım
"Alo"sesim uykulu çıkmıştı
"Hadi 1 saatir aşağıdayım"kağandı bu
"Niye kağan sen misin"beynim durdu
"Buket hadi uyan artık"yüzümü yıkadım
"Hı tamam sen bekle geliyorum"elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim kağan arabada oturuyordu bende yanına gidip oturdum elbisem biraz açıktı bugün ama dışarısı çok sıcaktı napim konuşmadan Arabayı sürdü insan bir selam verir şarkı açmıştı "Taner Kaya Ayrılsak ölürüz biz" şarkısı çalışıyordu bu şarkıyı çok seviyordum camdan dışarı izlemeye başladım kağan elini ritim tuturmuş bir şekilde direksiyona vuruyordu hoş bir hava katıyordu ortama uzun bir süre ilerledik yaklaşık 3 saat ilerledik bir dağ evine gelmiştik kapıyı açtım aşağı indim bu sırada kağan da yanıma geldi Beraber ilerlemeye başladık içeri girdiğizde kimse yoktu 4 odalı bir evdi gezmeye başladım bir odasında sadece iki kişilik yatak vardı diğer odalar ise yer yorganları ile kaplıydı bir oda diğer oda killer olarak kullanılıyordu diğer odanın kapısını açtığımda kağan konuştu bugün ilk defa
"Boşuna zorlama kilitli orası"kaşımı çattım acaba neden ne vardı orda
"Neden ne var ki"sustu cevap vermedi
"Özel bir şey "ilk defa sesi neşeli çıkmıştı
"Ne peki banada gösterirmisin"yalvardım
"Hayır"sesi net çıkmıştı ama neden
"Lütfen merak ettim ne olur"nefes aldı
"Fazla merak iyi değil"kesin kabul etmicekti cidden merak ediyordum
"Tamam merkatan ölürüm o zaman sende amacına ulaşmış olursun bu dağ başında cesedimi ormana atarsın kurtlar yer benden kurtulursun"kaşlarını çattı
"Birdaha konuşursan göstermekten vazgeçicem"sustum elimi kaldırdım teslim olmuş gibi sonra elini tuttum bir anda kapıya doğru götürdüm
"Hadi aç"başını olumsuz anlamda salladı
"Akşam olunca açacam"dedi ve yanımdan gitti yere oturdu bu evde koltuk yoktu acaba neden merak ettim doğrusu bende yanına gittim yere oturdum üstüm pek rahat olmadığı için ayağı kalktım ve boş bir odaya girdim bavulumdan siyah Jean pantolonumu giydim şimdi daha rahat olmuştu odanın içine göz gezdirdim tertemiz bir evdi birileri kısa bir süre önce burda yaşamış olmalı temizlik falan yapılmıştı yerde hiç toz yoktu içeri girdiğimde kağan yoktu seslendim cevap gelmedi dışarı çıktım kağan burda da yoktu arkaya bakmak için adım atmıştım ki o an değişik bir ses geldi korkudan 3 metre zıpladım resmen arkama döndüğümde bunu yapanın doğu olduğunu gördüm onun yanına gittim elime bir tane taş aldım kafasına attım "al sana pis herif"dedim doğu koşmaya başladı bende arkasından onu kovalıyordum kağan, Burak ve batı bizi izliyorlardı hepsinin yüzünde gülümseme vardı gözlerim gene kağanda durdu gamzelerine baktım ne de güzeldi o an Burak öksürdü"ıhım ıhım bakışmalarınız ve kavganız bitiyse içeri geçelim"hepimiz Beraber içeri girdik doğu ile kol kola içeri girdik onlarla çok uzun bir süre olmadı tanışalı fakat hepsini çok seviyordum Burak ve doğu  hep ben mutlu olayım diye uğraşıyorlardı küçük kız kardeşleriymişim gibi batı ise abim gibi  kıskanç biri rolünü üstlenmişti hiç abim yâda ablam olmamıştı tek çocuk bendim fakat şimdi 4 kişi olduk tabiki yağmurla beraber 5 kişi olmuştuk.kağan ise dengesiz gibi davranıyordu bazen beni o kadar kısıtlıyordu ki sevgilim olsa bu kadar yapar deditiriyor bazende benden nefret ettiğini düşünüyordum bunu ona sormayı çok istiyordum ama soramzdım içeri girdiğimizden beri kimse konuşmuyordu akşam olmuştu konuşmaya başladım
"Ben çok acıktım mutfağa gidiyorum size de de birşeyler yapıyım mi"sevecen çıkmıştı sesim fakat kimseden ses yok hiçbiri yemek konusunda bana inanıyor gibi değillerdi onlara bunu göstericektim "iyi şimdi size çok güzel bir menü hazırlicam hepiniz dışarı hadi hadi" bir anne gibi hepsini dışarı yolladım kağan gitmemek için direndi onun için yapacak birşeyim yoktu Burak doğu ve batı gezmek iyi gelir diye çıkmışlardı kağanla beraberdik onu takmadan mutfağa girdim benimle beraber o da geldi kapının pervazına yaslandı konuşmaya başladı
"Siparişimi almicak mısın prenses"
"Bilemem içerde sormuştum"
"Ben duymamıştım bir daha sorsana"
"Niye kağan ne oldu gene ne planlıyorsun merak ediyorum doğrusu"
"Hiçbirşey şey"derin bir nefes aldım
"Tamam ne istiyorsun söyle Bakalım"
"Tarhana,pizza,rus salatası ve son olarak mozaik pastası nasıl güzel demi"bunca şeyi nasıl yapacağım diye düşündüm ama bunların hepsini yapmasını biliyordum ucuz yırtmıştım bir süre sonra kağan gitti bende yapmaya başladım mutfak harika ötesi kokuyordu hepsi nefis görünüyordu  sofrayı kurdum kağan dışarı çıkmıştı birsüre sonra geldiler kapıyı açtım hepsi aynı anda koklamaya başladılar içeri girdiklerinde sofraya baktılar yer sofrasında kurmuştum yemek masası yoktu çünkü hepsi aynı anda yanıma geldiler kağan ve Batı hariç  yüzümü sulu öpücükler bıraktılar resmen Sevgi yumağı olmuştum kağan birşey demedi hep beraber oturduk
BURAK:sen harikasın kızım
DOĞU:marifetli prenses
BATI:valla beklemiyordum helal olsun
KAĞAN: dışardan mı aldın yoksa, bu arada doğu prenses deme birdaha demi prenses
Göz kırptı o da bize katıldı sonunda mutlu olmaktan korkuyor gibiydi bunun bir sebebi vardı yemeğimizi yedikten sonra buraklar gitti kağanla beraber kaldık aynı evin içinde ikimiz tek vardık kağan ve ben. sofrayı kaldırdım daha sonra kahve yapmaya Karar vermiştim ama elim bir türlü yetişmiyordu bu sırada arkamda bir beden hissettim tezgah ve kağan arasında kalmıştım arkama döndüm kağanla resmen dip dibeydik"al bakalım prenses" diyip odaya girdi of bu neydi şimdi derin bir nefes aldım kağana nasıl içersin diye sormadım bu yüzden Nescafe yapmaya karar verdim orta şekerli ideal di bence beğenmese tekrardan şeker atabilirdi sonuçta Buraklar bakkaldan biraz abur cubur almışlardı onları da güzel bir tabağa koydum sanki evli gibiydik kağan odada televizyon izliyordu ben ise ona birşeyler hazırlıyordu biran düşündüm acaba ilerde böyle olabilir miyiz diye fakat sonra kağanın benden haz etmediği aklıma geldi yüzümün düşmesine engel olamadım beni niye sevmiyor anlamadım en azından batı gibi olabilirdi o da insanlara ölümcül bakışlar atıyordu ama bana daha sakin yaklaşa biliyordu Buraklarlada fazla sohbet etmiyordu ama onları umursadığı her halinden belliydi kağan, Burak, Doğu ve Batı çocukluk arkadaşıymış doğu ve batıyı yeni öğrenmiştim bana bundan bahsetmemişti hem ben kimim ki bana bunlardan bahsedicek bu düşüncelerden kurtulup odaya doğru yürüdüm kağan televizyonun karşısında uyuya kalmıştı yanına gittim yüzünün her detayını inceledim sanki onu bir daha görmicem gibi aklıma kazımak istiyordum bellki bunun bir sebebi vardır diye düşündüm arkama döndüm kahveleri sehpaya bırakacağım sırada o an kağan kolumu tuttu",beni izlemek hobin mi yoksa"
Bu iki oldu yakalanmıştım
"Hayır ben kahveleri getirdim uyuyor musun diye baktım o kadar"kesin kesin
"Hmm hadi bakalım bu seferde öyle olsun gel film izleyelim"sesi düz çıkmıştı kağanın yanına gittim kahvesini verdim yan yana yer minderlerinde oturuyorduk arada ona bakıyordum fakat kağan sadece filme odaklanmıştı film bitti hiç konuşmamıştık saat gece yarısını geçmişti aslında bugün bara gidicegimizi söylemişti kağan hatta detayları konuşucagiz demişti merak ettim doğrusu sordum
"Kağan bugün bara neden gitmedik"
"Ne o fazla mi gitmek istiyorsun"
"Ne alaka sadece evimden buraya tatil yapmaya mi getirildim yani bu mu"
"Tabiki hayır bak prenses sana defalarca söyledim umurumda bile değilsin bu arada  buraklarla aranızdaki samimiyet hiç hoşuma gitmiyor fazla alışma işimiz bitince yanımızda olmicaksın" bu sözleri kulaklarımı kapatma isteği uyandırdı tamam beni sevmiyor olabilir ama başkalarıyla aramdaki ilişkiye de karışmasına izin veremezdim
"Bak kağan bunları defalarca konuştuk her defasında aynı şeyi söylüyorsun anladım tamam sende benim umurumda değilsin bu arada başkalarıyla arama girmene sebep olacak bir olay Yok anladın mı"sesim sert çıkmıştı yanından uzaklaştım kendimi dağ evinin bahçesindeki salıncağa attım kulaklığımı takıp yıldızları izlemeye başladım bence kağanı tanımak için tüm yıldızları saymak gibi çünkü onları saymak zor olduğu kadar da imkansız kağanda öyle zor ve imkansız sanki benimle arasına öyle bir duvar örmüş ki kırmak istemiyor kimsesizliğe alışmış da hayatına birinin girmesinden korkuyor gibiydi bu sırada yanıma geldi kulaklığımı bu sefer kendim çıkardım
"Ne o konuşmamız bitmedi "
"Konuşmak istemiyorum"
"Ben istiyorum ama ne olacak"
Artık ağlama evresine gelmiştim bir daha ağzını açarsa kendimi tutamayıp kesinlikle ağlicaktim buna eminim kağan bunları umursamıyor pek konuşmaya devam etti sustum
" Bugün bara gitmedik o şerefsiz gelmemiş yarın Sabah detaylı Bir şekilde konuşucaz şimdi benimle gel bir yere gidiyoruz"acaba nereye deli gibi merak ediyordum hemen tüm yaşanan olayları unuttum biranlığına"nereye" bu kadar soru sormasan der gibi baktı önüne dönüp eve doğru yürüdü ben de arkasında gittim ona yetişmek için resmen koşuyordum ne yapim abi o kadar hızlı yürüyor ki gören savaşa gidiyor sanacak pis herif insan bir bekler odası kapalı olan daha doğrusu kilitli olan odaya geldik kağanın dedikleri aklıma geldi  "akşam olunca göstericem" kesinlikle içerde çok değişik bir şey vardı. yoksa neden akşam göstersin ki  kapının önüne geldiğinde durdu o sırada nefes nefese kalmıştım resmen bana döndü"gözlerini kapa"oha kesinlikle içerde çok güzel bir şey var diye merak ettim ama kağandan korkuyordum ne yapacağı belli olmuyordu o yüzden gözlerimi kapatmak istemiyordum"hayır böyle iyi"dedim sanki bana sürpriz yapiyo kapat gözlerini diyo ben bunları düşünürken bir bez parçasıyla daha doğrusu elinden çıkardığı bandanasıyla gözlerimi bağladı bir insanın bandanası bile Kendi gibi kokar mıydı evet kağanın ki kokuyordu birşey demedim ama tedrgindim kağan bunu anlamış olacak ki konuştu
"Merak etme sana birşey yapmam"biraz olsun rahatlamıştım içeri girince bir sürü seneryo kurdum belki ben içeri girince bana biri silah sıkıcaktı yada ne bilim beni  yılanlarla dolu bir odaya kapata bilirdi sonuçta kağandı bu demi
Kapının kilidini açtığını anladım ses gelmişti kolumu tuttu ve içeriye doğru yürüdük kağan gözlerimi açtığında odanın içine göz gezdirdim gerçekten çok güzeldi hep böyle birşey yapmak istmemişimdir ama pek fırsatım olmuyordu gezmekten kağana dönüp baktım acaba bu odayı o mu bu hale getirmişti"bunları sen mi yaptın"cevap vermedi ya tabikide ne sandın der gibi bakıyordu tekrar odaya göz gezdirdim odanın her tarafı ışıklı fotoğraflarla doluydu her yerde renkli ledler tanımadığım bir sürü insanın fotoğrafı vardı ama tanımadığım insanların fotoğraflarının hepsi bir yerdeydi tanıdığım kişilerin ise Bir taraftaydı arada tanımadığım vardı ama biri çok dikkatimi çekti sanırım kağanın annesiydi o kadar güzel bir kadındı ki biran kıskandım kağanın kime çektiğini şimdi anlaya biliyordum simsiyah saçları masmavi gözleri beyaz teni o kadar güzel duruyordu ki teni fazla bana benzemiyordu fakat onun dışında benziyorduk sanki benim annem gibiydi eğer annem üvey olsaydı kesinlikle bu kadın annem derdim konuştum
"Ama okul çıkışı beni bunun için kandırmıştın göstericem diye sonra böyle saçma birşeyle mi uğraşacağına söylemiştin"şaşırmıştım
"Ruhumdan her geçeni dudaklarıma yollasam ruhumda ne kalır"vay canına ondan kesinlikle böyle bir söz beklemiyordum bunu yeni fark ettim benimde fotoğraflarım vardı ama bunları ne zaman çekildi bir iki tanesi insetgramdan alınmıştı diğerleri ise habersiz çekilmesine rağmen çok güzel çıkmıştı kağana döndüm fakat odada yoktu hemen salona girdim kağan ordaydı"kağan benim de.."sözümü bitirmeme izin bile vermedi konuştu
"Benim fikrim değildi buraklar fazla ısrar etti"üzüldüm bir kere olsun iyi davranamaz mıydı konuştum
"Kağan hep beni üzmek için çabalıyorsun her seferinde senin için iyi düşünmeye çalışıyorum fakat ısrarla bu fikrimden uzaklaştırıyorsun beni yapma"
Bu sefer yüzüne ciddiyet maskesini takarak konuşmaya başladı
"Sende bu kadar iyi niyetli olma belki ben senin düşündüğün gibi biri değilim yada buraklar gibi değilim ne dersin"
Bu neydi şimdi bana açık açık ben onlar gibi değilim diyordu aklıma bir söz geldi
"Gereğinden fazla iyi niyet kendine ihanettir.diyorsun ama sana hak vermiyor değilim katılıyorum sana"
Bu sefer kağan düşündü
"Güzel sözmüş umudunu kaybetme belki birgün haklı çıkarsın ama zannetmiyorum"kesinlikle haklıydım
"Benim umudum çoktan bitti bu akşam öldüler"sesim ciddi çıktı kağanda aynı ciddilikle cevap verdi
"Umudun bittiği yerde mucizeler çiçek açacak prenses unutma"onunla daha fazla muhatap olmak istemiyordum ne kadar laf dalaşına girersem girim kesinlikle kağan kazanacaktı onun gibi birinin bu sözleri nasıl söylediğini anlamıyordum kendimi yan odadaki çift kişilik yatağa attım bu kağanın yatağıydı onun gibi kokuyordu o zaman burası onun eviydi bu çocuk Zengin miydi yoksa  anlamdım biran unuttum onun yasa dışı işlere uğraştığını Bir süre sonra kağan geldi"ne o yatağıma mi göz diktin"
"Hayır başka yatak mı var"
"Birsürü yer yatağı var"
"Ama ben burda yatacam"
"Prenses yanımda yatmaya mı karar verdin benlik sıkıntı yok kalabilirsin"
"Yok ben almiyim sağol"diyip odadan çıktım televizyon odasına girdim yer yataklarından birine attım kendimi bugünü düşündüm bugün çok güzeldi tabi kağanın bazı sözleri kalbimi acıtsa da güzel geçmişti buraklarla geçirdiğim zaman falan güzel geçmişti pek rahat edemedim yer yatağına alışık değildim  yaklaşık yarım saat kıvrandım sonunda uyudum bugün yorulmuştum...

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now