23.Bölüm"Haftanın ilk günü"

329 11 0
                                    

Gözlerimi alarımın sesiyle açtım valla şu alarmı çıkarana başlicam nedense rüyanın en güzel yerinde uyandırıyor pis alet sabah sitem ede ede uyandım yatakta oturur pozisyona geçtim aklım dün geceye gitti dün akşam çok güzel di hemde inanılmaz derecede bugün beraber okula gidicektik bakalım bizi görenler ne dicek en önemlisi bizimkiler nasıl tepki vericek bilmiyorum hemen yataktan kalktım elimi yüzümü yıkadım üzerimi giyindim bugün çok özenli olmak istiyordum saçlarımı gelişi güzel bir şekilde bıraktım çok güzel duruyordu o sırada mesaj sesi geldi
"Günaydın Aşağıdayım prenses:)"ya içim gene Kıpır kıpır oldu midemde bir hareketlenme oldu hemen aşağı indim karnım açtı fakat kağan dışarda bekliyordu yemek yiyemezdim ayakkabılarımı giyip aşağı indim kağan bu sefer arabayla yâda motorla gelmemişti yürüyerek gidicektik bu güzel bir Fikir olabilir yüzümde kocaman bir gülümseme vardı aynı şekilde kağan bana bakıyordu yanına vardığımda bana sarıldı"günaydın prenses"dedi ondan böyle boş şeyler duymak birçok kişinin hayalî olabilir ama ben o hayalî yaşıyorum o sırada kağan aklımdaki anlicak ki elimi tutarak yürümeye başladı"ne o neyi düşünüyorsun bakalım prenses"dedi yüzüne baktım umarım bu gördüklerim hayal değildir belki şuan bir trafik kazası sonucu komada falan olabilirim ama asla uyanmak istemiyorum gerekirse hep böyle kalmak istiyordum kağanla beraber sonsuza kadar kalabilirdim"senden böyle şeyler duymak beni şaşırtığı kadar mutlu ediyor kağan Öztürk"dedim o da bana bakıp gülümsedi"o zaman buna alış prenses hep mutlu olacaksın"bende kağana baktım başta onu hiç anlamıyordum defalarca ondan nefret ettiğimi söyledim bir daha onunla konuşmak istemediğimi söyledim Fakat ısrarla yanında olmaya devam ettim
"Bende anın keyfini çıkarıp hep gülücem başkasına senin böyle olduğunu anlatsam bene deli muamelesi yaparlar"
Kağan yüzüne ciddiyet getirdi ne oldu biranda anlamdım bu sırada okula gelmediğimizi anladım bir kafe gibi bir yere gelmiştik içeriye doğru giderken kağan konuştu"bak prenses başkalarının yanında belki sana böyle olamam ama şu yüzündeki gülümseme için her şeyimi veririm"bak ya gene içindeki sevgi pıtırcığı ortaya çıkmıştı belki fazla romantik değildi ama ben zaten hep kağan gibilere sempati duymuştum yani böyle uzaktan baksanız evet fena derecede yakışıklı ama onun yüzündeki o sert ifade herşeyi alabora ediyor onun yüzüne bakana kadar herşey yolunda Fakat o keskin ve karanlık mavi gözler insanı korkutmaya işe yarıyor "bende sen gülde o gamzelerin ortaya çıksın diye herşeyimi veririm"ya Allah'ım kağana ne oldu böyle eğer böyle biri olacağına bilsem valla ona ilk gün onu sevdiğimi söylerdim biran düşündüm ben kağanı ne zaman sevdim ama aklıma gelmiyor çünkü kağanla iyi bir tanışmamız olmadı Fakat onu her yanımda gördüğümde korktuğum kadar mutlu oluyordum sanırım onu İlk gördüğüm an ondan etkilendim ama zaten kağan tapılası bir yakışıklılığı sahip birde bana karşı diğerlerine göre iyi davranınca takılıp gitmişim "herşeyini verme herşeyim ol prenses"vov bunu gerçekten beklemiyordum içimden ya şapşik diye geçirdim bunu kağana söylesem kesinlikle benimle çıkmaktan vazgeçerdi bu sırada kafede oturup siparişleri vermiştik birer çay ve kahvaltılık Birkaç şey aldık kahvaltımızı yaptıktan sonra kağanın ısrarları üzerine birde kahve içtik artık ikinci derse yetişmek istiyordum "kağan hadi gidelim ikinci dersi kaçırmayalım"kağan pek oralı olmadı hâlâ oturmaya devam etti ne yapabilirim diye düşündüm o an ayağa kalkıp dışarı doğru yürümeye başladım kağanda arkamdan çağırıyordu arkama dönüp bakmadım o sırada hesabı ödeyip yanıma geldi bilerek yavaş yavaş yürüyordum bana yetişsin diye kolunu omzuma attı"bak biz prenses mutlu olsun diye nelere katlanıyoruz prenses bizi bırakıp gidiyor oh ne güzel"alındım der gibi bakıyordu ama herşeyi anlıyordum da katlanıyoruz ne aq anladım evet biliyorum kağan öyle kibar biri değil ama benim yanımda nasılsa öyle davransın istiyorum "demek katlanıyorsun ha kağan bende biran salak gibi beni sevdiğine İnanmıştım"
Kağan bu soylediklerimi ciddiye almış olacak ki yüzünde tek bir mimik olmadan konuşuyordu el ele yürüyerek okulun arkasına gelmiştik
"Bak prenses ben seni hayatıma alacak kadar çok seviyorum ben bu yaşıma kadar kimseyi hayatıma almadım ama sen öyle değilsin sen sen başkasın beni sana çeken bir mıknatıs var gibi seni hayatıma aldım ve hep öyle kalacaksın istiyerek yâda zorla fark etmez sen benimsin sadece benim unutma"bu kadar uzun konuşma beni darladı valla kağan bile böyle konuşuyordu ben sadece susuyordum kapının oraya vardığımızda herkes bahçedeydi kağan elimi bırakmamıştı bende bırakmadım el ele içeri girdik tüm gözler üzerimizdeydi kağan bunu pek takmıyordu fakat ben resmen kendimi yolun ortasına üstsüz başsız atılmış gibi hissediyordum kağan gerginliğimi anlıyordu güven verircesine elimi sıktı  Beraber sınıfa girdik sınıfta da aynı şoku yaşadılar bizi görenler şaş oluyordu resmen"kağan niye öyle bakıyorlar"çünkü genellikle kağana bakıyorlardı "yanımda kız görmedikleri için şaşırmışlardır kim piskopat biriyle çıkar demi prenses"göz kırptı şu çocuğun göz kırpmasına bile hastayım bildiğiniz bu sırada bizimkiler de sınıfta oturmuşlardı Burak ve yağmur arada birbirlerine bakıyordu Fakat birbirlerinin sorularını cevaplamıyorlardı Doğu ve Batı ise yan yana durmuşlardı Burak ve doğuyu birbirinden ayırt etmek fazla zor değildi birbirlerinin aynısı olabilirler Fakat Batı'nın öyle bir bakışları var ki mübarek insanı resmen delip geçiyor sınıf bize bakınca onlarda bize baktılar yanlarını gittik Burak ilk konuştu"ooo ne iş"dedi
O sırada Batı konuştu"ben biliyordum fazla şaşırmadım o bakışlar herşeyi belli ediyordu"ayy bilmiş egosu tutu bununda
Yağmur konuştu"ben doğru mu görüyorum siz şuan el ele okulda"dedi oldukça şaşırmıştı yağmurda doğu konuştu bu sefer ama tiripli gibiydi
"Olum o kadar mesaj yazdım sevgiliyiz yazmak o kadar mı zordu pis nankörler inşallah ilerde çocuklarınız olurda sabaha kadar uyumasınız sizde ağlarsınız amin"bu nasıl bir bedduaydı böyle biran utandım kağanla çocuğumuz olsa acaba nasıl Bir Baba olacak diye merak ettim kağan sanki içimdekileri anlamış gibi"harika bir baba olacağıma yemin ederim prenses"kağana baktım nasıl olur da içimdekileri bu kadar kolay anlıyor anlamdım doğuya döndüm
"Doğu mesaj yazdığında böyle bir şey yoktu gerçekten"dedim ve ona sarıldım uzun Bir sarılma oldu bu sırada hoca geldi tam yağmurla yerimize geçecektik ki kağan kolumu tuttu"sen benim yanıma  prenses ne dersin"hayır deme gibi bir imkanım yoktu zaten istemiyordum da hayır demeye direk"tabiki de"dedim ama sonra kafama dank etti yağmurla Burak beraber mi oturucaklar aman neyse belki onların da barışması için Bir fırsat olabilir yağmur sinirli sinirli baktı fakat birşey demedi Burak yağmurun yanına gitti bende kağanın yanına geçtim tarih dersiydi nefret ediyorum hiçbirşey anlamıyorum çok karışık bir ders tüm ders uydum kağan beni dürttü"uyan ama uykucu olmaz böyle"hemen uyandım okulda olduğumu unuttum biran sınıfta kimse yoktu"diğerleri nerde"dedim
"Tarih dersinde sen uyuyunca uyandırmadım beden dersindeler diğerleri " kağan baktım"keşke uyandırsaydın"dedim kağan konuştu
"Benim işim çıktı son ders sınava yetişmeye çalışıcam sende diğerlerinin yanına git"acaba nereye gidicek merak ettim "nereye kağan"dedim sesim düz çıkmıştı"gelince anlatırım canım hadi diğerlerini bekletme"dedi sınıftan çıktı tuvalete gidiceğimi söyledim kağana bu sırada aklıma kütüphaneden aldığım kitap aklıma geldi bugün vermem lazım son gün hemen kitabı aldım aşağı indim nede olsa sınıfa gelip Buket demir kütüphaneden aldığın kitabın süresi doldu demelerini istemiyordum kütüphanede kimse yoktu ben içeri girer girmez biri de arkamdan girdi bakmadım en arkaya gidip kitap seçicektim bu sırada cemi gördüm bana doğru gelmeye başladı yüzünde Bir sırıtış Vardı"selam Buket naber"dedi
"Aynı"dedim uzatmak istemiyordum "bu akşam anlaşma için akşam yemeği yicez"dedi ne yaptıysam ikna edemedim mecburen "tamam"dedim kağan bunları duysa eminim ya ben ya Cem hayatta olmazdık şuan mecburen onunla bu akşam buluşmam gerekiyordu ona bunu yapmaya borcum vardım o akşam belki çok daha kötü şeyler olabilirdi en azından şuan hayattayım diye düşündüm kitap almaktan vazgeçtim son ders yazılı olmasaydı kesinlikle eve gidicektim malesef sınav vardı zil çalıyordu sınıfa çıktım bizimkilerin yanına gittim biriyle tartışıyorlardı ama kimle anlamdım adımlarımı hızlandırdı Batı'nın sesini duydum"bana bak cem siktir git şimdi ağzın burnun yer degiştiricek"ha bir bu eksikti resmen gurubunun düşmanıyla yemeğe çıkıyorum  baya iyi yanlarına vardım"ne oluyor"herkes bizi izliyordu bilirsiniz ki böyle şeyler seyircisiz olmaz kimse cevap vermedi cem,emre ve arda da burdaydı arda da mı bizim sınıftaydı okulu asan bir ben değilmişim diye düşündüm herkes öne doğru bir hamle yaptı yumruklar sıkıldı aha şimdi birinden birine birşey olacak gene dediğim andan "ne oluyor burda dağılın" hocanın sesiydi şuan minnettar oldum hocaya herkes yerine geçti ben kağanın yerine geçtim Matematik dersi inanılmaz sıkıcı geçmişti resmen diğer tüm derslerde de uyudum tenefüste sadece bizimkilere kantine iniyordum o kadar son ders gelmişti fakat kağan hâlâ gelmedi kapının oraya gittim belki koridordadır diye o sırada ceme çarptım tamamen onun hastasıydı konuştu
"Buket dikkat et yada dur şey mi düşünüyorsun ilk aşklar çarpmayla başlar falan"dedi yaw he he sen kimsin ki"ne bu şimdi ironi mi espiri mi"
Gerçekten bu çocuğa çok pis gıcık oluyorum onu "sevgilinin yolunu gözle bakalım bu uzun sürmicek"ne demek şimdi bu uzun sürmicek gene boş tehtidlerinden biridir sandım onu takmadım kapınin oraya vardım kağan koridorun orda asker adımlarıyla yürüyordu resmen beni gördüğünde yüzünde hafif bir gülümseme geldi niye başkalarının yanında gülmüyor anlamdım serseri ya yanına gittim sarıldı"yolumu çok gözledin mi bakalım" ya ne sandın psikopat sevgilim benim
Kafamı salladım beraber sınıf girdik cem bize bakıyordu kağanla sıramıza geçtik hoca edebiyat sorularını dağıttı kağan baya baya soruları harıl harıl çözüyordu bense bildiğim bir iki tanesini çözdüm resmen direk kağıdı hocaya verip sınıftan çantamı alıp çıktım kimseye Bir şey söylemedim kağan arkamdan gelmediğine dua ettim resmen sınavdan baya bir düşük alacaktım orası kesin hızlı adımlarla eve attım kendimi  akşam için zaten morelim iyice bozuktu birde sınav üstüne gelince iyice modum düştü eve gelip atıştırmalık birşeyler yedim yarın da sınav vardı bu hafta full sınav haftasıydı yarınki sınava çalışıcaktım odama girip birkaç kitap çıkardım masanın üstüne koydum yaklaşık 1 saat sonra telfonum çaldı kağan arıyordu
"Alo"dedim sesim sakin çıkmıştı
"Nereye kayboldun prenses"sinirli çıktı sesi bana mı sinirlendi acaba
"Sınav iyi geçmedi sinirim bozuldu bu yüzden eve attım kendimi"nefes aldı
"O zaman akşam seni alıp kaçırim moreline ne iyi gelecek biliyorum"sesi artık daha sakin çıkıyordu bende çok istiyordum kağanla buluşmayı biran ağzımdan evet çıkıcaktı ama akşam cemle buluşucağım aklıma geldi
"Üzgünüm yarınki sınava çalışmam gerek"bunu nasıl söyledim ben ya kağanla gezmek varken ceme lânet ettim pis herif ya şuan ona daha da sinirlendim"sınav peki öyle olsun"sesi
Hiçbir duygu barındırmıyordu sanırım bana baya bir bozulmuştu"kağan özür dilerim ama anla beni"dedim bana kırılmasını istemiyordum daha düne kadar sen mutlu ol diye herşeyimi verirdim diyordum ama şimdi off sinirim bozuldu"tamam bebeğim sorun Yok seni seviyorum"onun böyle kibar konuşması beni çok mutlu ediyordu "bende seni seviyorum yarın görüşürüz"diyip telefonu kapattım kağan daha fazla ısrar ederse hemen evet dicektim saat 8 e geliyordu telfonuma mesaj geldi
BİLİNMEYEN:10 dakkaya hazır ol geliyorum bu arada benim cem
BUKET:adres ver ben kendim gelicem
BİLİNMEYEN:9 dakikan kaldı
gıcık ya en az kağan kadar inatçı biri hemen hazırlanmam gerekiyordu ama ben ne giyicem şimdi  Cem için fazla özen göstermek istemiyordum bu yüzden üzerime mavi Jean pantolon, beyaz bir tişört alip içine katladım göbeğim hafif açık duruyordu siyah bir ayakkabı ve siyah bir cin kot ceket aldım bence gayet iyi onun için bunu yapmam bile çok büyük bir şey Çanta almadım telfonumu ceketin cebine koyup aşağı indim cem dışarda bir arabanın önünde bekliyordu yanına gittim"sanada merhaba Buket"dedi benden önce konuşmamı bekliyordu birşey demedim susmayı tercih ettim "hadi bin gidiyoruz" acaba nereye gidiyoruz inşallah kağanla buluşucağım yada görebileceğim biryere gitmiyorumdur "nereye"dedim sesimin ciddi çıkmasına özen gösterdim
"Sürpriz"dedi kesin bunun içinde iyi şeyler olmicak bu yüzden ben konuştum"aşağıdaki kafeye gidelim itiraz ediceksen eve gidicem"dedim inşallah bir sorun çıkarmaz ne olur evet desin ne olur başını salladı yürümeye başladı bende onun arkasından yürüyordum kafeye vardık bir masaya geçtik bir tane kahve sipariş ettim cemde aynısından istedi"artık konuşurmusun buraya seninle muhatap olmaya gelmedim" kaşlarını çattı aynı anda güldü
"Ne o rahatsız mı oluyorsun yoksa kağan görür diye korkuyor musun"güldü cevap vermek istiyorum çünkü resmen dalga geçiyordu "neyse ne umurumda değil ne istediğini söyle yapim seninle muhatap olmak istemiyorum daha fazla"hmm diye bir ses çıkardı"bana kağan gibi birinde ne bulduğunu anlatsana böyle beraber yan yana geldiğinizde ne hayaller kuruyorsunuz"dedi ona ne diyebilirim ne diyebilirim diye düşündüm
"Sende olmicak şeyler buldum ayrıca senin gibi ucuz birine kurduğum hayalleri anlatamaya değmez"dedim resmen sinirden köpürüyordu ama ne yapim sinir oluyorum "peki öyle olsun"dedi biraz durdu tekrar konuştu
"Senden istediğim şey kağandan ayrılman"ne ne bunu benden istiyemez hayatta yapmam ben kağanı çok seviyorum kağanın yaralarını sarmam gerekiyor onu iyleştirmeden yarı Yolda bırakamam"hayır asla böyle bir şey yapmicam anladın mı asla"dedim sesim yüksek çıktı birçok kişi bize baktı
"O gece ne istersem yapacam dedin ayrıca bu uzun bir süre degil sadece 1 hafta sürecek eğer hayır dersen senin bundan sonra bir annen bir baban olmicak güzelim ayrıca benim tehtidlerimin altı asla boş olmaz"sesinde o kadar tehtid vardı ki içim ürperdi tamam da ben neyapacam şimdi ailem mi kağan mi iki tarafı da çok seviyorum ne yapacam ama en azından ailemi seçersem kağanla sadece 1 hafta ayrı kalacam eğer kağanı seçersem beni doğup büyüten aileme ihanet edicem ve onlara zarar vericek "peki eline ne geçicek"dedim bunu merak ediyorum
Tereddütsüz cevap verdi"onun 1 hafta olsada yıkılışı beni çok mutlu edicek"Allah'ım ne yapacam ne yapacam hemen cevap ver "tamam sadece 1 hafta"
Dedim "hay hay"dedi kahvesini içerken direk yanından ayrıldım o sırada arkamdan konuştu"eğer birine birşey anlatırsan bitiririm seni anladın mı"dedi adımlarımı daha da hızlandırdım kendimi direk eve attım annemler yoktu odama girip pijamalarımı giydim yatağa attım kendimi gözlerimi kapatmaya çalıştım fakat yarın ne yapacam beni seven adama nasıl ondan ayrılamam gerektiğini soylicem başka çarem yok o sırada telefonuma mesaj geldi
KAĞAN: nasılsın prenses
BUKET:iyiyim sen
KAĞAN:iyi sana yarın sürprizim var
BUKET:ne sürprizi
KAĞAN: hazır mısın söylüyorum
BUKET:evet hazırım
KAĞAN: annemle tanıştıracam
BUKET: Gerçekten çok mutlu olurum
KAĞAN:ben yarın seni alırım görüşürüz:)
BUKET:tamam görüşürüz

Telefonumu yerini bıraktım kağan bana annesini tanıştıracak kadar güveniyordu fakat ben yarın ondan ayrıldığımı söylemem gerekiyordu kağanın sözleri aklıma geldi"senden vazgeçmem eğer benimle olmasan ya seni yada olduğun kişiyi öldürürüm" kağan bu  yapar mı yapar gözlerimi kapattım uykuya daldım..

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now