31.Bölüm"Hazırlık"

190 8 2
                                    

sabah gözlerimi telfonumun çalma sesiyle açtım daha alarmın çalmamıştı bile kim olduğuna bakmadım direk telefonu yana kaydırıp açtım
"alo"sesim uykulu çıkmıştı
"günaydın prenses"yüzümde gülümseme oldu"günaydın"aramayı neye borçluyum merak ettim kağan devam etti"bugün hep beraber okula gidiyoruz"ciddi birşey oldu sandım bir anda düşündüm de biz kağanla hiç sevgili gibi davranmıyoruz beraber baş başa birşeyler yapmıyorduk yanımızda hep diğerleri vardı bunu sıkıntı etmem ama biz daha normal insanların yaşadığı gibi bir hayat bile yaşamıyoruz demek kağanı sevmenin bedeli buymuş"orada mısın prenses"
girdiğim hayal dünyasından çıktım"hıhı burdayım tamam olur"kağan derin bir nefes aldı"Buket birşeye takıldın hemen söyle benden birşey saklamanı istemiyorum"adımı söylediğine göre kağanı kızdırdım gene"gerçekten yok bir şey siz ne zaman gelirsiniz"kağana ne diyebilirim ki seninle niye normal insanlar gibi sevgili değiliz mi dicektim kağan devam etti"peki öyle olsun birazdan geliyoruz"hemen yataktan kalktım üzerimi giyindim saçımı her zamanki gibi at kuyruğu yaptım saçımın sıkı olması bana terapi gibi geliyordu bugün makyaj yapmayı tercih etmedim sadece gözlerime rimel sürdüm ayakkabılarımı giyip aşağı indim diğerleri hepsi aşagdaydı ayakla gidicektik sanırım araba ortalıkta yoktu yanlarına gittim yağmura sıkıca sarıldım"günaydın"dedim doğu ilk konuştu"günaydın nasılsınız efenim"bu guruptan en çok doğuya sempati duyuyorum gülerek cevap verdim "iyiyim efenim sizler nasılsınız"hep Beraber gülmeye başladık kağanın yanına gidip elini tuttum yürümeye başladık yağmur ve Burak yan yana Doğu ve Batı da yan yana yürüyorduk okulun arasındaki parkın oraya gelmiştik en son burda kağanla tartıştığım an geldi aklıma boğazıma yapışması sonra cemin beni kurtarması yüzüm düştü kağan sıcak nefesini kulağıma üfleyerek konuşmaya başladı"ne oldu prenses"kağana o günü hatırlatmak gibi bir niyetim yoktu"birşey olmadı aşkım"
bu kelime benim sihirli kelimem olabilir kağan aşkım kelimesini duyunca şimdiki gibi yumuşuyor güldü aslında kağanın başkasının yanında gülmesini istemiyordum onun sadece benim yanımda gülmesine alışmıştım parka gidip kamelya da oturduk yağmur konuştu"off ya mezuniyette ne giyicem bilmiyorum",bende derin bir nefes aldım çünkü bende ne giyicegimi bilmiyordum nerdeyse tüm şık şeylerimi giymiştim
"bende bilmiyorum ya benimde hiçbirşeyim yok"yağmurla sohbet etmeye başladık diğerleri bizi dinliyordu
doğu konuştu bu sefer"ee o zaman okul çıkışında birşeyler alalım"yüzümde gülümseme oluştu"bana uyar"Burak konuştu"bana da uyar aşkım"Burak ve doğunun  diyologları beni güldürüyordu batı ve kağana baktık herşey onların elimdeydi batı konuştu ilk"fena olmaz hem böyle bir eğlenceyi kaçırmamalıyız"
batı da böyle şeyleri seviyordu sinirinden eser kalmıyordu kağana baktım"ben gelmicem siz gidin"yüzümü buruşturdum"kağan o zaman bende gitmem"kağan yüzüme baktı gülümsedi
"peki prenses gidelim bakalım"hep beraber çıkış için plan yaptık Beraber okula doğru yürüdük okulun içine girdiğimizde heyecandan ölücek gibiyim bugün okulun son günüydü pazartesi günü mezuniyet töreni vardı çok heyecanlandım sanki ilk defa okula geliyormuşum gibi hissettim okula girince artık değişik gözlere maruz kalmıyordum beni kağanların arasında görmeye alışmışlardı sınıfa girer girmez hocada ardımızdan içeri girdi bugünkü sınav ilk iki ders sadece vardı eski düzendeki gibi oturduk ilk iki ders sınav oldum neyseki bugünkü sınavlar fazla kötü değildi üçüncü dersin girişinde coğrafya hocamız içeri girdi"evet gençler bugün mazeret sınavları bitti pazartesi günü mezuniyet var önce okulda tören yapılacak sonra belirlenen alana gidicez"
herkesin yüzünde gülümseme vardı sonunda emeklerimizin sonucunu alıcaktık fakat içim rahat değildi sene sonu sınava çok az Bir süre kalmıştı hiç çalışmamıştım ders işlenmedi bir süre sustuk konuşmadık tenefüse 10 dakika kala en sonunda kağanla sohbet etmeye başladık"kağan çok heyecanlıyım"kağan gözlerime baktı"niye"niye mi mezuniyet için"kağan niye olabilir mezuniyet için"
kağan güldü"normal bir günden farklı olmicak"evet olabilir ama heyecanlıyım ağzımı açacakken zil çaldı diğerleri yanıma geldi bugün okul çok sıkıcı geçiyordu...son derse girmiştik genellikle kantine inip oturuyorduk o an aklıma doğuyla konuştuğum zaman aklıma geldi dağ evinde kaldığımız zaman beraber kahve içtiğimiz sırada bana söylediği sözler *kağan sana alışıcaktır bunun bir sebebi var* bunu kendime daha sonra doğuya soyliceğime dair aklıma not etmiştim fakat unutmuş olmalıyım ki sormadım sebebini hâlâ merak ediyordum belki bu konuyu açmamam daha iyidir diye düşündüm fakat sebebini o kadar merak ediyordum ki sormasan gözüm açık girebilirim belki bunu direk kağana sorsam daha mantıklı olabilirdi Fakat bana söylemiceği birşey olabilirdi fakat kağanla aramızda olan şeylerden sonra bana güveneceğini düşünüyordum son dersin bitmesine çok az bir süre kalmıştı hocanın ne dediğini dinlemiyordum o sırada kağan konuştu
"ne o prenses sınavlar bitti diye çaylak mı olmaya karar verdin"kağana dönüp dudağımın kenarını büzdüm lakayıt bir tavırla"aynen de sen kaçınca yüz yıldan beri ders dinler oldun anlamadım"kağan gözünü kısıp cevap verdi"seni sevdiğimden beri huylarım değişti güzelim"güldüm kağanın ilk defa güzelim dediğini duydum onun ağzından böyle şeyler duymak çok güzeldi "hmmm peki tam olarak ne zaman sevdiğini anladın"kağan güldü"ilk günden beri beni sana çeken bir şey vardı bunu sende de görebiliyordum"aklıma kağanla tartıştığım an geldi önce beni kurtarıp sonra benden nefret ettiğini söylemişti"benden nefret ettiğini düşünüyordum"kağan gözlerimin en derinliklerine doğru indi sandım o kadar güzel bakıyordu ki yumuşacık kendimi bulutların üstünde uçuyorum zannettim
"böyle bir şey asla olmadı sadece sana alışmak istemedim"neden acaba"niye"kağan önüne döndü cevap vermedi bunun bir açıklaması vardır ama ne zil çaldı şükür şu okuldan kurtulucaktık artık diğerleri yanımıza geldi doğu konuştu"hadi bakalım hazırlıklar başlasın ilk önce birseyler alalım"güldüm hep beraber arabaya doğru yürüyorduk o sırada midem bulandı"ben bir tuvalete gidip hemen gelicem"yağmur konuştu"tamam hadi beraber gidelim"cevap verdim"yok ya siz gidin ben gelirim"cevap vermesini beklemeden uzaklaştım tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım midem biraz daha iyiydi kapıdan çıkacağım sırada kapının karşısında Yasemin ve iki kişi daha okulun artistleri de burdaymış yasemin üzerime yürüdü geri adım atacak Halim yoktu durdum bu okulun tuvaleti değişikti iki tane kapı vardı şuan ilk kapıdan çıkarken karşılaştım yaseminle
yasemin konuştu"seni uyardım demi ben uzak dur dedim"güldüm"bende sana seni umursamadığımı söyledim"dudağının kenarını kıvırdı"yazık sen şimdi eceyi de bilmiyorsundur"ece kimdi şimdi"yani o kim napim"kahkaha atmaya başladı"kağana sor canım"yanımdan uzaklaşıp içeri girdi aklım hâlâ Yaseminin dediklerindeydi bu ece kimdi kızlar tuvaletinin kapısından çıktığımda gördüğüm yüzle şok oldum kağan kızlar tuvaletinin kapısında ne yapıyordu böyle"kağan ne oluyor"elimi tutup uzaklaştırdı beni"ne oldu"içerdekileri duymuş olamaz"birşey yok"pek inanmışa benzemiyordu"Buket dökül yüzün niye düştü bu kadar"ona olanlardan bahsetmek istemedim belki yaseminin tek amacı kağanla tartışmam bile olabilir "midem bulandı o kadar şimdi iyiyim"kağan dibime kadar geldi"bir daha sormicam ne saklıyorsun"
sinirlendim çünkü kağanın şu piskopat gibi davranması beni deli ediyordu emir veriyordu "kağan bak midem bulanıyor dediysem o kadardır daha fazlası yok"kağan bu söylediklerime şaşırdı"öyle mi"başımı salladım"aynn öyle eğer bana güvenmediğini bilseydim"sustum"bilseydin ne"İşte şimdi bittim ben buyur burdan yak "bak kağan bana güvenmiyorsan bunu şimdi söyle"güldü bu sinir bozucu bir gülüştü"bak prenses benim için sadece sen varsın başka bir şey dememe gerek var mı"kağana sarıldım salak gibi Bir anda herşeyi unutuyorum kağan devam etti"tamam fazla üstüne gittim neyse gidelim"kağan elini omzuma attı okulun çıkışına doğru yürüdük diğerleri bizi arabanın önünde bekliyorlardı ilk doğu konuştu"siz kimsiniz biz bir piskopat ve bir cadı bekliyorduk"güldüm"tam karşında"doğu konuyu değiştirdi"hadi bakalım önce güzel elbiseler alalım sonra parti time"batı konuştu bu sefer"valla ağaç oldum binin de gidelim artık"konuşmadık Beraber arabaya bindik doğunun istek şarkısını çaldı*Norm Ender-sözler şerefsiz oldu*
her zamanki gibi derin bir sessizlik vardı ortmada yaklaşık 1 saatin sonunda alışveriş merkezinin önünde durduk içeriye girdik önce ben ve yağmur için birşeyler bakıcaktık kağan ve batı bir yerde oturdu Burak ve doğu bize yardım etmek için abiye bakıyorlardı yağmurla beraber aynı şeyler almayı düşündük fakat Batı'nın ısrarları üzerine farklı giyinmeyi düşündük batı"bile bile aynı giyinip pişti olmak mı saçmalamayın"bu sözleri sarf etmişti hele ki söyleyen batı olunca bir bildiği vardır bu yüzden farklı şeyler denedik ilk kabine ben girdim hemen benden sonra yağmur da yan tarafımdaki kabine girdi siyah alexis uzun abiye denedim kabinden çıktım manken gibi yürümeye çalıştım diğerlerinin yorumu pek iyi değildi kağan yorum bile yapmadı mezuniyet için fazla boğucu bir kasveti varmış yağmurun çıkmasını bekledim yağmur çıktı gerçekten çok iyi duruyordu bal rengi gözlerine esmer tenine o küçük burnu ve dolgun dudaklarına bu abiye çok iyi duruyordu Apollina askılı derin göğüs detaylı gen renginde bir abiyeydi doğu ıslık çaldı
"wovv cidden çok iyi olmuş"batı konuştu
"bence fazla ışıltılı"yağmurun yüzü düştü
"hayır canım çok iyi"tekrar güldü burak'a baktık"bence çok açık sırtı falan"kağanın cevap vermiceğini bildiğimiz için içeri girdim bu sefer yağmur beni bekledi kemina tasarım kayık yaka taş rengi bir abiye giydim kim ne derse desin kesinllikle bunu alıcaktım zaten kabinden çıkar çıkmaz tepkiler çok güzeldi batı konuştu"kesinlikle bu"tek cümle doğu konuştu"peri gibi"bu sefer burak konuştu"gerçekten çok yakışmış"kağana baktım alışverişten beri ilk defa konuştu yanıma geldi elimi tutup konuştu"hayatımda gördüğüm en güzel kız karşımada"güldüm o sırada yağmurda çıktı bu onun üstünde çok daha iyi durmuştu bebe mavisi Andree kayık yaka ince askılı abiye giymişti tekrardan herkes yorum yaptı doğu konuştu"bir peri daha"bu sefer batı konuştu"cidden çok şık olmuş"Kağanda yorum yaptı"kesinlikle bu olmalı"herkes burak'a baktı nede olsa eski sevgilisi"ş-şey güzel olmuş"doğu elini kalbinin üstüne koydu ne yaptığını anlamıyordum"bak Burak herşeyi anlarım ama beni aldatmanı asla bu kalbim tuzla buz oldu"Burak aval aval doğuya bakıyordu yağmur ne ima ettiğini anlamıştı yüzü kızardı yanına gittim elimi omzuna attım"hadi ama arada yoğun bir elektrik var"yağmur daha da kızardı o sırada doğu eline telefonu alıp *yalın-meleklerin sözü var* şarkısını açtı "hadi bakalım genç çiftler dansa"şuan rezil oluyoruz ama umurumda değildi kağanın elini tuttum doğuda zorla burakı ayağa kaldırıp dans etti batıda yağmurla dans etti nakarat bölümünde doğu Batı'nın yanına gelip "hadi ikizim eş değiştirelim"batı yağmurun elini Burak'a verdi

son nefesimde elimi sen tutacaksın
son sözlerimi bir sen duyacaksın
meleklerin sözü var
meleklerin sözü var

şarkı bitince yağmur kabine koşar adımlarla gitti bende girdim üzerimi giyindim bu sefer erkek reyonuna gittik neyseki işimiz kolaydı direk bir takım elbise alıp çıkıcaktık bu sefer biz oturduk batı konuştu"sizi bekletmicez hepimiz tek seferde aynı anda alıp gidicez"kafamızı salladık yaklaşık 25 dakikanın sonunda 4 kabin aynı anda açıldı İtalyan kesim smokin takım elbise vardı hepsinin üzerinde gözlerim kağanı buldu o korkutucu maviliklerine o smokin o kadar güzel olmuştu ki hâlâ fazlasıyla korkutucu duruyordu ama alışıktım herşeye rağmen kusursuz duruyordu ağzımı o şeklinde açtım konştum
"beyler kağan hariç sizlerin arkasında kızlar koşacak harika duruyorsunuz"kağan gülerek yanıma geldi bu sırada yağmur konuştu"fazla mi yakışıklı oldunuz ne"doğu konuştu"tabi ki siz kardeşlerinizi ne sandınız"kağan konuştu "olmuş diyosunuz yani"ben cevap verdim"aynen öyle"kağan dudaklarının kenarını kıvırdı"bizde öyle düşünmüştük"gene egosu devreye girdi kasaya yöneldik fakat aldığım abiye çok güzeldi ama ya param yetmezse ne yapacam hadi abiyeye yetti ayakkabı ve çantaya asla yetmicek hepimiz eşyalarımızı masaya koyduk kağan kredi Kartını uzattı "hepsini burdan alın"bunu kabul edemezdim nede olsa bunca şeyin parasını kağan sadece alamazdın"hayır burdan da alın lütfen"Kart uzattım ama içinde var mı onu bile bilmiyorum kağan yandan öyle bir baktı ki hemen elimi indirdim diğerlerinin yorumu ise şöyleydi;
DOĞU:heyt be beleşe geldi
BATI: eyvallah kardeşim
BURAK: para cebimize kaldı
YAĞMUR: teşekkürler kağan
hepsi bu duruma alışıktı galiba beraber çıkıp arabaya bindik nerdeyse saat 11'e geliyordu ne kadar biryerlere gitmeyi teklif etseler de kabul etmedim bugün karnım baya bir acıkmıştı açıkçası her zamanki gibi sessizliğe boğulduk gene evimin önüne geldiğimizde vedalaştım kağanda benimle beraber indi"sen gitmicek misin"güldü"sevgilimi yanlız bırakmak istemiyorum"bende güldüm diğerlerine el salladım onlar gitti Kağanla beraber kaldık sokağın ortasında öylece duruyorduk"ee napıyoruz"bunun cevabını bende bilmiyorum"bilmiyorum ki"kağan elimi tuttu"eğer uyumak istemesen seni bir yere götürücem acaba nereye"tamam da nereye"kağan cevap vermedi elimi tutup ilerledik önümüzden taksi geçince durdurdu kağan taksiye binip bir tane hastahane adresi verdi acaba nereye gidiyoruz susuyorduk yaklaşık yarım saat sonra hastahanenin önüne geldik aşağı indik içeri doğru ilerliyorduk hâlâ kağan konuşmuyordu asansöre bindik kağan 10uncu kata bastı acaba kim vardı büyük ihtimalle annesi diye düşündüm ama annesi ormanın oralarda bir yerlerdeydi asansör durdu kağanla beraber indik elimi sıkıca tuttu bir tane kapının oraya geldik baya bir kalabalıktı kapının önü hepsi koruma gibi giyinmişlerdi kağanı görünce çekildiler kağan hâlâ elimi bırakmamıştı içeri girdiğimizde onu gördüm fotoğraftaki kadındı siyah saçları mavi gözleri beyaz teniyle bize bakıyordu Fakat gözlerinin altı şişmişti yorgun duruyordu kağan elimi tutup annesinin yanına götürdü o kadar şefkatle konuşuyordu ki kağan biran bu kağan olmaz dedim"Annem bak sana kimi getirdim ikisinde de talihsizlikler geldi başımıza gelemdik özür dilerim"şuan ağlayabilirim kağanın özür diliceği asla aklıma gelmezdi ama ne demişti zaten benim için sadece annem var bana seslendi"gel prenses bak annem"yanına gittim elini öptüm gözlerimden yaş aktı"merhaba ben Buket nasılsınız"Allah belamı versin unuttum annesi konuşamıyordu hiç beklemediğimiz bir anda başını salladı o kadar kısık sesle konuştu ki duydukta duymadık gibi oldu"iyiyim kızım sen"o kadar yavaş konuştu ki ama herşeye rağmen konuştu kağanla birbirimize baktık kağan kapıyı açtı"doktor doktor"diye bağırdı hemen doktor geldi "evet ne oldu hastamız iyi gibi duruyor" ben cevap verdim"konuştu"doktor şaşırdı"konuştu mu emin misiniz"tekrar elif teyzeye döndük sesiz bir şekilde konuştu gene"bir yerden başlamak ger-"
daha fazla konuşmasına izin vermedi kağan"Tamam anne sakin ol"doktor iğne çıkardı"bu iyi bir sonuç yaklaşık 8 yıldır bu haldeyken konuşması artık herşey daha kolay bir süreç olacak"kağanın yüzüne baktım fakat mutlu gibi durmuyordu duygusuzdu"evet elif hanım şimdi bir ağrı kesici yapacam size"iğneyi yapıp çıktı çıkar çıkmaz kağan bana döndü yüzünde kocaman bir gülümseme oldu"Buket iyileşti"avuçlarımı yüzünde sabitledim"bu bir mucize ama gerçek"kağan yüzündeki ellerimin üstüne koydu elini"bu senin mucizen"odaya doktor girince kağan tekrar gülümsemesini sildi doktor konuştu"evet bu haftaki görüş süresi doldu"nasıl yani sadece 1 hafta mı"nasıl" kağan cevap verdi"hastalık ileri seviyede olunca daha da ilerlememesi için sadece 1 gün görebiliyoruz"doktor konuştu"evet sizi artık dışarıya alalım haftaya görüşmek üzere bu arada belki haftaya bir mucize daha gerçekleşebilir"kağan birşey demeden odadan çıktı bende peşinden çıktım resmen adamı orda bırakıp çıktık ne oldu biranda anlamdım kağan bahçeye çoktan inmişti yanına gidip kolunu tutum"kağan ne oluyor annen için mucize gerekiyordu ve gerçekleşti"etrafımızda kimse yoktu kağan arkasına dönmüştü yüzünü bana çevirdiğinde şok oldum.....

Piskopat SevgilimWhere stories live. Discover now