21.Bölüm"Dert Uçurumu"

314 11 1
                                    

KAĞANDAN:

Hayatımda hep mutlu olmaktan kaçtım hiçbir zaman mutlu olmak dahi istemedim mutlu olan herkesten nefret ettim mutlu birini gördüğümde hep lânet ettim herkesten intikam almak istiyorudum zaten fazla sevenimde yoktu aslında bunu ben istemiyordum ben ve annem sadece ikimiz olalım istedim ama kısa bir süre önce annemi kaldığı hastaneden birileri kaçırmış hayata tutunma sebebim annemi kaçırmışlar oysaki annemin durumu birazda olsun iyiye gidiyordu fakat şuan ölmüş olma ihtimali bile çok yüksek onu bulmak için buketten yardım istedim onu tehdit ettim eğer anneme birşey olursa onun da sonu ailesinin sonunu getiriceğimi söyledim başka şansım yoktu nedensiz bir şekilde Bukete güveniyordum onun hep yanımda olmanı istiyordum sanki daha da güçleniyordum ama bunu yapamazdım ben babam gibi biri olmicaktım hayatıma aldığım kişiyi kendimden bile sakınmak istiyordum bu yüzden aslında hayatıma kimseyi almak istemiyordum Bukete her bağırdığımda kendime lânet ediyordum canım acıyordu ama böyle olması gerekiyordu benim gibi birini hak etmiyordu diyorum ama onu başkasiyla görürsem de ikisinin de canını yakmaktan çekinmem belki bir gün tüm pisliklerimden arınırsam kendime Bir şans verbilirim ama bu imkansıza yakın birşey önemli olan beden temizliği değil ruh temizliği diyorlar ama benim ruhumda pis hemde çok pis insanlara zarar vermekten zevk alıyorum ama bizimkilere asla kıyamam onlara birşey olursa herkesi karşıma alırım buketi yeni tanımama rağmen en çok onun için korkuyordum yağmuru önceden tanıyordum onu aslında diğer tüm kızlardan farklı görüyordum önceden o da bizden biriydi Bizim çetenin tek kız üyesiydi Burakla sevgili olduktan sonra bazı olaylardan sonra ayrılınca yağmur bunu kaldıramadı ve guruptan ayrıldı burakta bunu istiyordu
Diğerleri ise benim çocukluk arkadaşlarım beni tam olarak tanıyan kişiler ama onlarda son zamanlarda beni pek tanıyor gibi değiller.barda Buketi fırat piçine sarılı Bir şekilde görünce herşeyi siktir edip öldürmek istedim onu ama bir tarafta annem bir tarafta Buket zaten hemen ordan uzaklaştım diğerleri de benimle geldi onu bulmak için aramak istedim fakat Buketle tartıştığımız zaman aklıma gelince aramadan ama yarım saatten fazla süre haber alamayınca herşeyi bir kenara koyup mesaj attım onu ne kadar önemsesem de doğruyu bilmesini istemiyordum onu kendim gibi karanlığa sürüklemek istemiyordum....
*********
sabah yağmurun sesiyle uyandım ama ne ses ne ses bildiğiniz alarım gibi ötüyor mübarek"kızım kalk artık akşam olacak nerdeyse"diyordu gözüm saate takıldı daha saat 11.40 geçiyordu akşam diyince biran afalladım bu kadar uyumam imkansız diye "tamam ya kalkıyorum"diyip kalktım yağmurda yan odaya gitti diğerlerinin yanına üzerimi değiştirmek için killere girdim bavulumdan siyah eşofman ve sarı sweat Aldım dışarısı bir sıcak Bir soğuk oluyordu odaya girdiğimde dış kapının sesi geldi ben bakarım diyip kapıya doğru yöneldim kapıyı açtığımda kağandı fakat gözlerinin içi kızarmıştı ağlamış mıydı saçmalama kağan ağlamak nedir bilmez dedim Kendi kendime içeri girdiği anda hapşırdı  şimdi ne olduğu anlaşıldı hastalanmıştı bu havada grip olmayı başarmış içeri girdi hıc konuşmadı Batı konuştu"iyimisin lan kağan"dedi biraz kibar konuşuyorlar "iyiyim ben uyicam akşama doğru eşyalarınızı hazırlayın dönüyoruz yarın dinlenin sonra okul var zaten"herkes başını onaylar şekilde salladı"kağan hastaneye gidelim mi"dedim herkes bize bakıyordu fakat kötü bir şey mi dedim ben diye düşündüm"Hayır"dedi odaya doğru ilerledi pek iyi gözükmüyordu fakat hastaneye gitmeyi kabul etmiyordu yanına gittim arkasından kağan yatağa uzanmış çocuk gibi kıvranıyordu"kağan sen iyi değilsin"dedim onunla ilgilnmek istiyorudum "sana iyiyim dedim neresini anlamdın"dedi bu halde bile bana kötü davranmaya kararlıydı anlaşılan
"Kötü bir niyetim yok sadece burdan pek iyi gözükmüyorsun"dedim kalbim kırılmıştı ben onunla ilgilenmek istiyordum tek amacım ona yardım etmek istiyordum"Buket çık yanlız kalmak istiyorum"benim dediklerimi hiç duymuyordu resmen kağanı odada bırakıp diğerlerinin yanına gittim yağmur ve doğu bir kenarda birşeyler konuşuyorlardı Burak onları kaşlarını çatmış sinirli bir şekilde bakıyordu onlara batı ise televizyona pür dikkat bakıyordu Burak dışarı çıktı kimseye Bir şey söylemeden bende mutfağa girdim öğlen için birşeyler hazırlamak için mutfağa girdim dolapta ne var diye göz gezdirdim pirinç ve patates vardı aklıma İlk gelen şeyi yaptım zaten elimde pek bir alternatif yoktu şehriyeli pirinç pilavı ve sulu patates yapıcaktım yaklaşık yarım saattir mutfaktaydım en son salata yapıp içeriye geçtim kağan hâlâ odadan çıkmamıştı anlaşılan burakta gelmemişti hâlâ yanlarına gittim hepsi televizyon izliyordu beraber"Burak hâlâ gelmedi mi" dedim batı cevap verdi"yok sanırım işi var yoksa çoktan gelmiş olmalıydı"bunları söylerken yağmura baktım bizi dinliyordu Burak merak ediyordu ama kendine neden bunu söylemiyor anlamıyorum dışarı çıkmaya karar verdim kendimi o uçuruma atıcaktım gene oraya doğru gittiğimde Burak'ı gördüm bir taşın üstünde oturmuş Kara Kara düşünüyordu acaba kafasını karıştıran ne"Burak iyi misin"
Biraz irkildi bana döndü"evet sıkıntı yok"dedi yüzünde bir hüzün vardı
"Burak ne oldu yağmur geldikten sonra böyle oldun"ne varsa  öğrenmek istiyorum bir kısmını yağmurdan öğrenmiştim fakat buraktan da duymak istiyordum"yok onla alakası yok"buna kesinlikle inanmıyordum yağmur geldiğinden beri Burak tıpkı kağan gibi davranıyordu sinirli asabi sürekli kaşları  çatık bir şekilde bu yağmur geldikten sonra böyle oldu"Burak bana doğruyu söyle biliyorum yağmuru hâlâ seviyorsun"dedim Burak sanırım bu olayları bildiğimi zannetmiyordu "Buket zorlamasan mı"dedi o da farkındaydı bu işin peşini bırakmicağımı "Burak bana anlatabilirsin istediğin sürece aramızda kalacak söz veriyorum"yutkundu konuşucaktı ama nerden başlicağını bilmiyordu derin bir nefes aldı
"Buket benim yağmurdan ayrılmamın en büyük sebebi buydu yani ben yani biz kirli insanlarız hayatımızın bir düzeni yok yağmur bizim çetedeyken onun ayrılması için herşeyimi verirdim pis işlere bulaşmasını istemiyordum belki ondan ayrıldığımı söylersem çeteden ayrılır sırf yüzümü görmemek için ve sonunda istediğim oldu artık bizimle tamamen muhatabını kesti.o zamanlar doğu ve batı yeni gelmişlerdi istanbuldan yağmuru fazla tanımıyorlardı ama şuan doğu ve yağmuru öyle görünce sinirlendim"sustu açık açık yağmuru kıskandığını söylüyordu ona destek olmak istedim
"Bak Burak ne yağmur nede doğu böyle bir şey asla yapmazlar emin ol sen şuan yağmuru hâlâ sevdiğini mi söylüyorsun"
Bence bu iş artık çözülmeli en azından aramızdan birileri mutlu olabilir
"Buket ben yağmura deli aşığım onu kaybetmekten deli gibi korkuyorum"bu itirafları kabul etmeliyim ki bende beklemiyordum baya Bir şaşırdım
"Burak yağmura söylemeyi düşünüyor musun"böyle birşeyi onunda bilmesi gerekiyor sonuçta ne kadar söylemesede o da hâlâ seviyor "hayır"dedi madem seviyorsun neden söylemiyorsun"neden"
Dedim hemen cevap verdi"olmaz ya benden nefret ediyorsa ona bunu yapamam çok acı çektirdim hiçbirşey olmamış gibi karşısına çıkamam"sesi hüzünlü çıkmıştı yanına gidip oturdum sarıldım o da bana sarıldı"Burak bana güveniyorsan söyle eminim oda sana karşı hala boş değil"dedim başını olumlu anlamda salladı ayağa kalkıp elimi tuttu bende onunkini tuttum beraber eve doğru yürüdük kapı açıktı hemen içeri girdik acaba birşey mi oldu diye merak ettim kağan odadan çıkmıştı diğerleri ayağa kalkmıştı batı konuştu"kağan olum burda tek napıcaksın gel gidelim yapacak birşey varsa beraber yapalım"dedi acaba ne oldu merak ettim"ne oluyor"dedim bu sefer doğu konuştu"kağan kafa dinlemek için hepimizi gönderiyor kendisi burda tek kalmak istiyor hemde hasta haliyle belki seni dinler birşeyler söylesene sende"kağan ve beni dinlemek ben pek bağdaştıramadım ama ne olursa olsun şansımı denicektim"kağan"dediğim anda kağan sinirle konuştu"abi gidin bir rahat bırakın yarın görüşürüz hadi yallah"dedi resmen lafımı ağzıma tıkadı herkes arabanın olduğu yere geldi kağan yarın motoruyla dönecek sanırım çünkü arabasıyla biz döneceğiz o an karar verdim"ben gelmiyorum siz gidin"kağan bizi uğurlamak için dışarı çıkmamıştı yağmur konuştu"kızım kağan yanında kalmamızı istemedi görmedin mi"omuz silktim diğerleri arabaya binip uzaklaştı daha doğrusu uzaklaşmalarını bekledim kağan beni de onlarla göndere bilirdi kapıya doğru ilerledim kapıyı çaldım kağan bir süre sonra kapıyı açtı gözlerini üzerime dikti"niye gitmedin"sesi çok kısık çıkmıştı onun bu haline gülmemek için kendimi zor tuttum "bilmem beni beklemeden gitmişler"bu yalanıma kağan inanır mı tabiki de hayır"Buket ne saçmalıyorsun"dedi cevap vermek istemedim direk yandan daha doğrusu kolunun altından içeri girdim kapının kapanma sesi geldi fakat kağan yanıma gelmedi sanırım uyumaya gitmişti yakalaşık bir saat boyunca televizyon izledim sıkıldım iyice elime telefonu aldım annemi aradım geldiğimden beri onunla hiç konuşmadım bir süre annemle konştuktan sonra herşeyin yolunda olduğunu söyledi telefonu kapatır kapatmaz mesaj sesi geldi watsahaptan gelmişti girdim
                     Gizli görev
DOĞU: Buket yaşiyon mu
YAĞMUR: şuan eve nasıl giderim diyodur
BURAK:ses yok kesin şuan kavga ediyor
BUKET:sakin olun iyiyim evde oturuyom
DOĞU: kağana bak birşey demedi mi
BATI:yok bence nede olsa Buket bu
KAĞAN:sizin boş muhabbetlerinizi çekmek zorunda değilim başım ağrıyor
YAĞMUR:Buket kağanla ilgilensene
BATI:bu olmadı Buket biz seni boşuna mı orda bıraktık
DOĞU: ağrı kesici ver iyi gelir
KAĞAN:siktirin lan

kimse birşey yazmadı kağan başım ağrıyor demişti merak ettim yanına gittim uyuyordu ama aynı zamanda da titriyordu yanına gittim elimi alnına koydum ateşi o kadar vardı ki resmen yanıyordu ne yapabilirim diye düşündüm soğuk bir duş iyi gelebilirdi
"Kağan duşa girsen iyi gelir hadi kalk"
Kağan pek oralı olmadı yatağın altına iyice gömüldü içeriye girdim sirkeli su falan iyi gelir diye düşündüm  interneten araştırdım önce sirkeyi bir kaba boşaltım banyodan bir tane havlu aldım içeriye girdim havluyu ıslatıp biraz suyunu sıkıp kağanın başına koydum"yapma prenses üşüyorum"dedi sesi o  kadar yumuşak çıkıyordu ki kağanı tanımasam bu sese aşık olabilirdim kağanın ateşine birsüre baktım azar azar iniyordu şuan ateşi gayet iyiydi mutfağa gittim kağan bana çorba yapmıştı ben hastayken bende ona yapacaktım ben mercimek yapacam mutfaktan nefis kokular gelmeye başladı tepsiyle içeri girdim kağan hâlâ uyuyordu yanına gittim birsüre yüzünü inceledim kağan beklemediğim biranda konuştu"bu 3 mü oldu prenses sayamadım"gene yakalandım bu nasıl anlıyor anlamdım"şey hayır yani çorba yaptım"çorbayı gösterdim yanına götürdüm kucağına koydum kağan konuştu"ağzıma vermicek misin"güldü bunu ona ben söylemiştim. Şuan o bana söylüyor yüzümü ekşittim "çok kötüsün"
Dedim güldü gamzelerini çıkararak güldü yatakta oturur pozisyona geçti
"Napalım huyum kurusun"dedi bu sefer bende güldüm"böyle espiri yaptığına göre iyileştin demek"dedim
"Doktorum sağ olsun"diyip göz kırptı kalbime yavaş yavaş bir ağrı girdi yüzüm kızardı iyice birşey demedim kağanda demedi yemeğini yedi bir tane ağrı kesici verdim onu da içti saat  7.20 geçiyordu eve varana kadar 10.30 civarı olurdu kağanla dışarı çıktık motorla gidicektik aklıma uçurum geldi oraya bir kez daha gitmek istiyordum"kağan uçurma gidelim mi"dedim yalvaran sesimle
"Tabi olur"dedi hemen kabul etmesini beklemiyordum beraber ilerledik kimse konuşmuyordu uçurumun oraya geldiğimizde hep yaptığım şeyi yaptım kağan beni izliyordu ellerimi iki yana doğru açtım yere düşmeme bir adım kala  gözlerimi kapattım kağan konuştu
"Düşüceksin dikkat et"dedi onunla konuşmak istiyordum uçurumun kenarına oturdum ayağımı aşağı doğru sarktım kağan da yanıma gelip oturdu
"Kağan sen hiç aşık oldun mu"dedim
"Bu nerden çıktı şimdi"merak ettim
"Soruya soruyla karşılık verilmez"
"Hay hay aşık olmadım, sen"dedi ben....
"Ben şey hayır bende olmadım"dedim
"Peki ben sana sorim bu sefer"dedi
"Sor bakalım"dedim
"Nasıl birine aşık olmak isterdin"bilmem
"Şey bilmiyorum ben insanları dış görünüşüne göre değil kalbine göre seviyorum önemli olan bu bence"dedim
"Peki ben nasıl biriyim"ne dicem ya
"Sen çok kibirlisin uzaktan bakılınca ama"dedim elimi kalbinin üstüne koydum,"burası çok güzel "dedim şaşırdı
"Gerçekten öyle mi düşünüyorsun"dedi başımı olumlu anlamda salladım bence kağan bir yaboz gibi parçaları birleştirince ortaya çok değişik bir şeyler çıkıyor kağana baktım
"Kağan burası Bizim dertleşme tepemiz olsun mu"dedim belki kabul etmicekti
"Olsun prenses"dedi gene beni şaşırttı
"O zaman artık her üzüldüğümde buraya gelicem yada bir derdim olduğunda"
Bana bakıp gülümsedi gözlerimin derinliklerine doğru baktı"bende"dedi bir daha hiç konuşmadık kağan ayağa kalktı bende peşinden kalktım motorun olduğu yere doğru ilerledik motora bindik elimi kağanın beline sardım öylece kaldım eve kadar hiçbir şey demeden elimi hiç çekmedim belinden kendimi mutlu hissetmeme neden oluyordu motor durdu eve geldiğimizi anlamadım aşağı indim motordan kağana baktım"ben artık gidim görüşürüz"dedim "görüşürüz prenses"dedi eve girene kadar arkamdan baktı sonra hemen uzaklaştı neyseki bugünüm de fena geçmemişti kağanla ilk defa bugün bu kadar sakin kalabildik içeri girdiğimde annemler televizyon izliyordu yanlarına gidip oturdum ikisinin ortasına geçmiştim gözlerimi kapattım düşündüm ben gerçekten şanslı biriydim annem ve babam yanımdaydı mutluydum biran aklım kağana gitti ona o kadar üzüldüm ki o an anlatamam aslan oğlum dicek bir babası bile yoktu ona yemek yapacak bir annesi de vardı ama durumu yoktu kendimi kötü hissettiğim için hemen odama çıktım gözümden yaşlar aktı o an telefona mesaj geldi baktım
                    GİZLİ GÖREV
DOĞU:naber gençlik
BATI:ne saçmaliyon aq
BURAK:iyidir aynı senden
BUKET:aynı her zamanki gibi
YAĞMUR: sıkıcı bir hayat
DOĞU: kağan bir kere de yaz aq
KAĞAN:sen yaz olum banane
DOĞU:ne tersliyosun Buket sana iyi bakmış anlaşılan
BATI: kesinlikle ikizime katılıyorum
KAĞAN: zevzeksiniz olum boş iş müdürlüğü

Onlar konuşurken uyuya kalmışım gözlerimi kapattım uyumadan önce kağanı düşündüm her zamanki gibi...

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now