34.Bölüm"Yeni Bir Başlangıç"

164 6 2
                                    

"kağan sana bir mektup bırakıp gitti"
hayır olamaz kağan gidemez herkes gitse kağan gitmez herkes beni bıraksa kağan beni bırakmaz sandım ben onun için herşeyden vazgeçmişken o beni en kötü zamanımda benimle bırakıp gitti"gitti demek"Batı ayağa kalkıp yanıma geldi
"Buket kağan gitti onu hiç böyle kararlı görmemiştim"daha da yıkıldım aklım almıyordu batı cebinden bir kâğıt çıkarıp verdi ilk ben okicaktım diğerlerinin şimdi okumasını istemiyorum açtım içimden okumaya başladım
*öncellikle senden çok özür diliyorum prenses senin beni affetmiceğini de çok iyi biliyorum senin karşına geçip senden özür dilemek isterdim ama yapamazdım buna gururum izin verse aklım izin vermezdi bu sensiz geçen günün sonunda neden seni seçtiğimi anladım ben senin bulutundan yağmur misali düştüm artık ne yaparsam yapayım o yağmur damlacığı oraya geri gitmicek herkes için en iyisini düşündüm senden vazgeçtiğimi düşünme ben senden değil bizden vazgeçtim olanların suçlusunun kim olduğunu çok iyi biliyoruz karşına çıksam asla gidemezdim herşeye rağmen yanında kalırdım ben senin kötü zamanında yanında olamadım be prenses annnem hastaneden çıkıyor o seninde annen ona çok iyi bak olur mu  o bu hayattaki insanları tanımıyor hepinizi çok seviyorum belki bu yaptığım şimdi değil ama bir gün beni çok üzücek"bu satırları okurken birkez daha yıkıldım sanki herşey üst üste geliyor gibiydi hayat çok acımasız darbeleri acımadan vuruyordu hemde üst üste artık tutunacak dalım yoktu tüm hayatım kayıp gitmişti birden benden sonra diğerleri de okudu mektubu herkes kağana kızgındı neden böyle bir şey yaptığını kimse anlamıyordu gözlerimi karanlığa hapsettim..*

3 HAFTA SONRA

hayatım bir anda değişmişti bir hafta içinde önce ailemi kaybedişim sonra birden kağanı kaybedişim ilk iki hafta hiç yataktan kalkmamıştım hep uyuyordum elif anne artık iyiydi yürüyebiliyordu kağan annesini hiç görmeye gelmedi beni bir kez olsun aramadı hep bekledim herşeyi bir kenara koyup önümüze bakmaya çalıştım ama olmayınca olmuyor bazen pazılın yerinin yanlış olduğunu tamamladığında anlarsın işte bu hayat da böyle değil mi zaten hayat;birbirinden ayrı parçaların  bütünleşmesinden başka birşey değildi.
3 haftanın sonunda artık kağanın gelmiceğini anladım beni,bizi terk edip gitmişti o da bizi bırakıp gitmişti diğerleri hep yanımda oldu bu süreçte yağmur bana çok destek olmuştu diğerleri de öyle ama yağmur bir başkaydı sonunda artık hayatımı düzene sokmam gerketigini anlattılar yavaş yavaş kendime gelmeye başlıyordum öncelikle annmelerle kaldığım evi sattım onlarsız o evde kalmak bana acıdan başka bir şey getirmezdi yağmurların üst katındaki evi satın aldım ilk zamanlar kağanın odasında kalıyordum herşey sanki olduğu gibiydi kağan heran dönüp herşey bir rüyaydı demesini bekledim Fakat işler öyle gitmedi kağanın tişörtlerini giyiyordum yavaş yavaş kokusu gidiyordu herşey gibi o da beni terk ediyordu şimdi ise kahvaltı yapıp üniversite için kayıt yapmaya gidicektik elif anne bizi kahvaltıya davet etmişti hep beraber kahvaltı yapıyorduk elif anne kağanı o kadar merak ediyordu ki koruma ve dedektif tutmuştu kağanın yolunu bulabilmek fakat tüm çabalar yetersiz çıkmıştı Kağandan her hangi bir iz yoktu ne ölü nede diri hiçbir haber yoktu buda iyiydi aslında en azından kötü bir haber yoktu bu yönden bir yanım rahattı Fakat kağanı çok özledim en azından ailem için gidiceğim bir mezarlık vardı kağan için o da yoktu yapabildiğim tek şey elim kolum bağlı kağanın gelmesini beklemek batı"hadi çıkalım mı"herkes ayağa kalktı elif annneyle vedalaşıp çıktık kağanın yanına aldığı tek şey motoruydu başka hiçbirşey değildi kağanı bulmak için bir kaç kez dağ evine de gitmiştim ama yoktu orda da yoktu eski okulumuzun önünden geçtik gözlerim yağmur ve Buraka kaydı el ele yürüyorlardı bir zamanlar ben ve kağan böyleydik biz el ele tutuşup başkaları bize. bakardı elime telfonumu aldığım anda doğu"vay be ne günlerimiz geçti bu okulda"tebessüm ettim bu okul hakkında en ufak bir yorum yapmak istemiyordum beni yaşanmışlıklara geri  geri götürüyordu batı"aynn öyle"Burak
"haribi aq herşeye rağmen çok güzel günlerdi"yağmur"aynn okula korku salan bir çetenin arasında olmak çok güzeldi"
herkes bana baktı fakat yorum yapmak istemedim son zamanlarda en çok yaptığım şeyi yapacaktım gene susup diğerlerini dinlicektim bu yeni bir huy haline gelmişti bende hayatımın birçok noktasında hayallerimi ailemle, kağanla, diğerleriyle kurmustum aradan üç kişi eksilince bende eksildim telfonum çaldı
kim olabilirdi ki sabah saat 10.30 tu
"alo"ses gelmedi numarayı tanımıyordum"diğerlerine garip bir bakış attım"alo ses vericek misin kimsen kapatıyorum yoksa"gene ses yok
"kimsen siktir git amk dalga geçiyor"
telefonu kapattım biraz agresif davranmış olabilirim ama en nefret ettiğim şey olabilir insanın arayıp konuşmaması batı"ne oldu kimdi o"ben ne bilim batı kim duymadın mı"bilmiyorum batı duydun işte"batı telefonumu eline alıp kendi telefonundan numarayı tuşlayıp aradı sesini hoparlöre verdi telefonu çaldı çaldı en sonunda açtı Fakat ses vermedi
"cevap versene oğlum"gene ses yoktu karşıdan ses gelmeyince sinirlendim bağırdım"batı kapat hangi gerizekalıysa uğraşma"Batı'nın elinden telefonu alacakken batı izin vermedi"seni bulucam oğlum"kapattı numarayı kaydetti yağmur"tamam canım sakin ol"
elini sıktım tekrar yürümeye başladık en sonunda kocamam bir üniversitenin önüne geldik burda yeni bir hayata yeni bir başlangıç yapacaktık o an bir anlığına kağanı gördüğüme yemin edebilirim"kağan"diye bağırdım  oraya doğru koşmaya başladım"kağan dur lütfen"diğerleride benimle beraber koşmaya başladı işte kağan burdaydı önümde duruyordu o korkutucu haliyle burdaydı gitmemişti elimi koluna atıp döndürdüm adam"ne oluyor"elimi kaldırdım"ş-şey"batı kolumu tuttu"tamam güzelim sakin ol"karşımdaki adam konuştu"birader al sevgilini çoluk çocukla mı uğraşacam ben"batı sinirlendi"lan olum bak belanı bulma siktir git"adam başını salladı
"hayırdır birader sevgilin gelip kolumu tuttu ayıktın mı"bu sefer doğu atladı
"bak olum siktir ol tamam mı"adam lakayıt bir tavırla"benimle az önce tartışan kimdi sen mi diğeri mi yağmur
"tamam arkadaşım uzatmada git"neyseki adam bize ters bakıp gitti derken batı adamı arkadan kolunu tuttu"ama güle güle yok mu"adamın yüzüne yumruk attı kolumu tutup yürüttü adamdan uzaklaştığımızda kolumu bırakıp bana döndü"bak Buket yeter artık kağan gitti Yok artık"gerçekleri yüzüme o kadar sert vuruyordu ki Kendi kendime acıdım zavallı gibi duruyordum"batı tamam yeter artık"yağmur,burak ve doğu araya girdi"batı tamam kardeşim" yürüyüp gittim onları beklemedim kısa bir süre sonra geldiler batı tekrar yanıma geldi
"Buket tamam çok üstüne geldim kabul ediyorum ama benide anla kardeşimden ayırmadığım insan ortalıkta yok öldü mü kaldı mı bilmiyorum"evet aslında batı da kendine göre haklıydı ama benimde yaşadıklarım öyle basit şeyler değildi batıya sarıldım"batı ben çok üzgünüm hepsi benim yüzümden belki sizinle hiç tanışmamalıydım"batıda bana sarıldı aynı zamanda diğerleri de geldi"saçmalama güzelim biz seninle sende bizimle mutlusun en kısa sürede kağanı bulucam"bu dediğine inanmıyordum ama kendimi inandırmak istiyordum Beraber okula girdik kayıt işlemlerimizi yaptık  hepimiz aynı sınıftaydık kafa dağıtmak için birşeyler yapacaktık artık kağansız olmaya alışmış gibiydim ama onunla kalkıp uyuyordum artık kağanın gelmiceğine alışmıştım neredeyse bir ay olmuştu  kağanın gidişi en son berkayla beni yan yana gördüğünde gitmişti hep beraber güzel bir parka gittik  bisiklet turu yapacaktık yağmurla Burak ben bazen doğuyla bazense batıyla bisiklete binicektim ilk önce batıyla bindim yaklaşık yarım saat sonra doğuyla beraber bindim baya bir yorulmuştum kafamı dağıtmıştım artık alıştım ailemsiz ve kağansız olmaya Burak"hadi yemek yemeye gidelim ben çok acıktım"benimde karnım baya bir acıkmıştı"bende acıktım"hep beraber yakınlarda bir yerde balık ekmek yedik gözüm en derinlere gitti dünyadan uzaklaştım sanki kağanla ilk tanıştığım zamandan bu yana kadar olan olayları düşündüm ilk önce beni kurtarması sonra benim onu merak edip takip etmem kağan beni birçok kez kurtarmıştı  ben onun yanında olmak istemiştim hep ne olursa olsun her zaman yanında olurum sandım ben onun yanında olmak için herşeyimi verdim ama o benim en kötü zamanımda yanımda bile değildi kağanın tarafından bakmak istiyorum olaylara fakat her baktığımda en acı çeken benim gene yağmur"artık eskisi gibi hep beraber aynı okuldayız"sahte bir tebessüm ettim"yaaa ne demesin"doğu iç geçirdi"Buket bizde kağanın gidişine çok üzüldük bizim kardeşimiz gitti ama bak ben inanıyorum elbet bir gün gelecek"bu sefer Burak konuştu"Buket kağan şuan çok uzaklarda onu tanıyorum onu buralarda bulmamız çok zor"güldüm"belki şuan Amerika'ya gitmiştir ecenin yanına ne dersiniz"batı şaşırdı"sen nerden biliyorsun"neyi biliyorum eceyi mi Amerika'yı mı anlamdım"neyi nerden biliyorsun"
batı"Buket eceyi kim anlattı sana"batıya öyle bir. bakış attım ki iğrenirmişçesine neyseki sonradan düzelttim olayları yani bakışlarımı
"batı ben kağanın sevgilisiydim siz ne sandınız öylesine eğlence mi ne ha ne"
batı"Tamam şaşırdım o kadar güzelim"
Batı'nın  da tıpkı kağan gibi dengesiz olduğunu birçok kez dile getirmiştim tıpkı şuan olduğu gibi"Tamam sorun yok gidelim mi elif anneyle hastahaneye gidicez"hep beraber kalktık artık eskisi gibi birşeyler yapmak istemiyordum ama yavaş yavaş alışıyordum bu hayatıma evin yolunu tuttuk eve geldiğimizde kapıdan tanımadığım bir adam çıktı hepimiz birbirimize baktık sanırım kimse bu adamı tanımıyordu adam kapıdan elif annneyle vedalaşıp gitti bizide kafasıyla selamladı elif anne"hoşgeldiniz çocuklar"hep beraber içeri girdik fakat elif annenin yüzü düşüktü keyifsiz gibiydi"elif anne o kimdi"elif anne bir süre yüzüme baktı
"kağan için"yağmur"nasıl kağan için"
batı"ne oluyor"Burak"elif anne ne oldu"
doğu"bir sakin olunda siz anlat elif anne"
elif anne yanıma gelip oturdu ellimi avuçlarının içine aldı"Buket hepiniz benim çocuklarımsınız seni ve yağmuru sonradan tanıdım ama sizde benim evlatlarımsınız sizi kağandan ayırmadım hiç bunca süre bekledim hep kağan gelecek kardeşlerini, annesini, sevdiğini
bırakmaz sandım ama yanıldım hiç değilse bunca zamandır hasta annesinin hatırına gelir sandım gelmedi ben hep kağanla uyuyup onunla uyanıyorum benim ondan ve sizden başka kimsem yok ama artık oğlumsuz olmaya dayanamıyorum eğer yaşıyor olsaydı şuan çoktan bir haber almış olacaktık"
sustu ne yani bunca şeyden anlamam gereken kağanın beni bizi  bırakıp gitmesi mi hemde hiç geri dönüşü olmayan bir yolda yürümesi mi ne ayağa kalktım"ne diyorsun elif anne kağan ölmedi ölemez beni,bizi bırakamaz"
elif annede ayağa kalktı"Buket Yok işte yok benim diğer yarım yok benim ciğerim yanıyor sizde olmasanız"o an her zaman yaptığımız şeyi yapıp he Beraber elif anneye sarıldık
BATI"size söz kağan geri gelecek
YAĞMUR"biz yanındayız elif anne
BURAK: kağanda gelecek eminim
DOĞU:hem o bizsiz,buketsiz yapamaz
BEN:elif anne yaşıyor kağan yaşıyor ben hissederdim ölse benim kalbim acırdı evet acıyor ama kağan yok diye ölü diye değil gelecek biliyorum gelecek

bir süre öyle Kaldık bu bir ayımız hep böyle geçiyordu hep kağanın gelmesini bekledik ama kağandan haber  bile yoktu odama çıktım daha doğrusu kağanın odasına çıktım Kendi evimde fazla kalmıyordum tek olunca hayal görüyormuşum falan işte odaya çıkıp her zamanki gibi kağanın siyah bir tişörtünü alıp giydim artık kokmuyordu kağan gibi kağan daha güzel kokuyordu onsuzluğa nasıl alışıcam bilmiyorum o sırada telefonum çaldı biraz irkildim
"Alo"
"nasılsın Buket"
"iyiyim Berkay sen"
"bende iyi sizin ordaydım yani aşağda gelsene"
"tamam geliyorum"

telefonu kapattım üzerime kağanın siyah kot ceketini alıp aşağı indim o sırada elif anne beni gördü"nereye kızım"cevap verdim"arkadaşım gelmiş biraz Kafa dağıtmaya ihtiyacım var"elif anneye sarılıp çıktım Berkay beni aşağda bekliyordu yanına gittim bana sarıldı Fakat karşılık vermedim içimden gelmedi içimde değişik bir Duygu geçti biran ne olduğunu anlamadım"selam nereye gidelim"Berkay çok açık sözlü biriydi direk söylüyordu uzatmadan an deli gibi içip sarhoş olmak istiyordum tüm dertlerimi unutmak istiyordum
"bara gidelim"Berkay tipime baktı Fakat bunu pek umursamdı dudaklarını kıvırdı  arabaya bindik Berkayın yanında oturuyordum*sezen aksu-bende yoluma giderim* çalıyordu öylece dışarıyı izlemeye başladım bu şarkıyı kağanla Beraber sınıfta dinlemiştik o zamana sesin güzel olduğunu anlamıştım elime attığım ne varsa yoluma çıkan ne varsa kağana çıkıyor ben nasıl alışıcam bilmiyorum Berkay bir şey diyince ona döndüm"sezen aksunun dediği gibi bende yoluma giderim ezdirmem kendimi ha ne dersin"neyi kastettiğini anlamıştım"ama bazen beklemek gerek herşeye rağmen hem ne diyor devamında bende yoluma giderim ezdirmem kendimi ama gezdirmemde gönlümü gidip acımı çekerim"Berkay benden böyle şeyler pek beklemiyor gibi bu sefer Berkay cevap verdi
"giden gitmiştir zaten kesemem kesemem   yolunu" içim acıdı kağanın gitmesinde en büyük pay benimdi onların ölümünden kağanı suçlamıştım "konuyu kapatsak artık"sesim ciddi çıktı artık ağlamak istemiyorum kağanın gitmesini bir kez daha kimsenin yüzüme vurmasını istemiyordum barın önüne geldiğimizde durduk berkayla beraber içeri girdik bu kağanla daha önce geldiğimiz yerdi doğanın yeri cihaz getirmiştik bir tabureye gidip oturduk içki aldık Berkay birşeyler soruyordu bense sadece içip sarhoş olmak ve herşeyi unutmak istiyordum tek amacım buydu cevap vermeye çalışıyordum arada şuan Berkayın eski sevgilim olması umurumda değildi Berkay tuvalete gitmek yanımdan uzaklaştı o sırada görüş alanına doğan girdi daha tam sarhoş olmamıştım"ooo Buket naber"
gülümsedim"tek kelimeyle berbat"doğan şaşırmışa benziyordu tabure çekip yanıma oturdu"ee anlat o zaman"Berkay da yanıma geldi doğana baktı fakat fazla umursamdı"Buket üzgünüm gitmemiz lazım benim işim çıktı"tabikide bunu kabul etmiyorum"hayır sen git ben.burdayim"kelimeleri yuvarlayarak söylemiştim"Buket sarhoş oluyorsun" benim yerime doğan cevap verdi"sen git arkadaşım ben Buketi bırakırım"Berkay doğana döndü"sen kimsin ki"doğan kavga edicekmiş gibi ayağa kalktı
"mekanın sahibi artı Buketin sevgilisinin iş ortağı var mı ötesi"ne yani burası kağanın dükkanı mi Berkay bana döndü"emin misin Buket"bence Doğan'dan zarar gelmezdi başımı salladım Berkay gitti Doğan bana birşeyler soruyordu
"ee Buket kağanı buldun mu"
"yoo yok gitti kağan Yok"sarhoş oldum
"onu özledin mi kırgın mısın"yok değilim
"özledim kırgın değilim pişmanım"
"seni ona götürmemi ister misin"evet
"ıhı ama kağan yok gitti"iyice sarhoş oldum Doğan beni kolumdan tutup ayağa kaldırdı şuan belki bu gittiğim kişi doğan değilde başka biri de olabilirdi kafam yerinde bile değildi hatırladığım şey kağanla beraber geçtiğimiz odalardan ve kapılardan geçtiğimiz en son bir kapıya geldiğimizde durduk doğan bana döndü
"hazır mısın"başımı salladım dua ettim kağan orda olsun herşeye rağmen onu affedecektim Doğan kapıyı açtı hayır hayır bu ne böyle bu şey nasıl olabilir ne ara böyle oldu.....

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now