35.Bölüm"Yüzleşme"

158 8 0
                                    

şaşalı bir hayat Kibir gözlüğünü çıkardığımızda geriye kalan kimsesizliktir.hayatta neyi çok istersek hep bir aksilik çıkar  olmaz olmadığında ise kibirlenip söyleniriz aslında bilmeyiz ki bu geçmiş geleceğimizin birer parçası bu hayatı puzzle gibi yaşıyoruz hayatın parçalarını birleştiriyoruz yeri geldiğinde birçok parçayı yanlış yapıp tekrardan deniyoruz işte hayat da bir puzzelden ibaret değil mi zaten bizlerde hatayı yapa yapa doğruyu öğrenmiyor muyuz yeri geldiğinde tek seferde öğreniyoruz yeri geldiğinde ileriki hamlelerde öğreniyoruz..
doğan bunu yapmış olamaz beni kandırmış olamaz ben nasıl salak gibi inandım o an sarhoş olmama rağmen bazı şeyleri hatırlıyorum Kağanın Doğana yumruk atması bunlar boşa şeyler değil di  Doğan önüme geçti sanırım onu tek başıma dövebilirim yani umuyorum Fakat sarhoşluğumuda içine katarsam sanırım asla bunu yapamam  ama herşeye rağmen tokadı geçirdim
"Buket ne yaptın niye vurdun"niye mi
"sen beni kandırdın"ellerini hayır anlamında iki yana doğru açtı o an arkadan ses geldi
"lan Doğan al şu kızı siktir olup gidin sana kaç kere dicem şu odaya kız getirme"bu o bu kağandı 1 aydan fazla oldu nerdeyse sesini duymuyordum doğan odadan çıktı arkama dönmek istemedim belki gider diye onu bulmuşken kaybetmekten korktum
"hey sende çık hadi ne bekliyorsun"
o an tüm cesaretimi toplayıp arkama döndüm kağan beni gördüğünde şok oldu resmen bende en az onun kadar şaşırdım şuan halüsinasyon mu görüyorum emin değilim kağan çok korkutucu bir hâl almıştı evet eskiden de korkutucuydu ama şimdi çok farklıydı
saçlarını uzatmış gözünün önüne düşmüş o mavileri siyah saçlarının içinde bile ben burdayım diyordu baştan aşağı siyaha bürünmüş elline boks eldivenleri takmıştı beni görünce eldiveni çıkardı yanıma gelmedi bana sarılmadı içim acıdı arkasına döndü
"kağan bak benim Buket"kağan kafasını yere eğdi konuşmuyordu bile benden bu kadar mı nefret ediyordu ama ben bunu hak etmiyordum kolunu tutup döndürdüm kendime"kağan konuş"ağladım harfleri yuvarlayarak söylemiştim kağan bunu anlayınca rahatlamış gibiydi"sen sarhoş musun"
nasıl görünüyorum bilmiyorum ama kafam bir milyon olduğu kesin
"bilmem ki sence"kağan yanıma gelip sarıldı bende ona sarıldım gerçekti yaşıyordu tam karşımda bana bakıyor hatta sarılıyordu yatağa oturduk başımı omzuna ait olduğum yere koydum
"niye gittin niye beni bıraktın"sarhoş değildim aslında evet kafam bir milyon olmuştu ama hâlâ bünyem yerindeydi
"ben senin,senin ailenin katili oldum başkası olsa bu kadar koymaz ama senin yüzüne nasıl bakarım beni her gördüğünde işte ailemin katili bu demene katlanamam"bunu asla yapmam
"benim ailemin katili içerde zaten ben herşeye rağmen yanımda olmanı istedim" başımı omzundan kaldırdım ayağa kalkıp çıkışa doğru ilerledim sendeliyordum eğer gitmesem burda uyuya kalacaktım kağanı tekrar kaybedecektim kağan peşimden geliyordu"dur nereye"artık yoruldum herşeyin bir kenara bırakıp yeniden yeni bir hayata başlamak istiyorum ama olmuyor ne yaparsam yapayım elimde kalıyor belki daha önce olduğu gibi şimdi  de kağanların hayatından çıkmam gerekiyordu bunu düşünecektim bu hayata yeniden başlamak için elimden geleni yapacaktım Kendi hayatımı kurtarmam gerekiyordu neredeyse evimizin yarısına yetişmiştim taksi durdurup bindim kağanda taksi durdurup bizi takip etmeye başladı evimizin iki sokak aşağısında indim yeni evime değilde eski evimizin oraya götürüyordu ayaklarım beni kağan bana yetişti"nereye Buket iyi değilsin sen"kolunu tutum kağan nereye geldiğimizi yeni anlamış olacak ki affaladı kolunu tam da evimizin önüne gelene kadar çekiştirdim"bak burası neresi"sustu. cevap vermedi"niye sustun kağan ben cevabını verim mi burası benim hayallerimi gerçekleştiriceğim ailemi kurtaracağım yerdi onlar gitti evet Allah kahretsin seni suçladım ama sende anla beni yorgundum yorgunum yıkıldım senden sonra herkes gitse kağan gitmez dedim ama sen gittin herşeye rağmen seninle olmaya vardım"yere düştüm dizlerimin acısını hissettim ama sustum herşey gibi bugünde sustum  kağan yanıma gelip çöktü tam karşımda bana bakıyordu ama susuyordu içki içtiğim için başım ağrıyordu yavaş yavaş sarhoşluğum geçiyordu zaten fazla sarhoş olmamıştım elim başıma gitti değişik bir ses çıkardım kağan elini elimin üstüne koydu"ne oldu iyi misin"
"şuana kadar hiç iyi değildim zaten şuanda da olmasam birşey olmaz"kağan beni kucağına alıp kaldırımın üstüne götürdü gece kaldırımın üstünde oturdu benide yanına otuturdu başımı omzuna yaslamamı sağladı gece lambasının altında öylece oturuyorduk saat gece yarısını çoktan geçmişti eski evimizin önünde öylece eve bakıyorduk uyuya kalmışım kağanın omuzlarında gözlerimi açtığımda  tir tir titriyordum omuzun sahibine baktığımda kağandı bu gitmemişti burdaydı dün gece biraz sarhoş olduğum için tam idrak edemiyordum ama zihnimde kesik kesik canlanıyordu kağanda uyandı hâlâ tir tir titriyordum"sen iyi misin prenses"gözlerimi kapattım"Buket aç aç gözlerini Buket uyuma"ellerini yüzüme tokat vuruyormuş gibi yaptı gözlerimi açtım"kağan üşüyorum çok üşüyorum"
ceketini çıkarıp giydirdi kokladım kağanın tişörtlerinin kokusu gittikçe benden uzaklaşıyordu Fakat şuan tam karşımdaydı kokusuyla kendisiyle
"kağan beni bir daha asla bırakma seni,kokunu özledim"kağan anlıma öptü saçlarımı geriye çekiştirip bağladı
"yapamam"gene gidicekti beni bırakıp gidicekti kağandan uzaklaştım ayağa kalkmaya çalıştım sonunda tek başıma ayağa kalkabildim kağan koluma girmeye çalıştı Fakat kabul etmedim
"gidiceksen şimdi git ben alışmak üzereydim yokluğuna birden çıkıp gelmeseydin sana yemin ediyorum gidersen seni affetmem"kağan aklı gitmek istese de kalbi kalmak istiyordu umarım kalmayı tercih eder yoksa onsuzluğa tekrar alışmam gerekiyordu
"seni bu hâlde bırakamam"güldüm Fakat çok üşüyordum zangır zangır titriyordum saat sabahın Onu falan olmalıydı marketler falan açılmıştı
"sana gidiceksen git dedim son sözüm bu başka birşey değil"o an sokağın başında Berkay gördüm Berkay bizim gittiğimiz üniversiteyi kazanmıştı Bizim mahhallenin arkasında oturuyordu bize doğru yaklaşıyordu bir bana bir kağana bakıyordu"Buket ne bu hâl ne işin var burda"kağana baktım yumruklarını sıkmış öylece bekliyordu"yok yok birşey"
Berkay yanıma geldi"sen üşüyor musun"
dışarısı fazla soğuk değildi sanırım gömlek vardı Berkayın üzerinde"biraz"
hâlâ titriyordum kağana kaydı gözlerim hâlâ olduğu gibi bekliyordu kımıldamadan bize bakıyordu"gel seni eve bırakim"Berkayın yanına gitmek için adım atacağım sırada kağan önüme geçtip kolumu tuttu"gidiyoruz"kağan kalmayı tercih etti gitmedi burda karşımada benimle beraber gelicek Berkay"ne oluyor bir sakin ol Buket hadi gel"kağan beni biraz uzaklaştırıp Berkayın yanına gitti"senle gelmiyo oğlum yoluna bak"Berkay da kağan gibi yumruklarını sıktı"bakmasam ne olacak hem sen kimsin ki seni mahallede yeni gördüm"işler hiç iyi gitmiyordu üşüyordum yanlarına gitmek istiyordum ama gidemiyorum adım attığım an düşücek gibi oluyordum kağan güldü"çocukluktan beri bu mahalledeyim bir gitmesen keyfim ve kahyası sana ne yapar bilemiyorum iki Buketin sevgilisiyim üç"ve yumruğunu kaldırdı tam vurucağı anda yere düştüm ikisi aynı anda yanıma geldi
Berkay"Buket iyi misin"
kağan"prenses iyi misin"
ben"tamam iyiyim kağan götür beni"
kağan beni kucağına alıp evinin olduğu sokağa doğru getirdi"gitmedin"kağan bana bakıp uzun zamandır görmediğim o gamzelerini göstererek güldü
"seni kimseye bırakmam sen benimsin"
ellerim kağanın yüzüne gitti saklarında elimi gezdiridim"kağan çok yorgunum"
kağan beni duymadı"o kimdi"bunca şeyde takıldığın nokta bu mu"önemi yok"
kağan durdu"o kim dedim"korkmadım desem yalan söylemiş olabilirdim
"eski bir arkadaş o kadar"kağan başını sallayıp yürüdü hâlâ çok üşüyordum kağan evinin olduğu kata çıktı ayağıyla kapıya vurdu batı kapıyı açtı"bu ne lan alacaklı mısın aq"kapıyı açınca şok oldu
"kağan sen"beni görünce bana döndü
"ne oldu Buket iyi misin"gözümü kapatıp açtım ağzımı açacak halim yoktu kağan birşey demeden içeriye girdi beni aşağı indirmemişti yağmur hariç herkes burdaydı bizi görünce herkes ayağa kalktı kağan onları umursamadan beni kendi odasına götürdü Kağanın annesi arkamızdan geliyordu"kağan oğlum"
elif anne ağlıyordu o kadar üzüldüm ki mavi gözleri kıpkırmızı olmuştu elif anne kağanı kaybetmekten çok korkuyordu"şimdi değil anne aşağı inin birazdan gelicem"elif anne birşey demeden aşağı indi beni yatağa uzandırdı arkasına dönüp gideceği sırada seslendim"kağan beni bırakıp gitmiceksin demi"kağan arkasına dönüp yanıma geldi saçımı okşadı eğilip benimle aynı hizaya geldi"böyle birşeyi asla yapmicam bu yaptıklarımın telafisi elbet olacak sana söz'"yanağımı öptü
"kağan nereye gidicen"kağan derin bir nefes aldı"burdayım bebeğim aşağı inicem annemlerin soracağı sorular vardır eminim"yataktan doğruldum
"Tamam bende gelicem"kağan kalkmamı engelledi"sen uzan prenses hemen gelicem"gitmesinden Deli gibi korkuyorum"kağan gitme olur mu"kağan göz kırptı"5 dakka tut bebeğim hemen gelicem yanına bende seni çok özledim"
dudaklarımı öpüp gitti umarım gelir yoksa ne yaparım bilmiyorum kağanın gelmesini bekliyordum saate baktım 11.26 Geçiyordu..

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now