13.Bölüm"başarmak"

369 15 0
                                    

Kağandan:

Kağan Öztürk: hayatım boyunca hep insanlara karşı kin besledim hiç kimseyi hayatıma almadım almayı da düşünmüyorum bu hayatta sadece annem var babam olan şerefsiz annemi hiç beklemediği bir kişiyle aldattı annemin kardeşiyle aldatıyordu her gün  evimize rahat bir şekilde gelip gidiyordu annem bu durumdan hiç haberdar olmadı daha yedi yaşlarındaydım birgün teyze demeye bin şahit olan kadınla babamı gördüm çok samimilerdi küçük olduğum için anlamdım uzaktan çok güzel görünüyorlardı annem bana bir fotoğraf makinası almıştı mutlu olduğum zaman hep bir kare çekmemi söylerdi bende bu sefer babam çok mutlu diye onları çektim anneme göstermeye gittim annem banyodaydı yatak odasında bekledim annem çıktığında ona çektiğim fotoğrafı gösterdim bana hemen ablamın yanına gitmem gerektiğini söyledi ablam 10 yaşındaydı anneme tamam dedim fakat gitmedim büyük bir evimiz vardı babam çok zengindi villada oturuyorduk merdivende saklandım annem babamların olduğu yere gitti onu izlemeye devam ediyordum bu sırada teyzem gitmişti annem babama "beni hep dövdün eziyet ettin küfür ettin kırdın bağırdın çağırdın herşeye sustum kızım için oğlum için sustum ama yeter artık anılıyor musun dayanamıyorum"dedi elinde silah vardı babam durdurmaya çalışmadı
"Umurumda bile değilsin ne yaparsan yap ilgimi çekmiyorsun anladın mı senin çocukların da sende canınız cehenneme öldür vur kendini senden kurtuluruz en azından"bunları söylerken annemin yanına koştum ona yapmamasını söyledim fakat beni dinlemedi silahı ateşledi annem kafasından vurulmuştu ablam sesi duyup aşağı indi anneme çok düşkündü o kadar güzel biriydi ki onu hep kıskanırdım annemi öyle görmeye dayanamadı oyun sandı o da kendini vurdu babam hızla çekip gitti bakmadı bile yaşıyorlar mi diye bakmadı bile o cani biriydi katildi o katil orda cesetle yanlız kaldım ablamın annemin cesedinin orda yanlız kaldım siren sesleri geldi polisler geldi ablamı bir ceset torbasına koydular annemi de ambulansa nabzı çok az atıyordu annem felç kaldı konuşamıyordu yürüyemiyordu ablama ne olduğunu öğrendikten sonra iyice yıkıldı yemek yemiyordu her geçen gün daha da gözümün önünde eriyordu birşey yapamıyordum birgün babamın da ölüm haberini aldım hiç üzülmedim daha önce böyle bir hata yaptığı için kaç defa özür diledi ama onu asla affetmedim affedemezdik ondan ölesiye nefret ediyorum bu süre içinde dayım baktı bize şimdi büyüdüm herşey yoluna girecek dedim bu sefer babam yerine koyduğum adam öldü ama acı çekmedim acıya alışmıştım tüm işlerimizi kendim yürüttüm eskisi kadar Zengin değildik annem 13 yıldır aynı hastanede tedavi görüyor fakat bir ilerleme kaydetmiyordu daha da kötüye gidiyordu hep görmeye gidiyorum sadece annem vardı başka kimsem yoktu  karanlık işlere bulaştım annemin masraflarını karşılamak için fakat işler istediğim gibi olmadı daha da pisliğe bulaştım artık uyuşturucu silah kaçakçılığı yapıyordum bu süre zarfında herkes beni duygusuz diye biri olarak tanıdı zaten ben duygularımı ablamın öldüğü gece kaybetmiştim yeri geldi insanlara Zarar verdim ama hepsi benim karanlık sırlarım içinde gerçekleşti ben ve Burakla çocukluk arkadaşıyız Beraber bu işe bulaştık....
*******
Planımı umarım doğru düzgün işleyebilirim diye geçirdim içimden kağanla daha fazla muhatap olmak istemiyordum ondan ölesiye nefret ediyordum elimdeki kokteyle Fırat'ın olduğu masaya ilerledim o anda ayağım burkulmuş gibi yaptım kendimi bildiğiniz adamın üstüne attım tam olarak fiyasko ama inandırıcı oynamıştım rolümü gözüm Burak gile takıldı burak gülüyordu fakat kağan en sert haliyle bize bakıyordu Burak da en az kağan kadar sertti ama o duygudan yoksun biri değildi
"İyi misin"fıratla ilk konuşmamı gerçekleştiriyordm şuan da
"İyiyim teşekkür ederim "
"Önemli değil"
"Şey sizin sayenizde ayağım burkulmaktan kurtuldu"güldüm bu nasıl bir espiriydi inanamıyorum
"Size bir içki ısmarlamak isterim"dedim
"Yok"dedi sert çıktı sesi ben ne dedim ki
"Yanlış anladınız ben hem özür hem de teşekür mayetinde söylemiştim"
Gözlerimin en derinliklerine baktı biran ürktüm kapkara gözleri uzun kirpikleri ve sarıya yakın saçları vardı kabul ediyorum çok yakışıklı biri
"Tamam olur"sürekli olarak muhabbet konusu açmaya çalıştım fakat pek oralı olmuyordu kısa kısa cevaplar veriyordu asıl konuya gelmeliydim ama nasıl nasıl telfonunu alabilirim ki düşündüm aklıma birşey gelmiyordu iki saat kadar bir süre öylece oturduk biraz da olsa bana alışmıştı artık sohbet etmeye başlamıştık saat epey geç olmuştu nerdeyse saat 3 e geliyordu aklıma bir fikir geldi "hay aksi şarjım bitti"dedim yalan şarjım daha seksendi ama telfonumu kökten kapattım
"Ne oldu "diye sordu hemen cevap verdim"şarjım bitti annemi aramam gerek saat epeyce geç oldu merak etmiş"
Hiç beklemediğim birşey yaptı elini koluma dokundurdu bundan rahatsız oldum fakat birşey demdim mecburdum içimden kağana lânet ettim hepsi onun yüzünden "al benden ara"telefonu aldım
"İstersen seni eve bırakabilirim"
"Tamam olur "beraber dışarıya doğru ilerledik kağanla Burak bize bakıyorlardı acaba nereye gidiyoruz sandılar Bir arabanın önüne geldiğimizde durduk
"Ben arabadayım sen konuş"dedi
"Tamam hemen geliyorum"
Hızlıca telefonu elime aldım galeriye girdim birşey yoktu en son aranan numararda da birşey yoktu temiz çalışmıştı sanırım tüm herşeyi Yok etmişti son olarak şansımı mesajlara kutusuna girerek denedim evet işime yarayacak bir bilgi buldum sonunda mesajda şöyle yazıyordu
"Çarşamba günü olan tahsilatı polise haber verin" bunu gönderen Fırat'ı tam kime gönderdiğine bakacaktım ki Fırat'ın sesini duydum"bir sıkıntı mı var"hemen bir yalan söylemesem sonum gelecekti
"Şey annem numarasini değiştirmişti hatırlamaya çalışıyorum"of niye arabaya binmiyor şimdi bu kapıya yaslnmış bana bakıyordu bir numara tuşladım telefonu kulağıma götürdüm mırıldanmaya başladım"alo anne benim Buket Yok birşey olmadı yarım saate evde olurum merak etme arkadaşımın numarası bb"
Telefonu kapattım aradığım numarayı sildim geçmişi de sildim telefonu fırata uzattım "teşekkür ederim"dedim
"Ne demek*dedi gülerek arabaya bindik onun evimin adresini tam olarak bilemsini istemiyordum bu yüzden arka sokakta indim "bugün çok güzeldi tekrardan teşekkür ederim herşey için"
Kocaman güldü"emin ol benim içinde çok güzeldi tekrarlamak isterim"kustum resmen bu ne ya sapık mı ne ama burak'ın söyledileri aklıma geldi neyse ki daha kötüsü olmadı "tabiki"dedim numaramı istedi verdim onunkini de mecburen aldım bana bir kâğıda yazdı numarasini aldım "iyi akşamlar"dedim ve arabadan uzaklaşarak ayrıldım bir binanın içine girdim kapıdan gitti mi diye baktım yoktu gitmişti derin bir nefes aldım bur süre burda kaldım gittiğinden tam olarak emin olmak istiyordum telfonumu açtım gözlerim fal taşı gibi açıldı
*Kağandan 15 cevapsız arama*
*Buraktan 10 cevapsız arama*
*Yağmurdan 5 cevapsız arama*
Bu neya hepsi aynı anda mi merak etti anlamdım ki bu sefer mesaj kısmına girdim gene gözlerim fal taşı gibi açıldı

Kağan: kızım aç şu telefonu
Kağan:lan açsana deliricem az kaldı
Kağan:ne diye kapatıyorsun şu sikitigimin telfonunu"

Burak:Buket iyi misin
Burak:"Buket nereye gittiniz

Yağmur:Buket burak pisliği aradı yanımda mısın diye sordu birşey mi oldu

Anlamadım bu kadar merak edilecek ne var alt tarafı arabaya bindim bu kadar tepki vericeklerini bilsem kabul etmezdim Burak ve kağanı anlamıyorum bana görevi kendileri veriyor hemde merak mı ediyorlar anlamıyorum ya harbiden dengesizler o anda telefonum çaldı kağan arıyordu çaldı çaldı kapandı
Kapandığı anda mesaj sesi geldi girdim

                          Mesaj kutusu
Kağan: aç şu telefonu artık
Buket:ne var ya bir rahat bırak
Kağan:demek ki birşey olmamış
Buket: olması mi gerek hayırdır sen beni mi merak ettin kağan Öztürk
Kağan: hayır ne alaka nerdesin
Buket:aramların ve mesajların umursamadığını söylemiyor
Kağan: sadece seninle işim bitmedi fazla hayal kurma gene yıkarlar
Buket:seninle hayal değil kabus kurulur
Kağan:nerdesin
Kağan: cevap ver
Kağan: mesajları gördüğünü biliyorum
Buket:evdeyim yazma artık

Bak kesinlikle üzerimde bir yerde ses dinleme cihazı takılı nerden bilicek yoksa bu sırada eve gelmiştim kendimi yatağa attım üzerimi değiştirmedim üşendim biran tam gözlerim  kapanıyordu ki zilin sesini duydum kimdi bu şimdi ya kesin çöp almak için gelmiştir diye düşündüm kapıyı açtım
"Kağan ne işin var burda senin"
"Mesajlarıma cevap verseydin gelmezdim bir kerede çocukluk yapma"
"Ne istiyorsun söyle ve git"
"Birşey öğrendin mi"
"Sizi polise şikayet etmesi için birine mesaj atmış bu kadar" içinden bir küfür savurdu "kime atmış baktın mı"
"Hayır telefonu aldı"dedim gitti birşey demedi insan bir teşekkür eder iyi misin diye sorar manyak ya yemin ederim ki hayatımda tanıdığım en değişik insan kim deseler KAĞAN ÖZTÜRK derdim .
Aklıma yarın yapmam gereken sunum geldi fotoğrafları çekmiştim çıktılarını da almıştım fakat yazılarını yazmamıştım saat gece 3.55 ti bu saate ödev mi yapılır ya malesef yapılıyormuş ödevi yapmaya başladım orda  ne kadar eğlendiğimi yazdım hava durumu ne şartlarda eğlendiğimizi yazdım daha doğrusu çoğuna kendimi yazdım kağan pek oralı olmamıştı ödevim bitti saat 4.20 geçiyordu erken bittiğine sevindim direk kendimi yatağa attım kendimi uykunun kollarına teslim ettim..

 
                          

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now